A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Büyük Lokma Büyük Söz

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 03 Temmuz 2022 13:10:54

Büyük lokma her zaman yenir. Hani çağırsalar bir davete, önümüze konan tabakta ne varsa yeriz, kimse birşey söylemez. Hatırlarım Moskova`ya ilk seyahatimde komünist rejimde çatlama olmuş, Gorbaçov göreve yeni gelmişti. Her ne kadar serbest giriş çıkışlar o tarihte olmasa da, ülke içinde bazı serbestlikler vardı. Hatırı sayılı enflasyon da vardı. Dolar resmi kurda 0.68 olarak bankada işlem görürken, karaborsada 1 dolar 12 ruble olarak alıcı bulmaktaydı. Her yerde bireysel döviz bozan ayaklı döviz büroları bulabilirdiniz. Kaldığımız turistik otelin şef garsonu ayaklı banka idi. Hatta Marina isimli bir kadına telefon ettiğinizde, miktarı söylemeniz yeterli olurdu. Kısa zamanda bir çanta ile yanınıza gelirdi. Bir korunaklı yere gidilir, al parayı ver parayı, değiş tokuş yapılırdı.



Rusya seyahatlerim içinde en etkilendiğim, ilk gittiğim seferdi. Rus hava yollarının Tupolev uçağı ile havalandığımızda korkmadım desem yalan söylerim. Kış günü idi ve uçakta enteresan bir ısıtma sistemi vardı.

Herkese birer yastık verdiler, dizlerimizin üstüne koyduk. Tepsi üstünde verilen yiyecek ve içecekleri bu yastıkların üzerine koymuştuk. Bana ilginç gelmişti. Hoş, çok fazla değişik hava yolları ile uçmamıştım ama yastık fikri hiç de fena değildi. Kanımca rotamız Ukrayna üzerinden olmalıydı, oval camdan aşağıya baktığım zaman göz alabildiğine düz orman arazisi görmekteydim.

O tarihteki adı ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği merkezi Moskova havaalanına, çok uzun bir pist yoluna fazlaca fren yapmadan buz üstüne indiğimizi hatırlarım. Gümrük mevzuatı gereği üzerimizdeki bütün parasal değerleri bir beyana döküp görevliye verdiğimde, bizi karşılamaya gelen rehber yanımıza gelip görevliye Rusça bir şeyler söyledi. Adam kağıda mühür vurup bize vermişti. Rehber bu kağıdı kaybetmememiz gerektiğini söylemişti. Çıkarken kağıtla beraber nakit paramızı ibraz etmek mecburiyeti vardı. Moskova şehrine giderken yolda bir yerde yolun her iki yanında büyük demir putriyellerin çatılmış olduğunu izledik. Rehber bizim hayret dolu bakışlarımızdan anlamış olsa gerek ‘Hitler’in ordularını burada durdurduk` dedi.

Otelde ise çok ilginç konulara şahit oldum. Birden fazla lokanta vardı otelde. Lokantada yemek yemek için mutlaka saatini belirterek ayırtmak gerekiyordu. Yoksa yemek yemek hayaldi. Lokantaya geldiğinizde yer ayırtmamışsanız, lokantada kimse olmasa bile sizi buyur etmezlerdi. Ama şef garsonu bulup birkaç ruble sıkıştırırsanız bütün masalara oturmanız mümkündü. Kırmızı ve siyah havyarı, salata yanında veya sabah kahvaltıda yemeyi çok severdim. Rusya’da tereyağı çok lezzetliydi. Hatta pastaların inanılmaz tadı vardı. Üretilen sütteki yağ oranının normalden fazla olmasına yorardım. Kış günü eksi bilmem kaç derecede dondurma yerlerdi. Hayret ederdim. Bir defasında ben de aldım bir külah dondurma . Bitmemesi için sindire sindire yemeye çalıştım. Çok lezzetli idi.

