|
|
Türkiye'de 1 milyon ağaçlık endişe.Kategori: Çevre | 0 Yorum | Yazan: Haberci | 13 Mayıs 2008 06:46:34 Çevrecilerin endişelerini yersiz bulan Turizm Bakanı 'şu anda' 58 ormanlık arazinin tahsis beklediğini açıkladı. Turizm Teşvik Kanunu'ndaki değişikliklerin TBMM'den geçmesinin ardından, turizme tahsis edilmek için gün sayan yerleri tek tek belirledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan listede, Bodrum ve Antalya’daki bakir koyların yoğunluğu dikkat çekti. Listede kimi tahsis alanlarının metrekaresi belirtilmemiş. Belirtilenlere göre turizme tahsis edilecek en az 8.7 milyon metrekare (876 hektar) arazinin yedisi Bodrum, ikisi Marmaris, biri Fethiye ve 24’ü Antalya’da. Listede Aydın, Isparta ve Kütahya’da birer, Bolu’da iki, Bursa’da üç, Kars’ta dört, Mersin’de 12 yer görünüyor. Anayasa Mahkemesi’nden dönen Turizmi Teşvik Kanunu değişiklikleri geçen hafta yeniden TBMM’nin önüne geldi. Onaylandı ve geçti. Çevreciler öfkeli. Çünkü “Ormanların orman olarak kalmasında üstün kamu yararı vardır” diyen Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, ormanlarda turizm tahsisleri yeniden başlayacak. Çevrecilere göre orman tahsisine getirilen “bir ilin toplam orman alanının en fazla binde 5’i” sınırlaması da bir kandırmaca. Çünkü, bu oran örneğin Antalya’da 1 milyonu aşkın ağaca denk geliyor. “Asıl çevreci benim” diyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a göreyse endişeler yersiz. “25 yıldan beri var olan yasada turizm için orman tahsisini kolaylaştırmak yerine daha da zorlaştırıcı şartlara bağladık. Ormanları katletmek bir kenara, asıl çevreci olan benim” diyen Günay, şartlara uyan firmalara alanların tahsis edileceğini söyledi. Günay, Turizm Bakanlığı’nın tahsis listesinde bulunan 876 hektarlık (yaklaşık 1752 futbol sahası) 58 alan dışında ‘şu anda’ yeni tahsisin söz konusu olmadığını da belirtti. Turizm Bakanı: Asıl çevreci benim Turizmi Teşvik Kanunu’nun 1982 yılından beri var olduğunu vurgulayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Asıl çevreci olan benim” diyerek yasanın son halini savundu: “Orman alanlarını turizme tahsis, 1982 yılından bu yana yapılıyordu. Anayasa Mahkemesi 2007 yılında iki maddeye iptal kararı verince bazı değişiklikler yaptık. Bu değişiklikler ormanların turizme tahsini bazı şartlara bağladı. Bunlardan ilki, turizm gelişim alanında başka bir Hazine arazisinin bulunmaması şartı, diğeri (tahsisin) o ilin toplam orman yüzölçümünün binde 5’ini geçmemesi, üçüncü şart ise orman alanına inşa edilecek yapıların emsal oranının yüzde 30 olması. Ayrıca kesilen orman alanının üç katı kadar, ister ağaç olsun isterse olmasın, o alanın üç katı kadar ağaç bedeli ve yeni dikilecek. Ağaçların da üç yıllık bakım ücreti firmadan talep ediliyor. Bunu karşılamayan firmanın izin belgesi verilmiyor. Bu da taban kullanım oranının düşmesi anlamına geliyor. Biz burada ormanın katledilmesine müsaade etmiyoruz. Aksine daha da kontrol altına alıyoruz. Asıl çevreci olan benim. Bir ağacın korunması için elimden gelen tüm çabayı gösteriyorum. Yabancılara ormanlar verilecek deniliyor. Zaten 25 yıldır yabancılara veriliyordu. Sadece ‘mallar’ ifadesini ‘taşınmazlar’ olarak değiştirdik. Doğayı en az çevreciler kadar bizler de koruyoruz. Ayrıca yasaya uyulmadığı her durum için yargı yolu açıktır.” Biraz da İç Anadolu teşvik edilsin! Bodrum’da ormanlık koyların turizme tahsisine karşı mücadele yürüten Maviyol Girişimi adına Filiz Dizdar ‘Ormanın orman olarak kalmasında üstün kamu yararı vardır’ diyen Anayasa Mahkemesi kararına uyulmasını, yani tahsislerin durdurulmasını istedi. Dizdar’a göre turizm illa teşvik edilecekse, İç Anadolu Bölgesi’nde daha uygun bölgelerde teşvik edilmeli: “Tahsisler mavi yolculuğun bitmesi anlamına geliyor. Çünkü turizm için tahsis edilen Adalıyalı ve Çökertme, el değmemiş, bakir yerler ve mavi yolculuğun en yoğun uğrak yerleri. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir mavi yolculuk yok. Daha önce tahsislerle ilgili 130 bin imza topladık. TBMM’de gurubu olan partilerin değişikliği yeniden Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi için çalışma başlattık. Çünkü başka Bodrum yok. Bodrum’un kıyı bölgeleri düşünüldüğünde binde 5 oranının aslında ne kadar büyük bir alanı kapsadığı ortaya çıkıyor. Atılan bu adım turizi teşvik değil, Bodrum için turizm öldürülmesi anlamına gelecek. Tam bir talan politikası uygulanıyor. Bakanlar değişiyor ancak zihniyet değişmiyor. İç Anadolu’da tuzimin desteklenmesini bekleyen o kadar çok yer var ki, Bodrum’da turizmi teşvik etmenin gereği yok. MNG’nin tahsise edilmiş alanın ne hale getirildiğini tüm Türkiye gördü. Yapılacak teşviklerin, tahsis edilecek alanların da ne hale getirileceğinin bir göstergesidir bu.” Kökleri 1982’ye uzanan bir kavga
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|