A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Türkiye ve Arap ülkelerinde

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | 09 Nisan 2023 08:01:37

Avrupa ülkeleri yolsuzluk ve güvenlik endişesi nedeniyle "altın vize" programlarını sonlandırırken, Türkiye ve pek çok Arap ülkesinde ikamet izni ve vatandaşlık fırsatı sunan bu programlar bir endüstriye dönüşmekte. Bağdat doğumlu Iraklı Hiba Ahmad, 2014'te IŞİD'in Irak topraklarının bir bölümünde kontrolü ele geçirmesi üzerine, ülkesinden kaçış için bir yol aramaya koyulmuş. Bu arayışını DW'ye, "Irak dışında, güvende olabileceğim bir yere ihtiyacım olduğunu düşündüm” sözleriyle anlatan Ahmad, internette yaptığı araştırmaların ardından, Türkiye'de küçük bir daire aldığını anlatıyor.

Hiba Ahmad, İstanbul'a yaklaşık bir saat uzaklıkta ve küçük bir sahil beldesi yakınındaki bu daireyi yaklaşık 40 bin dolara satın almış.



IŞİD 2017'de yenilgiye uğratıldı, ancak Ahmad, "gerektiğinde kaçacak yerim olsun" diye satın aldığı bu eve bugün de düzenli aralıklarla geliyor. Yaz aylarında Bağdat'ın çok sıcak olduğunu anlatan Hiba Ahmad, ayrıca, "Türkiye'de evimin bulunduğu yer sakin ve huzurlu, burada iki üç ay kalıyorum" diyor.
Ev satın almış olması, ona dilediği zaman Türkiye'ye gelip, dilediği kadar kalabilme imkanı sağlıyor. Gayrimenkul yatırımı yapmamış olsaydı ancak bir aylığına turist vizesi alabilecekti. Ev satın aldığı için iki yıllık vize alabiliyor ve bu vize düzenli olarak yenileniyor. Ahmad istese, Türk vatandaşlığına da başvurabilir.

Altın göçmenlik fırsatlarının nedenleri

Hiba Ahmad'ın durumu, halk arasında "altın vize" olarak adlandırılan, yatırım yoluyla vize programlarının sunduğu imkanlara sadece bir örnek.

Türkiye son dönemde vize düzenlemelerini sıkılaştırmış olsa da, bu fırsatlar üçüncü ülke vatandaşlarının gayrimenkul yatırımlarına ilgisini arttırdı.

Yatırım yoluyla vatandaşlık hakkını elde etme imkanı da var. "Altın pasaport" olarak nitelendirilen bu programlar ise genelde daha fazla para, evrak ve zaman demek.

Türkiye ve pek çok Ortadoğu ülkesinin hem altın vize hem altın vatandaşlık programlarını yaygınlaştırmadaki motivasyonları ise benzer.

Siyasi yönetimler bu programlarla ülkelerine yatırımları teşvik etmek ve döviz mevduatlarını artırmak istiyorlar. Bu programlara katılan bireyler için de bu programlar daha iyi bir yaşam tarzı, daha fazla seyahat imkanı sunuyor. Ayrıca bu aynı zamanda onlara ülkelerindeki siyasi sorunlardan, ekonomik çalkantılardan veya çatışmalardan kaçma imkanı da sunabiliyor.

Ortadoğu'da programlar ivme kazanıyor

Kanada, ABD, İrlanda ve AB üyesi ülkelerin de buna benzer programları vardı. Türkiye ve Arap ülkelerinde ise bu uygulamalar son beş yılda popülerlik kazandı.

Mısır, bu yılın Mart ayında, yatırım yoluyla Mısır vatandaşlığına geçmeyi daha da kolaylaştırdı. Aslında Mısır'da bu program 2020'den bu yana uygulanıyor ancak ülkedeki ekonomik sorunlar nedeniyle Mart ayında koşullar daha da esnetildi. Çünkü Mısır'ın daha fazla yabancı yatırımcıya ve dövize ihtiyacı var.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de 2019 yılından bu yana altın vize programı var. 2022'de yapılan değişikliklerle bu fırsatlara erişim daha ucuz ve kolay hale getirildi.

Ürdün'de bu programlar 2018'den bu yana uygulanırken, Katar da 2020'de, gayrimenkul yatırımı yapanlara daha uzun süreli, geçici bir ikamet imkanı sunmaya başladı.

