|
UZUN MEHMETKategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | Yazan: Metin Atamer | 28 Ekim 2022 07:38:51 Hikayesini mutlaka bilirsiniz, askerliğini bahriye eri olarak yapan Zonguldak ili Ereğli ilçesi Kösedağ’lı UZUN MEHMET’in. Askerliğinde kendisine gösterilen siyah bir taşın kömür olduğunu söylerler. Padişah II. Mahmut fermanı ile yurdun her tarafında kömür aranmasını emreder ve ödül verileceğini söyler. Askerliği bitirdikten sonra köyüne dönen Uzun Mehmet, değirmen tarafında derede siyah taşları görür. Eve götürüp ateşe atar. Siyah taş yanmaya başlar. Dereden topladığı bir çuval siyah taşla İstanbul’a gider. Saraya sunar.
Padişah II. Mahmut, 8 Kasım 1829 tarihinde onu 50 altınla ödüllendirir ve 600 kuruşla maaşa bağlar. İşte Zonguldak’ta kömür madeni işletmesi bu tarihle başlamış olur. Maden bulunması ile işletilmesi arasında ince uzun bir bağ vardır. Önceleri açık işletme ile başlar, daha sonra galeri çalışması yapılması Cumhuriyet döneminde oluşur. Ancak bu tür yeraltı kazıları, emniyet göz ardı edilince, kazaları da beraberinde getirir. Kömürocağı maden kazaları konusunda devlet arşivlerinden aldığım bilgileri beraber gözden geçirelim. Çok geriye gitmeden, hafızamıza kazınan bazı olaylara bakalım. İşte 1983 yılından bu yana gelen maden kazaları ve sonuçları: - 7 Mart 1983 de Zonguldak Armutçuk beldesinde taş kömürü ocağında grizu patlaması, 103 işçi vatandaşımızın hayatına mal oldu. Ne sorumlular, ne de sistem kontrolündeki hiç kimse bu kaza konusunda hesap bile vermedi. - 1990 senesi 7 Şubat tarihinde Amasya’da yeni çeltik işletmesine ait maden ocağında grizu patlamasında 3 işçi yanarak 65 işçi göçük altında kalarak hayattan koptular. Bu olayın da sorumlusu bulunmadı ve de yine alın yazısına bağladılar. - 1992 yılında 3 Mart tarihinde Zonguldak Kozlu’da yine bir grizu patlaması ile 263 maden işçisi hayata veda etti. Yine bu dönemde bu olaydan da ders almayan idareciler olaya kader diye bir tanımlama yarattılar. Ne bir sorumlu ne bir yetkili bu inanılmaz felakette cezalanmadı. Ne de olsa bu bir FITRAT tı, yani işin riski işçinin hayatı idi. - Gelelim 26 Mart 1995 senesine. 26 Mart 1995 senesinde Yozgat’ın Sorgun kazasında özel bir maden şirketine ait kömür ocağında grizu patlaması meydana geldi. Kazada 38 vatandaşımız hayata veda etti. Bu olayların hiçbiri bir sonraki senelerde meydana gelen maden kazalarına ders olmamış gibi kazalar gelmeye devam etmiş. - 22 Kasım 2003 tarihinde Karaman’ın Ermenek ilçesinde yine özel bir firmanın işlettiği kömür ocağında grizu patlaması sonucunca 10 işçi hayatını kaybetti. Maden ocağına girip cesetlere ulaşım günlerce mümkün olamamıştı. Bir Allahın kulu çıkıp da ‘Bu patlamadan ben sorumluyum’ diyemedi. Hatta devlet bu madenlerde gereğince denetim yapmadığından, bu olayda da kimsenin sorumluluk üstlenmediğini biliyoruz. - 8 Eylül 2004 senesinde Kastamonu Küre ilçesinde bulunan yer altı bakır madeninde konveyör bandın alev almasından dolayı meydana gelen CO etkisi ile 19 işçi vatandaşımız hayattan koptu. - Gelelim 2009 senesine, 10 Aralık tarihinde Bursa’nın Mustafa Kemalpaşa ilçesinde ki maden ocağında grizu patlaması 19 işçi hayata veda etti. - 2010 senesi 23 Şubat günü, yakın tarih, Balıkesir Dursunbey ilçesi Odaköy’ de yine maden ocağı, yine grizu patlaması 17 işçinin hayatına mal oldu. Aynı yıl bu sefer Zonguldak Karadon maden ocağında yine grizu patlaması. Bu sefer 30 işçimiz hayata veda etti. 2010 senesinde maden işletmeleri diğer senelerde meydana gelen kazalardan hiç ders almadıklarından, 7 Temmuz 2010 tarihinde Edirne’nin Keşan ilçesinde madende yangın çıkmış ve 3 işçimiz vefat etmişti. - 2013 senesine geldiğimizde 8 Ocak Zonguldak Kozlu ilçesi kömür ocağında grizu patlaması ve 8 işçi kardeşimiz hayattan koptu. Aynı ay 13 Ocakta Manisa Soma’da ocak içindeki asma traversler yıkılmış 1 işçimiz ölmüştü. - Gelelim 2014 yılına Maden ocaklarında en büyük felaketlerin yaşandığı yıl olmuştu. 13 Mayıs Soma’daki maden ocağındaki patlamada 301 vatandaşımızı kaybettik. Bu olay maden ocakları tarihimizin en büyük insan kaybının yaşandığı yıl oldu. Daha sonra 11 Haziran da Elbistan’da kazada 1 işçi, yine 11 Haziranda Şırnak Kemerli de 3 işçi, Şırnak Dağkonak’ta 1 işçi, 18 Haziranda yine aynı yerde 1 işçi daha hayattan koptular. 28 Ekimde ise Karaman’ın Ermenek ilçesi Pamuklu’daki kömür madeninde meydana gelen su baskını sonucu 18 işçimizi kaybettik. - 2015 senesinde meydana gelen 6 değişik kazada ise 6 işçi hayatını kaybetti. Her sene madenlerde çeşitli kazalar meydana gelmeye devam etmiş, ancak kazada hayatını kaybeden işçi sayısında ciddi bir düşüş olmuştur. Fakat biz hala maden ocağında metan gazı konusunda ciddi önlemler almadığımızı, en son Bartın ili Amasra’daki grizu patlamasında görmekteyiz. 41 vatandaşımızı bu patlamada kaybettik. Üstüne üstlük sorumlular ortaya çıkıp ‘Bu alın yazısı, bu işin fıtratında var, böyle kazalar olmaya da devam edecektir.’ De dedi. Hazretin böyle demekle neyi anlatmaya çalıştığını halk birbirine sormakta. Kömür çıkarılırken oluşan metan gazı sıkışınca en ufak bir basınç artması veya kıvılcımla patlama yapar. Bu gaz, otomatik seviye alarmlı sensörler ile kontrol edilir. En ufak bir sapmada alarm seslerini duyarsınız. Hemen madendeki işçilerin tahliye olması gereklidir. Bu sistem bir maden ocağı işletmesinin anayasasıdır. Ölçümde insan faktörü OLMAZ. Genelde gelişmiş ülkelerde böyle patlamaları duyduğumu hatırlamıyorum. Bir örnek ülke üretimini ele alalım. Almanya’da yılda 175 milyon ton kömür üretilir. Türkiye de ise yaklaşık 69 milyon ton linyit ve 35 milyon ton taş kömürü üretimi vardır. Almanya’da son 35 sene içinde hiçbir maden kazası meydana gelmemesini neye yorumlarsınız? Onlarda çalışan işçilerin FITRATI veya KADERİ yok mu ? diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|