|
|
Demokrasinin yozlaşıp ayak takımının hakimiyet kurduğu rejim: OklokrasiKategori: Makale | 0 Yorum | 05 Haziran 2023 23:11:43 Romalı tarihçi Polybius'un (M.Ö. 208-126) bundan 2 bin yıl önce öngördüğü, demokrasinin son evresidir Oklokrasi. Demokrasi tüm vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimi olarak tanımlanırsa, esasında eşit olmayan insanlar eşit sayılır, eşit oy hakkındadır ve işte bu oklokrasinin ilk tohumudur. Nüfus hızla arttığı halde eğitimin bu artışa yetişemediği bir durumda, toplumun çoğunluğunu eğitimsiz insanların oluşturması kaçınılmaz bir son olur ve işte bu oklokrasinin ilk filizidir.
Bilgileri olmasa da fikirleri vardır ve bir araya gelmezler, getirilemezler zira kendi fikirlerinden başka bir fikri kabullenmeleri neredeyse imkansızdır. Eğer bu başıboş kalabalık bir araya toparlanmak istenirse hepsinin ortak noktasından yakalayıp, ortak bir fikir, ortak bir hedef ve ortak bir düşman yaratmak gerekir, bunu yapabilen, bu toplumu siyasi alanda taşma noktasına getiren bir siyasi topluluk ortaya çıkarsa işte bu oklokrasinin gövdesidir. Niteliksiz çoğunluğun siyasi otoriteyi ele geçirmesi ile birlikte artık elimizde sadece gövdesi değil aynı zamanda dalları da olan bir ağaç vardır, her dal devlet otoritesinde kendisine bir yer bulur ve kendi beslendiği öz ile yeşerir, yeni yaprakları yeşertir, eğitimli insanları gölgede bırakan bu yapı oklokrasinin meyvesidir. Bir yıldızın yaşam evreleri gibi bu siyasi yapı da önce ışık saçacak, sonra enerjisi azalacak, enerjisi azaldıkça büyümeye başlayacak, büyüdükçe enerjisi daha çok azalacak ve en sonunda kendi çekirdeğinin üzerine çökecektir. Oklokrasinin bu kaçınılmaz sonu toplumsal bir kaosa sebep olsa da, beslendiği öz kendisini bu çöküşten sorumlu tutmak yerine hatasına devam edecektir, işte tam da bu anda akıllarına 2bin yıl önceki bir çözüm gelecek magistratus extraordinarius * Polybius bu sonucun yeni bir tiranlığın başlangıcı olduğunu söyler, gerçek ise toplumun kurtarıcı olarak başa getirdiği kişinin içinde bir tiran mı yoksa bir kurtarıcı mı yattığıdır. Eminim ki bu toplum, kendisini izleyen, gidişatı çözen ve bu geleceği öngören kişiye bir gün tüm gücü ve yetkiyi vermekten imtina etmeyecektir, şanslıysak o kişi bir tiran değil de sadece yapabileceği tüm iyi şeyleri yapmaya çalışan biri olur. Kabaca tanımlamak gerekirse, yozlaşmış demokrasidir oklokrasi. Nüfus artış süratinin bir ülkenin eğitim seviyesi ve entelektüel birikimini aşmasıyla ortaya çıkan bu yönetim şeklinde kabaca cahil ve eğitimsiz kitlelerin azınlıkta kalan eğitimlilerin yetkilerini tehdit ve korkutma gibi yöntemlerle ifa etmesine engel olması esastır. Oklokrasi, polybios'un istoriai'de poleis çağı olarak belirttiği antik yunan'daki örnekler üzerinden anlattığı bir devinimsel döngü sonucu ortaya çıkar. Buna göre; monarşi egemeni güçle zehirleyip çirkinleştirir ve ortaya tiranizm'in çıkmasına yol açar. Tiranlara ise toplumun en güçlü ve zenginleri isyan bayrağını açar ve tüm kesimlerden destek görerek idareyi ele alıp aristokratik yönetim'e start verir. Aristokratlar da zaman içerisinde kendi içerisinde elenir ve içlerindeki en zenginler yönetimi ele alınca ortaya oligarşi çıkar. Gücün çok kısıtlı bir kesimin elinde toplanmasına isyan eden kitleler demokratik cumhuriyet'i oluşturur ve bu demokratik yapı da zaman içerisinde eğitimsizlik ve niteliksizlik sebebiyle oklokrasiye evrimleşir. Linç kültürü, dezenformasyon üzerinden kültürel, dinî ve sosyal mühendislik ve irili ufaklı yolsuzluk girişimleri oklokrasinin olmazsa olmaz ögeleridir. Aslında temel mesele, erkin halkın eline geçmesiyle ve halkın içerisinde bilgisi olmadan fikri olan kişi sayısının bilgisi olup yetkisi olan kişi sayısını aşmasıyla ortaya çıkan ve kendiliğinden oluşan bu yönetim şeklinin, toplumsal yozlaşmanın önünün alınmasını da engellediğinden belli bir süre sonra popüler ve ucuz söylemlerin büyük rağbet gördüğü bir toplumsal histeri haline evrilmesidir. Gücün sıklıkla bu söylemleri icra eden karizmatik ve manipülatif bir liderin ve onun etrafındaki birkaç güçlü figürün etrafında toplandığı bir diktatörlük de oklokrasi'nin tarih boyunca en bilindik ve en sık karşımıza çıkan sonucu olagelmiştir. Kaynak : eksiseyler.com * Magistratus ordinarii (olağan magistralar) ve Magistratus extraordinarii (olağandışı magistralar) Roma Cumhuriyeti'nde siyasi, askerî ve bazı durumlarda dinî iktidarı elinde bulunduran yetkililerin oluşturduğu iki kategori idi. Olağan magistralar (censura dışında) senede bir seçilir ve bir yıl süreyle hizmet verirlerdi. Genellikle tek kişinin elinde çok fazla güç toplamasını engellemek için her olağan magistralığa en az iki kişi seçilirdi. Buna karşılık olağandışı magistralar yalnızca özel durumlarda seçilir ve kesinlikle ikinci bir meslektaş seçilmezdi. Olağandışı magistraların olağan magistraların üstünde yetkisi vardı.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|