Bahreyn 2022'den bu yana "altın vize ikamet" programına sahip, üstelik bu ay büyük ölçekli yatırımlar için de bir "altın lisans" uygulamasını yürürlüğe soktu. Suudi Arabistan da bu yıl bir "premium ikamet" programı başlattı.

Avrupa neden frene bastı?

İtalya'daki Avrupa Üniversitesi Enstitüsü'nden Profesör Jelena Dzankic, Portekiz, Yunanistan ve Kıbrıs gibi Avrupa ülkelerinde sunulan altın pasaport ve ikamet programlarının artık aşamalı olarak kaldırıldığına dikkat çekti.

Aynı zamanda Küresel Vatandaşlık Gözlemevi'nin eş direktörü olan Dzankic, Avrupa ülkelerinin bu programları kaldırmasında patlak veren yolsuzluk skandalları kadar güvenlik endişelerinin de etkili olduğunu vurgulayarak, "Ortadoğu'daki gelişmeler, Avrupa'da gözlemlemekte olduğumuz eğilimin tam aksini yansıtıyor" diye konuştu.

"Vatandaşlığın para karşılığında satılması" olarak tanımlanan ve uzun süredir eleştirilen bu programların ilgili ülkelerde güvenlik zaafiyetine yol açabileceği uyarısı yapılıyor. Yine bunların şişirilmiş emlak fiyatlarına yol açtığı, ülkeleri yolsuzluk ve kara para aklama riskine açık hale getirdiği belirtiliyor.

Ayrıca Ukrayna'da savaşın patlak vermesinin ardından AB, üye ülkelerden bu programlara son verilmesini istedi. Brüksel, üye ülke başkentlerini, Rusya'ya uygulanan yaptırımlardan kaçmak isteyenlerin bu programları kendi çıkarları için araçsallaştırabilecekleri konusunda uyardı.

Tüm bu gelişmeler nedeniyle Avrupa'da bu programların aşamalı olarak kaldırıldığını anlatan Dzankic, bunun Türkiye ve diğer Arap ülkelerine yönelen ilgide etkili olmuş olabileceğini kaydetti.

Dzankic, "Dolayısıyla, bir pazar, yani Avrupa pazarı erişilemez hale geldikçe, insanların uygun alternatifler aramaya başladığını varsayıyorum" diye konuştu.

"Endüstriye dönüşüyor"

Vatandaşlık hakkının yatırım yoluyla kazanılmasına ilişkin düşünce, 1980'li yıllara dayanıyor.

İsviçre merkezli Yatırım Göç Konseyi'ne (IMC) göre bu nitelikteki ilk program Tonga'da 1982 yılında uygulanmış. Sonra bunu 1984 yılında Saint Christopher ve Nevis adaları izlemiş. Sömürgecilik sonrasında zor bir dönem geçiren bu küçük ada devletleri, yatırımlar karşılığında vatandaşlık ya da ikamet izni vererek, kaynak sağlamaya çalışmış.

Bu konuyla ilgili yürüttüğü araştırmalarla tanınan Profesör Dzankic, artık bu uygulamalar ve programlarla bir "vatandaşlık endüstrisinin" oluştuğuna, birçok şirketin, daha fazla avantaj sağlayabilmek için, yatırım yapacakları ülke nezdinde lobi faaliyetleri yürüttüklerine işaret etti.

Sektör gözlemcilerine göre, Ortadoğu ülkeleri çekim merkezi olmaya çalışırken, yine bölge ülkelerindeki yatırımcılar da başka bölgelerde arayış içerisinde. Özellikle Lübnan, Irak, Libya ve Suriye gibi çatışma veya ekonomik çalkantı yaşayan ülkelerdeki varlıklı bireyler, başka ülkelerin bu tür programlarından yararlanmaya çalışıyor.

Ortadoğulu yatırımcılar en aktifler arasında

Altın pasaport ya da altın vize gibi programlara kaç kişinin ve kimlerin başvurduğunu söylemek zor. Çünkü devletler şeffaf olmama, istatistikleri geç yayımlama eğiliminde olabiliyor.

