A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

NECO’YU NASIL BİLİRSİNİZ?

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 26 Eylül 2022 02:06:57

Tarihimizin kısa ve öz romanı. Osman Çutsay içinde yaşadığı yakın toplumsal ve siyasi tarihimizin bir sayfasına katkısını sunuyor. 12 Eylül 1980’i bu sayfanın başlama noktası olarak alırsak 42 yıl geçmiş aradan. Gençlerin devrimci eylemlerini başlangıç alırsak enaz elli yıl olmuş. Yarım yüzyıl. Az şey değil. Bu konularda birçok kitap yazıldı. Çutsay’ınki birçok açıdan epey farklı olduğu için önem kazanıyor. Kurgusu, “kahramanları” / “karakterleri” farklı. Kadın ve erkek devrimci gençlerin ilişkileri daha önce yazılanlardan, anlatılanlardan farklı ve gerçeğe daha yakın.

Gerçek. Kadınlar ve erkekler arasındaki aşk ve buna bağlı ilintiler yumağı farklı. “O hararet içinde aşka nasıl vakit ayırabildiklerini hep şaşkınlıkla düşündü.” (s. 39).

Anlatımı da farklı.

İsmi geçenlerin tümü iyi kurgulanmış roman kahramanları. Ama hepsini de tanıyoruz. Çünkü hepsi tanıdığımız gençlerin, arkadaşlarımızın, meslektaşlarımızın, yol arkadaşlarımızın, yoldaşlarımızın, dostlarımızın birer sentezi. Herbirinden birşeyler var. Her kahramanı bu nedenle neredeyse hakiki birer yaratık. Birer varlık:
Neco, Necdet, Fuat, Kati, Şeko / Şenay, Deniz, Aysun, Mahir, İris, Cemal, Salih, Ceylan ve diğerleri, tümü bizim de tanıdıklarımızdan.

Anlatılan tarih bizim tarihimizdir. İhmal edilmemesi gereken.

Tarih yanında sosyoloji de var: Şeko ailesinin, ikinci Necdet ailesinin bireylerinin hikayeleri toplumsal bilgilerle dolu. Tarih ve sosyoloji birlikte. Bir bütün içinde.

Kadın erkek ilişkileri neredeyse eşit eşite. Kimi kez kadına ayrıcalık tanınsa bile. Örneğin sayfa 79 ve 80’de yazar, “birçok şeyi erken anladığını” belirttiği Şeko’nun / Şenay’ın ağzından şunları söylüyor:
“Kadınlardı güçlü olan, erkekler gelip geçiciydi.” Daha “küçük kız” olarak Şeko “özellikle Türk erkeklerinin çok zayıf olduğunu, bilgisizliğini çabuk farketmişti. Kadınlar ise doyumsuz kalıyordu ve bu doyumsuzluğu normal karşılıyordu. Bazıları da evli olmalarına rağmen dışarıda heyecanlı ilişkiler arıyor ve kuruyordu. (...) Erkekler kadınları anlamıyordu.” Biraz sonra şunları da ekliyor: “Kadın bambaşka bir yaratıktı, erkek ne kadar düzse kadın o kadar karmaşık ve derindi.” (s. 80). Bu saptamalar, gözlemler çocukluğundan beri erkekleri ve kadınları, evde veya o “taşın/kayanın üstünde” tünemişken, kesintisiz ve her halleriyle izleyen Şeko’nun birçok somut örneğiyle doğrulanıyor: Ablası, babası, Neco, Cemal ve birlikte yaşadıklarıyla.

Yazar eserinin başından itibaren, 1980 yazında, üç-beş aylık bir dönemde, o küçük alman köyünde yaşanılanların kahramanlarının hayatında tayin edici olduğunu duyumsatıyor. S. 80’deyse “Şenay, 1980 yazındaki kavurucu fırtınanın tüm hayatını belirlediğini, Cemal’i tanıyınca kabul etti. Neco’nun bir başka çeşidiydi bu adam” diyerek meseleyi açıklamış ta oluyor.

Anlatılanların tümü aynı günde, iki ayrı mekanda (Dar Sokak’ta ve kültür merkezine çevrilmiş eski “Değirmen”de) yaşanıyor. Roman Necdet ve kızı Deniz’le başlıyor: Değirmen’e giderken. Yine onlarla bitiyor... (s. 91). Sonra “Kalan” kalıyor: Fuat’ın gizlediği sırrı açıkladığı mektub.

Yazar 1980 yazını ve yaşanılanları Neco, Fuat, Şeko başlıklı bölümlerde anlatıyor. Her bölümde otuzüç yıl sonraki yaşanmışlıklar da yer alıyor: Ama bilhassa 1980’in ve Neco’nun bıraktığı etkilerin / anıların / izlerin ışığında.

