|
|
Mektub var, Ragip Duran’danKategori: Makale | 0 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 24 Temmuz 2023 17:59:11 “Şehmus selamlar, Rüstem kitabını bir çırpıda okudum. Yüreğine, kalemine sağlık. Kitabında çok sayıda tanıdığım insan var, Paris te az çok bildiğim bir kent olduğu için okuması da zevkli, hatta heyecanlı oldu. Senin bu kitapdaki tarzın aslında çok radyofonik. Okurken karşımda seni olayları anlatırken buldum. El-kol hareketlerin, ses tonun, bakışların. Özgül Kitabevi’nden söz ederken, akademi, mülteciler gibi yan konulara da kayman ilk başta konuyu dağıtırmış gibi geldi ama sonra anlatının çokboyutlu/çokrenkli olmasını sağladığına kanaat getirdim.
Bu arada Rüstem’le ilgil bir anı: Fransa Türkiyeli Öğrenciler Birliği (FTÖB) döneminden tanıdığım Rüstem, efendiliği, sukuneti ile dikkat çekmişti. Farklı siyasi fraksiyonlardan insanlarla rahatça konuşan nadir/ender insanlardan biriydi. Paris’e her gelişimde mutlaka uğradığım Rüstem, son 2-3 buluşmamızda, işlerin kötü gittiğinden, kitapevinin dönmediğinden, kimsenin yeteri kadar kitap satın alıp okumadığından yakınmıştı. Oysa ki son ya da sondan bir önceki görüşmemizde, akşamüstü kitapçıya uğradığımda kitabevi tıklım tıklımdı. Giren çıkanın sayısı belli değildi. Müşterilerin çoğu nispeten büyük kitap kolileri ile çıkıyordu dükkandan. Rüstem’le yüzyüze geldik. Mutlu bir ifadesi vardı. ‘Kusura bakma biraz yoğunuz, sen köşedeki cafe’ye git, bişeyler iç, işim bitince gelirim’ dedi. İki kahve içtim. Rüstem yorgun argın ama memnun, geldi. Tabii hemen kalabalığı sordum. Yanıtladı: ‘Allah Apo’yu ölümsüz kılsın!’ Meğerse bir dergi, Abdullah Öcalan’ın avukatlarına verdiği kitap sipariş listesini yayınlamış, Kürtler de ‘Serok Apo’nun’ okuduğu kitapları okumak için Özgül’e doluşmuş. O sıralarda İmralı’da Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmelerin tutanakları da yayınlanıyordu. Öcalan Kürtleri okumaya teşvik ediyordu. Hatta ‘Beni anlamak için Amin Maalouf’u okuyun’ demişti. Gerçi bu iki şahsiyet çok farklı insanlar ama olsun, Paris’deki Kürtler de zaten en çok Amin Maalouf kitaplarını satın alıyormuş. Özgül Kitabevi’nin Barış Akademisyenlerinin girişimiyle satın alınıp veya yeniden kiralanması ve Rüstem’in anısına, adını taşıyan bir kültür merkezine dönüştürülmesi projesinden söz etmiştim. Bu girişimden Selim Eskiizmirliler bana bahsetmişti. Sonra araya pandemi girdi. Proje durdu, bilahare yeniden ele aldılar mı, bilmiyorum. Var mı bu konuda bir gelişme? (Bu konudan önce veya sonra hiç haberim olmadı. MŞG) İyi günler. Ragıp.” Ragıp’ı 1970’lerin ilk yarısının sonuna doğru Aix-en-Provence isimli, Marsilya’ya ve Akdeniz’e otuz kilometrelik, üniversite ve öğrenci kentinde tanıdım. Galatasaray Lisesi’ni bitirmiş Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırmış, memleket meseleleriyle ugraşıyordu. Mizahı harika, kahkahası sürekliydi. Arkadaş, yoldaş, kardeş, meslektaş. Gazeteciliği seçti sonra. Temelli. Afganistan dağlarında mucahitlerle görüştü, mesleki ve toplumbilimsel ve siyasetbilimsel iyi kitaplar yazdı. Dostluğumuz inişli çıkışlı, kara kedili güvercinli, güneşli güneşsiz, varlı yoklu geçti, bugünlere kadar geldik. Birkaç zamandır Akdeniz’i, Eğe’nin anasını, Selanik’ten seyreylemeyi tercih ediyor. Rüzgar meselesi. Beyaz Kule’nin karşısındaki lokantada balık ekmek ve/veya kızartılmış ahtapot yiyor. Afiyet şeker olsun. Led Zeppelin, Şivan Perver, Barbara, Ferré, Ferrat, Brassens, Renaud, Türkiye’den Neşet Ertaş. dinliyor(muş). Güvercinlerin yalancısıyım. Taklacı güvercinler hep Güney’e uçuyor. Malum. Uçarken bir-iki haberi de yazdırıyorlar. Bizlere. Bu da malum. En son birkaç yıl önce Ragıp’la Paris’te merhabalaşmış, ayak üstü iki satır konuşmuştuk. Email ilişkimiz ise zamanlı ve yararlı biçimde sürmüştü. Sürüyor da. Bu sabah, bu Pazar 23 Temmuz 2023 sabahı, iletisini alınca, bu iletiyi kendim için saklayamazdım. Sizinle paylaşmalıydım. İşte paylaştım. Birkaç gün önce de Nahel’in öldürülmesi ve sonrası için uzaktan söyleşi yapmış, uzaktan söyleşiyi yayınlamaya karar vermiştik. Yakında yayınlanınca göreceksiniz. Rüstem ikimiz için de unutulmazlardan. Bilge. Harbiden “Delikanlı”. Evet tanınması, bilinmesi gerekli bir Anadolu çocuğudur Rüstem. Kitapçı Rüstem, Paris başlığını taşıyan ekitabımda aktarmaya çalıştığım gibi. Kitapçı Rüstem üzerine yazılacak daha pek çok şey var. Fırsat buldukça yazacağım. Yakın dostlarını yazmaya teşvik edeceğim/ediyorum. Bu topraklarda böyle canlar da yetişiyor diyebilmek için. Bilinmeli. Ragıp’ın da Rüstem ve FTÖB ve Paris ve Aix üzerine yazacağı dünya kadar şey olduğunu biliyorum. Umarım yazmaya zaman bulur. Ha gayret. +++ Rüstem’e dair ekitabımı hazırlarken kadim dost, buradaki en kıdemli gazetecilerimizden değerli dost Tansu Sarıtaylı’dan Özgül Kitabevi’nde çekilmiş toplu bir veya iki fotomuzu göndermesini rica etmiştim. Dev arşivi içinde arayıp taradıktan sonra nihayet bulduğu fotoyu birkaç hafta önce gönderdi. Sağolsun. Ekitabımı yayınladıktan sonra. Ama olsun, Fransızların dediği gibi “Geç olması hiç olmamasından iyidir.” Bu fotoyu da sunuyorum. Rüstem halay başımızdır. Ragıp Duran kardeşime, Tansu Sarıtaylı kardeşime binbir teşekkür. Biz buyuz işte. Unutulmasınlar listemizde Rüstem de var. Rüstem’e selam ve sevgilerimizle. Sağlıcakla kalın.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|