A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bereketli Topraklar Üzerinde...

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | 12 Mayıs 2008 08:32:44

Tarihte öyle dönemler var ki yüzyıllara sığacak olaylar sanki küçücük bir zaman diliminde olup bitivermiştir. Ancak o kısa zaman parçalarında olan bitenler kazındıkları insanlık belleğinde kuşaktan kuşağa aktarılırken bıraktıkları derin izlerle yüzyıllara bedel olarak yaşar gider.

Bu üç sözcüğü ilk kez bir arada öğrencilik yıllarımda duymuştum. 1980’lerin başıydı. Üniversitenin kültür merkezinde izlediğim filme aittiler. Sonra yıllarca aynı sözcüklerin izini yeniden sürdüm. Ta ki Deniz’lerin anısının en canlı tanığı Erdal Öz’ün kitabı “Gülünün solduğu Akşam”ın elime geçtiği zamana kadar…


Deniz Gezmiş’in savunma hazırlıkları yaptığı Mamak’taki hapishane odasını betimlerken yatağın köşesinde Orhan Kemal’in okunmaktan yıpranmış bir romanı vardı diyordu Erdal Öz. O roman “Bereketli Topraklar Üzerinde” idi. 1978-1979 yılında çekildiğini ancak daha sonra ortadan kaybolduğunu öğrendiğim uyarlaması şu aralar 28 yıl sonra yeniden vizyonda…

Sinemaya can veren biraz da edebiyattı başta. Uyarlamalar sinemacının mesleğini sanat olarak kabul ettirebilmek için başvurduğu bir yol gibi görünse de aslında bunu kolaylaştıran çaba olmuştur. İkisini de severim ama bir tutmam. Bu yüzden filmini hiçbir yerde bulamasam da daha sonra romanını alıp okumuştum “Bereketli Topraklar Üzerinde”nin.

Ülkemizde farklı çizgiden toplum sorunlarına eğilen ilk gerçekçi filmler 1964’te senaryosunu Vedat Türkali’nin yazdığı “Karanlıkta Uyananlar” (Ertem Göreç) ve Turgut Özakman’ın 1962’de yayınlanmış “Ocak” adlı tiyatro oyunundan Halit Refiğ tarafından uyarlanan “Gurbet Kuşları”ydı. Filmin diyaloglarını Orhan Kemal yazmıştı.

Türkiye’de sinemacılar kuşağının öncüsü Lütfi Ö. Akad gösterilmektedir. Akad öncülüğünün yanı sıra kendini izleyen yeni sinemacılar kuşağıyla aynı dönem içerisinde önemli filmlere imzasını koyup edebiyatta köy ve kent sorunlarıyla başlayan toplumcu gerçekçilik çizgisini, içgöçü konu alan Gelin, Düğün ve Diyet üçlemesiyle sürdürmüştü. Bir yanda Lütfi Ö. Akad’la ve sonraki kuşaktan Yılmaz Güney gibi sıra dışı, toplumsal çelişki ve gerçeklikleri ortaya koyan özgün ve yaratıcılar dışında sinemamızın başarısında, diğer yandan da edebiyatın özellikle toplumcu romanın katkısıyla bir gelişim sağlandığını göz ardı edemeyiz. Birçok edebi yapıtın tanınmasında da yönetmenlerin rolleri küçümsenemez. Bu aşamadan sonra ancak toplumcu yazarlara ait bazı öykü ve romanlar filme çekilmeye başlanmıştı: Cemo (Kemal Bilbaşar), Halkalı Köle (Bekir Yıldız) ve Karartma Geceleri (Rıfat Ilgaz) bunlardan sadece birkaçıdır.