Anlatım daha çok uzun iç konuşmalardan oluşuyor. İç dalgalanmalar, iç hesaplaşmalar, iç yolculuklardan da. Özeleştiri eksik değil. 1970’lerin başından itibaren devrimci hareket içinde yapılanlara yönelik değerlendirmeler, İstanbul, Ankara üniversitesi, “Ankara Siyasal” çevreleri, Fatsa örneği de.

Siyasi mücadeledeki başarısızlık üzerine Almanya’ya sığınılması ve mültecilik konusu da, mültecilerin yalnızlığı da vurgulanıyor. Osman Çutsay’ın Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerine alışılmışın ötesinde farklı baktığı biliniyor. Çutsay, epey zamandır yaşadığı Almanya Federal Cumhuriyeti’nin / “Batı Almanya”nın Türkiye siyasetini yakından etkilediğini, “12 Eylül-Bir Alman Pastası” başlıklı kitabında (Yazılama Yayınevi, İstanbul, 2018) Almanya’nın 12 Eylül 1980 askeri darbesini desteklediğini ileri sürüyor. Türkiye’nin emperyalist-kapitalist sistem içinde “Almanya’nın sorumluluk alanına” bırakıldığını ve o günlerde iktidardaki sosyal demokrat-liberal koalisyonun darbecileri desteklediğini belirtiyor.

Romanında mülteciler için Almanya’nın yeri ve önemi vurgulanıyor. Fuat’ın eşi Kati bu bağlamda Almanya sosyal-demokratlarının sevecen yönünü somutlaştıran “kahraman” (örneğin s. 24 ve 25’te).
Darbeden önce ve bilhassa hemen sonra sığınan devrimcilerin birçoğu ve Neco ile Fuat için Almanca öğrenip klasikleri almancadan/orijinallerinden okumak amaçlardan biriydi. Neco ve Fuat öncelikle dili öğrenmek niyetindeydi.

Aynı mekanda otuzüç yıl önce geçen olaylar üç farklı kahramanın, Neco, Fuat ve Şeko’nun ağzından anlatılınca kimi yinelemeler olması doğal. Bu aynı zamanda yaşanılanların her kahraman için farklı biçimde anlaşılmış, anılaştırılmış olmasıyla da ilgili. Kimi ayrıntının öğrenilmesi açısından da önemli. Bir olay değişik kahramanlar tarafından değişik biçimde algılanabiliyor çünkü. Bu bakımdan aklıma Tom Tykwer’in yönettiği, Franka Potente ile Moritz Bleibtreu’nin baş rolleri paylaşığı, Lola Rennt (fransızcası : Cours, Lola, cours, türkçesi : Koş Lola koş) filmi geliyor. Bir olayın farklı kişilerce farklı biçimde görülmesi/değerlendirilmesi ve anılarda farklı şekilde yer verilmesi.

Neco ve Fuat’ın 1960’lı ve 1970’l i yılların devrimci gençlerinin sentezi olduğunu yukarıda yazdım. Ama aynı zamanda o dönemlerdeki devrimci hareketlerin, kimi devrimci örgütlerin de temsilcileri mi?

Kati şahsında Fuat Almanya ile “evleniyor”. İki çocuk sahibi oluyor: Mahir ve İris. Sağlık sorunlarıyla ugraşıyor. “Yarı felç” olduğu yazılıyor. Fuat içinde yer aldığı devrimci hareketin dönem dönem özelliklerini mi yansıtıyor? Bilemiyorum. Sadece devrimci bir genç mi? Bir devrimci örgütü özellikleriyle yansıtan bir simge mi? Yoruma açık sanıyorum.

Bilhassa Neco delikanlı, samimi, candan, sevecen, doğrucu, atılgan, fedekar yönleriyle öne çıkıyor. Neredeyse herkesin hayranlığını kazanıyor. Yazarın da. Okuyucunun da. O da devrimci örgütünün simgesi mutlaka. İlle ülkeye dönüp  çuntaya karşı savaşması. “Karadeniz dağlarına çıkacak.” “Ordu kırsalında” vurulacak. Adını ve soyadını yeğenine miras bırakacak İkinci Neco için solculuk en doğal haliyle içine yerleşecek. Neco silinmeyecek izler ve anılar bırakacak: Neco’dan şu alıntıyı yapmanın tam sırasıdır:
“İyi insan ol Şeko. Başkalarına yardım et, insanın başka insanların emeğini sömürerek yaşamalarına karşı çık, özgür ol, eşit ol. Başkasını sömürme.” (s. 74 ve 75)

Duy beni Şeko! Duy!

Osman Çutsay özgeçmişinden kimi unsurlar kattı mı romanına? Belki. Belki değil. Tanımayanların Çutsay’ı tanımaları için bu roman iyi bir fırsat. Doksan altı sayfa su gibi akıp gidiyor. İz bırakarak. Anılar okuyucuya emanet. Neco’lar, Fuat’lar, Şeko’lar, Ceylan’lar, Aysun’lar...  unutulmasın.             

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git