Bir gün otele yemek saatinden geç bir saatte geldim. Karnım aç, otelin büyük lokantasına yöneldim. İçeride vur patlasın çal oynasın bir düğün olduğunu gördüm. Şef garsona bu salonun bir köşesinde yemek yeme imkanım olabilir mi, diye sormaya çalışıyordum. Salonun içinden çıkan esmer yağız, kravatı  düzgün bağlanmış biri çıkarken benim şef garsonla yaptığım konuşma dikkatini çekti, durdu, dinledi. Yanıma gelip nazik bir şekilde ‘Türk müsün?’ dedi. Hemen cevabımı verdim; ‘Evet Türk’üm bu otelde kalıyorum.’ dedim. Adam ‘Men Azerbaycanlıyım, düğün bizim, misafirimiz olur musunuz?‘ dedi. Hiç itiraz etmedim. Alıp beni bir masaya oturttu. Masadakilerle tanıştırdı. Bir ziyafete konmuştum. Tabağın biri geliyor, diğeri gidiyordu. Sanki kırk yıllık dost gibi karşılanmıştım. Daha sonraları, Bakü’ye gidişimde, onlarla birkaç kez bir arada olduk. Samimi ve akıllı insanlardı. Moskova’nın sebze ve meyve ticaretini bu Azerilerin yürütmekte olduğunu öğrenmiştim.

Rusya’nın para birimi olan RUBLE o tarihte fazla değerli değildi. 10 dolara bir taksiyi bütün gün kullanımda tutulabilirdim. Bir gece kulübünde masa donatmak, yiyecek ve içecekle birlikte 20 doları geçmezdi. Hele birde ALLA diye, şarkı söyleyen bayan vardı, sesi çok güzeldi. Birkaç dolar bahşiş verdiniz mi, masanıza gelip şarkısını orada icra ederdi.

Gün geçti, birliğe bağlı ülkeler birer birer ayrıldı Rusya’dan. Rusya’nın ekonomisi güçlendi. Sibirya’da üretilen doğal gaz, Avrupa’ya satılmaya başlandı. Zaman içinde ekonomisi güçlenen Rusya’nın parası da güçlenmeye başladı. Dış Ticareti iyi kontrol etmeye başladılar. Moskova’da taksi olarak çalışan CAYKA otomobillerini artık bulmanız mucize.

Rusya, Avrupa Birliğine katılma müracaatı olan Ukrayna’ya 20 Şubat 2022 de askeri müdahale ile işgal etmeye başladı. Tam 120 gündür koskoca Rusya bir ufak ülke Ukrayna ile baş edememekte. Her gün bombalar atılmakta, tanklar yürümekte, ancak Rus ordusu, verdiği bu imtihanda, sınıfta kalmakta.

Enteresan bir durum;  harp hali ne Ukrayna’nın ne de Rusya’nın ekonomisini etkilemedi. Halbuki biz aptalca, faizle enflasyonu doğru orantılı hale getirip, doğruluğunu ispat adına, %73.4 enflasyona kucak açtık. Ukrayna kalkıp Suudi Arabistan Veliaht Prensinin şefkatli cüzdanına bel bağlamadı. Biz ayrıca ‘Kaşıkcı’ cinayetini azmettiren Prensin cinayet dosyasını, kadife bohça içinde götürüp Riyad’da sunduk. Ziyaretin iadesi adına gelen Prensi Beş Tepe Sarayında mavi halılarla karşıladık. Bu ziyarette ülkemin neresi gümüş tepsi içinde sunuldu bilinmez.

Ekim 2018’de parlamentolar arası Kudüs platformu ikinci konferansında yapmış olduğu konuşmada, Kaşıkçı cinayeti konusunda söz söyleyen AKP Parti Başkanı Erdoğan ‘ Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan bizden belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz amma vermeyiz, bir de bunları yok mu edeceksiniz? Ses kayıtlarında üst düzey asker açıkça ‘Ben kesmeyi iyi bilirim’ diyor. Bunlar dünyayı enayi zannediyor. Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir.’

Yahu keşki ‘bu millet’yerine ‘ben enayi değilim’ deseydiniz. Milletin haysiyetini kaç paralık enayi ettiniz, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git