Türkiye sinemasının ulusal ve uluslar arası başarısında da edebiyat ve sinemanın dayanışması göze çarpar. Ömer Kavur gelmiş geçmiş bütün nitelikli filmler sıralamasında “Anayurt Oteli” ile hala listelerin en üst sırasındadır. Berna Moran “Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış”ta ezilmiş insanların romanı diye nitelediği dönemi incelerken Yusuf Atılgan’ın küçük bir Anadolu kasaba otelindeki katip Zebercet’inin hikayesini de ele alır. Fakir Baykurt’un “Yılanların Öcü” romanında rastladığımız Irazca’sı, mücadeleci ve etkin ana karakteriyle Metin Erksan’ın filminde bir kere daha sevilmiştir. Necati Cumalı’nın bir öyküsünden uyarlanan “Susuz Yaz” ise yurt dışında ödül alarak sinemamızın adını sınırların dışına taşırmayı bilmiştir. Daha sonra çekilen Gizli Yüz, Salkım Hanımın Taneleri ve Mutluluk gibi filmlerin de hepsi birer uyarlamaydı.

Türk sinemasına önemli katkılar sağlayan Orhan Kemal’in sinema diline aktarılmış romanları arasında Gurbet Kuşları, 72. Koğuş, Murtaza, Hanımın Çiftliği, Devlet Kuşu, El Kızı, Suçlu, Vukuat Var, Eskici Ve Oğulları yer alıyor. Yazar bazı filmlerin senaryolarının yanı sıra “Üç Arkadaş” adlı filmin bazı diyaloglarını yazmış, “Senaryo Tekniği” adında bir de inceleme kitabı yayınlamıştı.

Bursa hapisliği Orhan Kemal’in yazarlık yaşamında bir dönüm noktası sayılır. 1938 yılında Askerlik görevini yaptığı sıralarda ceza yasasının 94. maddesine muhalefetten yargılanıp 5 yıl hüküm giymişti. 1938-1943 yılları arasında yattığı Bursa Ceza Evi, 1940’ta Nâzım Hikmet'in buraya nakledilmesiyle tanışmasına vesile olur. Nâzım ustanın toplumculuk anlayışından etkilenen Orhan Kemal, şiir yazmaktan düz yazıya geçip ülkemizin en iyi romancıları arasına katılır. Dergilerde ilk öyküleri bu dönemde çıkar. 1956 yılında kaleme aldığı “Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl” adlı kitapta da bu konuyla ilgili anılarını aktarır (Nazım da sinemanın her alanında emek vermiş, 1937’de “Güneşe Doğru” adlı filmi çekmişti)…

Bereketli Topraklar Üzerinde eleştirmenler tarafından Orhan Kemal’in en iyi romanı gösterilmiştir. Moran’a göre, başarısının nedeni toplumsal gerçekliği doğru yansıtmasından kaynaklıydı.

Belki edebiyat tutkumdan belki de sinema aşkımdan Erden Kıral’ın filmleri beni hep mıknatıs gibi çekmiştir. Yılmaz Güney’e de asistanlık yaparak adım attığı sinemada yönetmenliğe “Kanal” filmiyle başlamış, salt yönetmen olmanın ötesinde sinemanın senaryodan kameraya ilişkin her alanda başarı göstermeyi gerektiren bir dönemin, yeni sinemacılar döneminin temsilcisi olmuştu; hakkında “Çağdaş yaklaşımlarla, yalın anlatımıyla özellikle yurt dışında dikkat çekti” diyordu Agâh Özgüç.

Önce “Kimse”yi, ardından sinemaya uyarladığı “O/Hakkari’de Bir Mevsim”i, bir çırpıda okuyup bitirmiştim. Ferit Edgü’nün yazdıkları yaşadığımız topraklarda insanları bugün hala aşamadığı o günkü koşullarda çatışmalarıyla çok iyi anlatıyordu çünkü. O öyküler mutlaka filme çekilmeliydi. Erden Kıral sinemanın önemli bir kuşağının temsilcisi olarak seçimlerini iyi yapmıştı. Hakkari’de Bir Mevsim haklı olarak ödül almıştı. Ayna, Av zamanı ve Mavi Sürgün de öyle. Bereketli Topraklar Üzerinde filmi ise o güne dek çekilen en iyi Orhan Kemal uyarlaması sayılmakta. Avrupa’da (Nantes ve Strasbourg) en iyi film seçildi.

Filmde yıldız oyunculuk sistemi yok, örneğin Nur Sürer de bu ilk filminde Tuncel Kurtiz, Yaman Okay ve Erkan Yücel ile beraber rol almış. Başrolde tarım emekçileri görünüyor diyordu Erden Kıral. Bu yüzden film yarı belgesel nitelik taşır.

