|
İNSAN HAYATIKategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | Yazan: Metin Atamer | 09 Ağustos 2022 15:04:50 Ülkemizde iki konuda büyük yıkımlara mal olan kazaları çocukluğumdan bu yana görmekteyim. Birincisi Devlet Demir Yolları işletmelerinin kontrol ettiği yolcu ve yük trenlerinde, tamamıyla ihmal neticesinde, oluşan çok önemli kazalar; diğeri ise kömür ocaklarındaki emniyet ekipman eksikliği ve işletmedeki ihmal neticesinde meydana gelen ve yüzlerce insanın hayatını kaybettikleri kazalar. Bir insan kolay yetişmemekte. Bir çocuğun doğması, büyümesi, eğitim görmesi, evlenmesi, yuva kurması ile bir iş sahibi olması sürecinde nelerle karşılaşıldığını bir düşünün?
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Unutmadık, birisinin çıkıp ortaya, evlenen çiftlere 3 çocuk yapın diye telkin vermesini dün gibi hatırlamaktayım. Üç çocuğun meydana gelmesi iyi hoş da sonrasını eğer düşünmüyorsan, bu sayı beş de olur dokuz da. Ancak artan nüfusa gerektiği kadar iş imkanı yaratabilecek yatırımları yapmazsan, bu çocuklar bir süre sonra hem işsiz hem de aç kalırlar. Bu kaçınılmaz bir sonuçtur. Hani yine, bildiğinden değil laf olsun diye söylenen ’faiz sebep enflasyon netice ‘ diye bir cümlenin arkasına düşen, zeka yoksunu insanlar misali, yanlışı doğru diye algılayan koyunlara isyanım var. “Çocukları saldım çayıra Mevla’m kayıra” derler ya hiç de doğru bir söylem değil. Türkiye’de üniversite mezunu genç nesilde işsizlik oranı %27.2 oldu. Bu değerin bir ülke için yıkım olduğuna inanmaktayım. Zerre kadar inanmasam da TUIK verilerinden söylemek istiyorum, toplam işsizlik oranı %11.4 imiş. Genelde devletin kontrolünde bulunan bu kurumun verdiği bilgilerin doğruluğu tartışılır. Velev ki doğru olduğunu kabul etsek bile, kabulü güç bir rakam. Avrupa ülkelerinde bu oran en fazla İTALYA’da % 9.2 geçtiğimiz sene için. İtalya’nın yıllık ticaret dengesini ele alırsak, yılda ortalama 1.2 milyar dolar fazla vermekte. Bu nedenle % 9.2 işsizlik oranı ülkede hissedilmemekte. Almanya ve Fransa’yı mukayese etmek istemiyorum çünkü üzülüyorum. 7 mayıs 1945’de Almanya teslim oldu ve faşist HİTLER’in anlamsız savaşı sona erdi. Almanya o tarihten bu yana dünyanın sayılı sanayileşmiş ülkeleri arasında yerini aldı. Sanayisi devleşti. Bu günkü değeri bilmemekle beraber 2021 senesinde dış ticaret fazlası 13.4 milyar avro. İşsizlik %5.4 bu da 2.5 milyon civarında. Ancak bu değer hissedilmemekte. Almanya işsizlik ücreti ödemekte. İşsizlik fonu diye bir fondan bu ücreti ödemekteler. Bizdeki gibi işsizlik fonunda biriken miktarı buhar etmemekteler. Alman devleti işsizlere 490avro işsizlik maaşı ödemekte. Bu değer, bir insanı geçindirmekte. Bizde ise haramilerin bu fondaki paraları yok etmeleri yetmezmiş gibi, devlet eliyle toplanan yardım paralarına da el koymaktalar. Bu da yetmez gibi Merkez Bankasındaki ihtiyat akçelerini de bir şekilde şapkanın içine koyup tavşan çıkarmaya çalıştılar. Bu da yetmeyince merkez bankasının meşhur 128 milyar dolarına göz diktiler. B uda yetmedi, komşu ülkelerden emanet para alıp bütçe kalemlerine taşıdılar. Bir de bakıldı ki Merkez Bankasında kasada (– 37 ) milyar dolar deliği büyüdükçe büyümekte. Bu bilgiler önemli veriler. Kur Korumalı Mevduat diye, bir maliye icadı yaratıp, ülkemin parasını bu zenginlere peşkeş çektiler. Bu konuda ülkemin kasasından ilk 3 ayda 14.6 milyar lira faiz ödendiğine dair veri bulunmakta. Bu değerin ikinci 3 ay için 20 milyar lirayı aştığını söylemekteler. Yazık değil mi, beceriksiz bir maliyenin cezasını halka ödetmek doğru mu sizce? Kanımca son 20 senede, Cumhuriyet tarihinin en büyük para manipülasyon rekorunun kırıldığına inanmaktayım. Soma’da kömür ocaklarında hayatlarını kaybedenler için toplanan paraların akıbeti bilinmiş olsaydı, maden işçileri bu kadar ses çıkarmazlardı. Çünkü seçimden önce yönetim, para vereceğini söyledi Soma’daki madencilere. 301 işçi kardeşlerini ihmalden kaybetmelerine rağmen, seçimlerde bu partiye oy vermişlerdi. Söz verilip yapılmayınca sesleri başladı çıkmaya. Aynı durum 15 temmuz darbe teşebbüsünde şehit olan ve sakat kalan yurdum insanı yakınları için yardım olarak toplanan 308 milyon liranın akıbeti için de geçerli. Bu paraya ne olduğu meçhul. Nereye koydular, ne yaptılar, nasıl kandırdılar bilen yok. Çünkü Merkez Bankasının ihtiyat akçesini yok edenler için bu meblağın çerez niteliğinde olduğunu unutmuyoruz. İnanıyorum ki bir gün gelecek halk bu bozuk düzene itiraz edecek, bu ülkenin çok büyük bir potansiyeli olduğunu yurdum insanı anlayacak. Çünkü bu ülke zengin, bu ülkenin zenginlikleri üzerine, tarih içinde, onlarca medeniyet kurulmuş, o medeniyetler Anadolu zenginliğini tatmışlar. Ancak üzerinde yaşadığımız ülkenin değerini anlamayan akıl fakiri beyinler zaman zaman ülke idaresini ele geçirip etraflarına sadaka dağıtmayı amaçlamaktalar. Artık bu hesap tutmayacak! Aşık Mahzuni Şerif ne demişti “Keser Döner Sap Döner, Gün Gelir Hesap Döner” diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|