|
|
Abidin Dino’yu anmakKategori: Kültür/Sanat | 0 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 07 Aralık 2021 03:05:03 Bugün aramızdan ayrılışının yirmisekizinci yılında Abidin Dino’yu anmak ve kimi yaşanmışlıkları, anıları ve anları sizlerle paylaşmak umuduyla ekitap.ayorum.com sitesinde her zaman olduğu gibi hediye biçiminde sunduğumuz iki ekitabı kısaca tanıtmak istiyorum :
ABİDİN DİNO TARİHİNDEKİ YANLIŞLARI DÜZELTİYORUZ Abidin’in kimi yerde yayınlanan HAYAT HİKAYESİNDEKİ tarih yanlışlarının bir kez daha açıklanması ve yinelenmesinin önlenebilmesi amacını taşıyor. Bu hatalar öteden beri yinelendiğinden bu kez özel biçimde vurgulamak istedim. Bunun için de küçük bir ekitabın yeteceğini sanıyorum Bugün piyasada kolayca bulunabilen “bilinenlerin”, sanal dünyada yazılı olanların denetimden geçirilmeden, başka kaynaklarla karşılaştırılmadan yinelenmesi alışkanlığının alıp başını gitmesi, kopyala-yapıştır-yayınla kolaylığı sonucu Abidin Dino’nun hayatına, “kısa hayat hikayesine”, “özgeçmişine” ilişkin ve bilhassa internet dünyasında “dönen” yazılarda ve onları alıp aynen yayınlayan basılı gazete ve dergilerde ve hatta kitaplarda birçok hata bulunuyor. Daha önce kimi makalelerimde, Abidin Dino’ya dair kitaplarımda ve ekitaplarımda bu yanlışları birkaç kez düzeltmeme karşın yanlışların sürgittiğini hayretler içinde gördüm. Hele bu hataların Abidin Dino’ya saygı göstermek için çaba sarfedenlerce, Abidin’i sevdiğini ileri sürenlerce, hatta Abidin Dino üzerine çalışmalarımı okuduklarını iddia edenlerce tekrarlanmasına hem şaşırıyorum hem üzülüyorum. Bu yanlışların kalıcı olmasını engellemek gerekiyor : Doğrularını yeniden ve yeniden yazarak. Yineleyerek. Rakamlarla arası bozuk olan Abidin’in bizzat yaptığı ve yinelediği iki hatayı örnek olarak anımsatayım: Güzin’le evlilik yıldönümünü hep 23 Eylülde kutladılar. Oysa gerçekte evlilik tarihi 22 Eylül: Güzin’in kimlik cüzdanında aynen böyle yazıyor. Abidin’in ikinci tarih hatası : Türkiye’den İtalya’daki bir sergiye katılmak için çıkış tarihini Abidin hep 1951 diye söyledi ve yazdı. Doğrusunu sabırla, uzun araştırma, tarama ve inceleme sonucunda buldum: 27 OCAK 1952. Belgesiyle birlikte ekitapta ispatlı. O tarihte ülkeden kısa bir süre için çıkıyordu ve bu çıkışın uzun çok uzun süreceğini bilmiyordu. Vaktiniz olursa bir göz atın, başkalarının yaptığı ve yinelenen daha epey hata var. Düzeltilmiş olarak. Hata yinelenmezse af edilebilir ama sürdürülmesi Abidin’e ayıp oluyor. Düzeltilmiş biçimleriyle TARİHLERİ viki miki gibi ansiklopedilere ve benzeri biyografi sunuculara ve meraklılarına iyi niyetlerine güvenerek emanet ediyorum. ABİDİN DİNO’NUN TÜRKİYE AŞKI isimli ekitabımda Abidin’in bilinmeyen veya belki çok az bilinen bir yönünü, Türkiye’ye temelli dönüş ve İstanbul’a yerleşmek arzusunu anlatıyorum. 1969’da Türkiye’ye bir sergi için 1952’den beri ilk kez döndüğünde, resimlerinin neredeyse tümü kapışılınca, Adana’da Abidin Paşa’dan, dedesinden, kalan toprakları da satıp, İstanbul’da Galata Kulesi’nin yanı başında bir ev satın alıp İstanbul’a yerleşmek istiyor. Epey ugraşıyor... 12 Mart 1971 darbesi gelince bu işin peşini bırakmak zorunda kalıyor ve maalesef Abidin Türkiye’ye, canı, canının içi gibi seviği ülkesine temelli yerleşemiyor. İki kez daha şansını deneyecek Abidin. Ama maalesef arzusunu geçekleştiremeyecek. Bu arzunun gerçekleştirilememesi ülkesine aşkının artmasında belirleyici olmuştur. Özlemle ama maalesef uzaktan sevilen ülkenizin ve yurttaşlarınızın seyri kolay sanılmasın lütfen. İşte ispatı Abidin’in hayat hikayesinde. Bunun bilinmesinde yarar olduğuna inandığım için, yeni belgeler ışığında yaptığım bu çalışmayı bir ekitap biçiminde sunuyorum. Herkes okuyabilsin umuduyla. 1993 yazında, Abidin’in ülkesindeki son yazında, Büyükada’da, Güzin’le birlikte, kadim dostları Tiraje’nin evinde kaldığı üç haftalık zaman diliminde, Eylül 1993’te TÜYAP Sanat Fuarı’nda sergilenecek resimlerini yarattı. O günleri Abidin aynen şöyle dile getirdi : “1993 yılında Büyükada’da yaz günü resim yapıyorum. Allah akıllar versin, sırası mı bu hengâme ortasında diyeceksiniz. Sırası değil, biliyorum ama, resim yapmanın sırası ne zaman ? Bu akşam Heybeli’nin ardına doğru mora çalan küller yağıyor çaprazlama. Artık fırçaları yıkamam lazım. Yoruldum.” (...) “Ben susunca imgeler seslenir. Ben susunca suretim gülümser. Ben susunca sizler konuşursunuz. Hakikat sizlersiniz, başkaları değil çünkü.”
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|