Tuncel Kurtiz, Mahmut Tali Öngören ve Erden Kıral’ın senaryosunu birlikte yazdıkları filmde Köse Hasan, Pehlivan Ali ve İflâhsızın Yusuf’un çalışmak için Çukurova’ya gelişleri ve oradaki yaşantıları anlatılır. Önce bir fabrikada, ardından inşaatta, sonra da tarlalarda çok ağır koşullarda işçilik yapmaya başlarlar. Ancak basit bireysel dünyalarından koparak geldikleri kentte insanlık dışı üretim ve yaşam ilişkileri tüm çabalarına rağmen 3 arkadaşa kötü bir son hazırlar. İkisi hayatını kaybeder. Sadece birisi köyüne dönebilecektir:

“Lakin denmez be Mıstık. İnsanlığa sığmaz be. Ne dersen, insan dediğin bir insan ya canını vermeli insanlar için, ya da gölge etmemeli dünyamıza!” .


Orhan Kemal, daha sonra Bereketli Topraklar Üzerinde romanının bir nev’i devamı gibi olan “Gurbet Kuşlar”nı kaleme almıştır. Bu defa üç arkadaştan hayatta kalanın oğlunun İstanbul’a gelişini anlatır. Aynı isimli filmle hiç ilgisi yoktur. Gurbet Kuşları adlı filmde ardı arkası kesilmeyen göç olayında büyük kentte tutunamayan ailelerden birinin geri dönüşü işlenirken bu romanda ise tüm engellere rağmen bir direniş anlatılır. Güç yaşama koşulları içinde halkın sıkıntıları dile gelmektedir. Bir dönem romanıdır.

1940'lı yıllarda iktidara gelen DP yurt dışından alınan borçlarla yıkım-yapım işlerine girişmeyi kendine vazife edinmiştir. Bu nedenle Anadolu'dan İstanbul’a akın akın insan göç etmektedir. Ancak İstanbul’da herkese ekmek varsa da, bir yanda lüküs yapılar yükselirken bunların yaratıcıları olan köylüler kendilerine barınma için gecekondu yapma uğraşı vermek zorundadır.

Orhan Kemal bu eserini 1953 yılında çektiği Altı Ölü Var (İpsala Cinayeti) filmine senaryosunu yazdığı Lütfi Ö. Akad’a adamıştır. Moran’ın, hakkında Fethi Naci’nin en iyi 10 Türk romanı arasında dediğini anımsattığı Bereketli Topraklar Üzerinde’den sonra onun devamı sayılan Gurbet Kuşları da önemli sayılan, kuzu postuna bürünmüş oy avcısı politikacıları çirkin yüzleriyle ortaya seren bir başyapıt. Yazar tüm eserlerinde olduğu gibi bu romanında da uyarıcı, yönlendirici ve gerçekçilik yolunu izlemiş, yaşadığı deneyim ve gözlemlerle halka daha iyi yaşamın olanaklarını anlatmak istemiştir.

TV kanalları sinema sanatının düzeyli örneklerini göstermek yerine toplumcu gerçekçi filmleri göz ardı edip piyasa işi popüler kültür ürünlerini tekrar tekrar vermekte. Kartelci medya kendi çıkarlarına odaklanmıştır. Günümüzde feodal kültür kentlilerin popüler kültürü haline getirilip ters yüz edilerek halka sanatsal araçlarla; diziler ve filmlerle özümsetilmektedir. Orhan Kemal, içinde bulunduğumuz dönem adeta bir replikası olan Gurbet Kuşları romanını sanki bunu tekrar alaşağı etmek için yazmış, mutlaka okuyun, Bereketli Topraklar Üzerinde’nin hem romanını okuyun, hem Erden Kıral’a ait 1961 Anayasasının görece özgür ortamının bir ürünü, bir dönemin yasaklı ve zayi olan filmini de mutlaka izleyin. Katledilişlerinin 36.yıldönümlerinde Denizlerin antiemperyalist, tam bağımsızlıkçı, demokratik ve gerçekten özgürlükçü mücadelelerinin ipuçlarını bulacaksınız.


Tamer UYSAL
dosteli16@hotmail.com


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git