Ancak IMC'den David Regueiro, Ortadoğulu yatırımcıların, bu programlara en aktif katılım sergileyenler arasında ilk sıralarda yer aldıklarını kaydetti.

"Ortadoğulu yatırımcılar bu programların dünyadaki en aktif tüketicilerinden bazıları" bilgisini paylaşan Regueiro, hatta bazı ülkelerin bu programlarına başvuranların dörtte üçünden fazlasının Ortadoğu'dan olduğunu aktardı.

Bu yatırımcıların milliyetlerini ise Regueiro şöyle sıraladı: Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE, Katar, Bahreyn, Lübnan, Suriye ve İran.

IMC uzmanı, göçmen yatırımcıların çoğunun 2 milyon ila 10 milyon dolar arasında net değere sahip varlıklı kişiler olduklarını söylemekle birlikte, "Orta gelirliler de daha fazla ilgi gösteriyor" dedi.

Mısır ve Türkiye'de olduğu gibi daha ucuz ve erişimi kolay programların sayısı arttıkça, milyarder olmayanların da bu tür programlara yönelmesinde artış olacağı belirtiliyor. Bunda iklim değişikliği, ekonomik kriz gibi faktörlerin etkili olduğuna dikkat çekiliyor.

Gelecek belirsiz

Uzmanlar, Ortadoğu'daki programların nasıl sonuç vereceğini, başarılı olup olmayacaklarını değerlendirmek için zamana ihtiyaç duyulduğu görüşünde.

IMC'den David Regueiro, Ortadoğu'da yeni benzeri programlarda artış olacağı öngörüsünü dile getirirken, aynı zamanda bu süreçlerin denetimine de ağırlık verilmek zorunda kalınacağını vurguladı.

Karayipler'de on yıllardır benzeri programların başarıyla yürütüldüğünü anlatan Regueiro, bunda programların uygulanmasına ve süreçlere duyulan güvenin etkili olduğunun altını çizdi.

Profesör Jelena Dzankic ise Ortadoğu'daki programların yeni uygulanmaya başlandığına işaret ederek, ne ölçüde başarı sağlanacağında, "talep kadar vatandaşlık endüstrisinin vereceği tepkinin de etikili olacağını" belirtti.

Bu programların uygulandığı AB üyesi ülkelerde denetim süreçleri olduğunu anlatan Dzankic, Ortadoğu ülkelerinde bunun olmadığını hatırlattı.

"Ayrıca bu ülkelerde AB'de olduğu gibi demokrasi ve iyi yönetişim baskısı daha az olacaktır" diyen Dzankic, zaman içerisinde daha farklı sorunların doğabileceği konusunda da uyardı.

AB'nin geçen yıl Vanuatu vatandaşlarına vizesiz seyahat hakkını kaldırdığını hatırlatan Dzankic, bu kararda söz konusu ülkenin yatırımlar yoluyla vatandaşlık programının etkili olduğunu anlattı. Jelena Dzankic, AB'nin bu kararı Vanuatu'nun bu kapsamdaki düzenlemeleri çok esnek olduğu gerekçesiyle aldığını söyledi.

Kaynak : DW | Cathrin Schaer


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap

Türkiye destekli Suriyeli savaşçılar Nijer'de ne yapıyor?
GÜNEŞE YOLCULUK
Cumhurbaşkanlığı seçimini reformcu Pezeşkiyan kazandı.
EKŞİ, "ERİK" TADINDA
BİR TUR DAHA

Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı
Tayland esrarı yeniden yasaklıyor.
İstanbul kirada Avrupa’nın lideri
Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK

Dünyanın ekolojik kaynakları haftaya tükeniyor.
Ormanlara yasal haklar verilebilir mi, tüzel kişiliği olan ormanlar var mı?
'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

Kırık Camlar Teorisi
Dünyanın en eski şarabı 2000 yıllık Roma mezarında bulundu
Otizmin arkasından Neandertaller çıktı.
Beynimiz uykuda geleceği tahmin etmeye çalışıyor.
Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.

Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor
Haberleri takip etmeyenlerin sayısı artıyor…
İstanbulluların %44'ü kıt kanaat geçiniyor

"RAHATI KAÇAN" ADAM
GÜZİN'LE
GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR

DEVENİN BOYNU
Çarpık Eğitim
Ziyafet
Kim Aptal, Kim Akıllı
SİVAS

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git