|
|
30 Sene Rotarlı “Türban Yasası”…Kategori: Makale | 0 Yorum | 08 Ekim 2022 08:26:41 Sağolsunlar, baba muhalefet partisi (“ana” muhalefeti Meral Hanım’a bırakayım dedim) ileri gelenleri, bizleri şok edici şaşkınlıklara gark edecek; “düğün yoktu, bayram yoktu; eniştem beni niye öptü” dedirtecek muzipliklerden geri duymuyorlar… Önce, İBB Başkanı İmamoğlu durup dururken kendine lüks ve milyonlarca liralık bir otobüs alıp, üstüne kocaman adını yazdırıp, bir İstanbul mahallesi olan Rize’ye, Nagehangilleri de alıp giderek boy boy pozlar vermiş (ki; bu bize özel uçak filosunda böyle pozlar veren bir muhteremi anımsatmıştı), ben de “Amanın Ekrem Bey ABD Başkanlığına mı soyunuyor” düşüncesi yaratmıştı…
Sonra Sayın Kılıçdaroğlu, yine durup dururken, “hemen gelsinler, hepsiyle helalleşeceğim” diye ortaya atılmış, zihinlerimizi dumura uğratmıştı… “Hmmmm” dedim kendi kendime, “demek ki; Kemal Bey büyük bir yanlışlık yapıp, birilerinin hakkını gasp etmiş olmalı ki, helalleşmek ihtiyacı hissetmiş…”. Sonraki günlerde CHP binasının önü tesettürlü, sakallı, Kürtçe konuşan, ne bileyim işte Kılıçdaroğlu’ nun haksızlık ettiği nice kitlelerle dolup taşmış; helalleşmenin getirdiği bir birlik ve beraberlik havası nice gözleri yaşartmış olmalı… Veeeee… geldik iki gün önceye. Yaptığı çıkışlarla sayısız muhafazakar oyu partisine çeken Kılıçdaroğlu hızını alamamış olacak ki; yine durup dururken yeni bir “Kılık Kıyafet Yasası Teklifi” ile Meclis’e akıyordu… İroniye bakın ki; kendisi ve Ümit Özdağ’ ın da içlerinde olduğu, 30 küsür vekilin dokunulmazlıklarının kaldırılması için iktidarın fezlekesinin Meclis’e geldiği aynı günde. “E pes artık” dedim… neden öyle dediğimi şöyle sıralayıvereyim: 1- Bildiğim kadarıyla, TC Anayası’ nın, Atatürk yıllarına dayanan bir “Kılık-Kıyafet” bendi zaten vardır. Ama, bu yasa özellikle son 30 yıldır ne kadar uygulanabilmektedir, orası tartışmaya açıktır. İktidar cephesine göre, “türban takan, sakallı, imanlı insanların üstüne her gün deri pantolonlu imansızlar işemekte, onlar saçlarından tutulup yerlerde sürüklenmekte, aşağılanmaktadır”. Gariptir ki; 30 yıldır bunları yapanlardan bir örnek bile bulunup, tutuklanamamıştır. Ancak haber bültenlerimiz, “açık-seçik giyindiği, dövme yaptırdığı” için darp edilen hatta öldürülen, rocktan başka istekleri bilip söyleyemediği için şişlenen, rakı içerken fotoğraf çektirdiği için işten atılan insanların hikayeleri ile doludur… Sayın Kılıçdaroğlu, siz hangi “kılık-kıyafeti” kurtaracaksınız?. 2- Sayın Kılıçdaroğlu, bu yasa için 30 yıl kadar geç kadığınızın farkındamısınız? Siyasal İslam zihniyetinin eline bu “türban” hikayesini silah olarak vermemek için gerekeni 30 yıl önce yapmanız gerekmez miydi?. Etrafınıza (hangi şehirde olursanız olun) şöyle bir bakın; tek tip sakal ve tek tip başörtülü sayısını, diğerleri ile bir kıyaslayın; geç kalıp kalmadığınız anlaşılacaktır. 3- Bu yaptığınıza, bizim yaşadığımız ellerde “Cheap political goal scoring” deniyor, yani; “ucuz siyasi gol atmaca”. Ne elde edeceğinizi umuyorsunuz?. Siyasal İslam zihniyetindeki ana iktidarın, ya da biraz daha ılımlılaştırarak “şövenist” diyebileceğimiz iktidar ortağı parti takipçilerinin kitleler halinde partinize yönelmesini mi?. 4- Böyle girişimlerde bulunarak, kendinizi “savunma yapması gereken” bir suçlu haline düşürdüğünüzün farkında mısınız?. Bunu resmen kabullendiğinizin? 5- Diyelim ki; geniş muhafazakar kitleler bu açıklamalarınız sonucunda partinize aktı. Gerçekten, kazananı önceden belli bir seçime, kısa vadede bile ne yapacağı belirsiz bir ittifak ile girerek kazanacağınızı mı düşünüyorsunuz?. Umarım, umarım, umarım düşleriniz gerçekleşir… umarım ben ve benim gibi düşünenler yanlış çıkar. Ama,daha henüz 2015’teki 2.5 milyon geçersiz oyun geçerli saydırıldığı ve 2018 de YSK’ nın abluka altına alınarak kuş uçurtulmadığı seçim anıları belleğimizden silinmemişken…Tüm devlet kurum ve kuruluşları çalışanları tepeden tırnağa Saray tarafından seçilip nemalandırılmışken… Medyanın %90 ı yalakalaştırılmışken… Meclisten geçtikten sonra “kulaktan kulağa fısıldamanın” bile suç olacağı Sansür Yasası an be an kabul edilirken… ”Yapamazlar, AB var” diye umutlandığımız Avrupa despot’a karşı tek bir ciddi yaptırım uygulamamışken… böyle göstermelik, ofsayttan gol atma girişimleri ile malı alır götürürüm diye mi umuyorsunuz?. Adam bir milyon sosyal konut yapacağım diyorken (ki bu projelerin ne menem tuhaflıklar olduğunu hepimiz biliyoruz); siz “Ben gelince hepsi bitecek, hepsi düzelecek, hadi helalleşelim” diye zaman öldürüyorsunuz. Sizce ne kadar inandırıcısınız?. Aklıma bir Tarkan parçası getirdiniz sayın Kılıçdaroğlu: “Başkası olma kendin ol, Böyle çok daha güzelsin, Ya gel bana sahici sahici, Ya da; anca gidersin.” Düşünürler düşünürü Mevlana’nın evrensel saptaması ile bitereceğim: “Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün”. Mustafa Kemal Doğan
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|