A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

HAYDİ KALKIN TİYATROYA GİDİYORUZ.

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 25 Ekim 2021 11:51:51

“Tiyatrosuz hiç bir millet yoktur.” diye yazar Abidin. 1943-1945 döneminde Adana’daki sürgün zamanlarında tiyatroya makaleleriyle değiniyor, bir-iki uygulamalı denemesiyle örnek veriyor. Abidin’e göre, “yeni türk tiyatrosu”, halk kaynaklarından, köy oyunlarından, köy seyirliklerinden beslenerek kendini bulacaktır: Nisan 1943’te Görüşler dergisindeki, “Adana Halkevi Çalışmaları. Halkevinde köy tiyatrosu” başlıklı makalesinde şu noktaları vurguluyor :
“Köy Tiyatrosu Ortaoyununun mebdeidir (başlangıcıdır). Realist (gerçekci) olan halk tiyatrosunun psikolojik hususiyeti, oluş halinde bir vak’anın irticâlen ifade edilmesindedir. Halk aktör, mekan ve niyet bakımından bir ayrılığa lüzum hissetmez. (…)

Yeni Türk aktörü ancak halk kaynaklarından kuvvet alarak yetiştirildiği takdirde orijinal bir ifadeye varabilir. Lisanı bir an için unutalım; Almanca veya İngilizce ‘oynamaktan’ sıyrılıp ‘Türkçe oynıyan’ aktörlerin yetişmesini temin etmeli.



Jestin samimiyetini halkta aramak icab ediyor. Bu anlayış bilhassa dramaturji bakımından geri kalmış köy oyunlarını nihai bir ‘gaye’ telakki ettiğimizi zanettirmemelidir.”

Bu konuda Nuran Tekerek şu yorumu ekliyor : “Yani köy oyunları ya da kentlerde, döneminde popüler olmuş karagöz ve ortaoyunlarını olduğu gibi yineleyerek, tıpkı bugün olduğu gibi, tiyatromuzun derin sorunlarını görmezden gelerek, salt Ramazan Eğlenceleri’ndeki otantik olanların kötü taklitleriyle sınırlamak, Dino’nun, (...) kırklı yıllardaki ilerici önerilerinin çok çok daha gerisinde bir tutumdur. Çünkü gelenek, geleceği oluşturma bağlamında anlamlı ve değerlidir. Dino da köy oyunlarına böyle yaklaşır”:

Nurhan Tekerek’ten bir alıntı daha yapıyorum : “Dino’nun ve (Ismayıl Hakkı) Baltacıoğlu’nun yöntemleri benzerdir. Her ikisi de Halkevleri Temsil şubelerinde çalışmış, tiyatral önerilerini uygulamalarla sentezlemeye gayret etmişlerdir. Örneğin Dino, Adana Halkevi Temsil Şubesi’nde arkadaşlarıyla gerçekleştirdiği bir uygulamadan yola çıkarak bu tür bir çalışmanın planını şöyle çıkartır” dedikten sonra Abidin’in yukarıda andığım makalesinden şu alıntıyı sunuyor :

“A. Nazarî birkaç konuşma:
1)- Tiyatronun psikolojik saikleri,
2)- Aktörlüğün psikolojisi,
3)- Yerli tiyatro psikolojisi.

B. Provalar :
1)- Mevzuun müştereken düşünülmesi,
2)- Bu mevzuun irticâlen oynanması,
3)- Kritik.

C. Köyde Temsil :
1)- Köylü temsillerini görmek ve tetkik etmek,
2)- Köy tiyatrosuna göre hazırlanmış, yetişmiş temsil kolunun köylü ortasında, hattâ köylünün irticâlen iştirâki ile oynanması.
(…)

Teşkilatlandırılmak ve yayılmak şartı ile köylü kitlelerine istikâmet verebilecek kabiliyette olan bir tiyatro tarzı, Anadolu’nun ihtiyaçlarına en uygun çare olduğu gibi, realist tiyatronun, aktör ve muharririnin yetişmesine hizmet edebilecek bir mektebi olmak istidadındadır.”

Abidin’in, 1943’te önerdiği yol ve yöntemini saptamasında, 1943 nisan ve mayıs aylarına kadar, okuduğu, izlediği, dinlediği, yazdığı, bizzat katıldığı ve kimi zaman fırsat olunca bizzat uyguladığı tiyatro çalışmalarının, tiyatro ustalarının hangilerinden ne tür konularda, ne kadar ve nasıl etkilendiğini de incelememiz gerekli sanıyorum. Bu konuları ekitap.ayorum.com’da hediye olarak sunduğumuz Tiyatroda Abidin Dino isimli ekitabımda vurgulamaya çalıştım. Özellikle 1934-1937 Döneminde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde (SSCB’de) sinemada ve tiyatrodaki dekor çalışmalarında.

Makalesinin hemen başında bu makalenin, “birkaç arkadaşın”, “yeni bir istikamette tecrübelere girişmek kararı ile” yapılan çalışmasından çıktığını belirtiyor.

Burada SSCB’deyken bir eserin dekoru, kostümleri, ışık ve ses düzeni, sahneye konulması konularında oyuncular ve sahneye koyan, dekoratör ve diğer çalışanların ortak toplantılarının, yaratıcı tartışmaların ve ortak sonuçlara ulaşılmasının yöntemsel, tekniğe ilişkin etkilerini görmek mümkün.
Abidin Adana’da bizzat Halkevi Temsil kolu ve Köycülük kolu üyeleriyle gittiği köylerde benzer bir yöntemi bizzat uyguladı. Abidin’ik yöntemle kimi köyde ve temsil şubelerinde oyunlar yaratıldı, denemeler yapıldı. Andığım ekitabımda örneklerini sunuyorum.

Köy seyirlik oyunlarının zenginliği ve önemi konusunda, tiyatromuzun gelişmesi için, geleneksel olanla çağcıl olanı buluşturma adına, düşüncelerini ifade edenlerden, bizzat uygulayanlardan biri de İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu’dur : Aktörü merkeze koyan ve tiyatronun bütün öğelerinin bu merkeze hizmet etmesi gereğinden yola çıkarak “milli tiyatro” veya “türk milli tiyatrosu” yerine “Öz Tiyatro” kuramını öneren, geliştiren Baltacıoğlu, böyle bir tiyatroyu oluşturmak için şu özgün kaynaklara baş vurulmasını önerir:

1. Çocuk Oyunları,
2. Hayat Sahneleri,
3. Hitabet,
4. Anadolu Köylülerinin Temsilleri,
5. Karagöz,
6. Ortaoyunu,
7. Tulûat Tiyatroları,
8. Namaz Ayini,
9. Mevlevî Ayini.”

Nurhan Tekerek, Baltacıoğlu’nun Abidin Dino’nun “Ressamların Yurt Gezileri” programı bağlamında 1939’da gittiği ve birbucuk ay kaldığı Balıkesir ve çevresinde gözlemlediklerinden yararlandığını şu satırlarda belirtiyor:

Baltacıoğlu, “Halkevleri Genel Merkezi tarafından Anadolu’ya gönderilen arkadaşı Abidin Dino’nun deneyimlerinden ve anılarından da beslenerek, köylülerin sunduğu bu temsillerin karakterlerini şöyle sıralar:

1. Açık havada ve bir meydanda oynanır.
2. Dekorsuz ve makyajsız oynanır.
3. Tulûat olarak irticâlen oynanır.
4. Aktörler hem insan, hem de eşya ve hayvan: taş, ağaç, körük, eşek, deve işi görebilir. (Örneğin, ekitabımda ayrınıtılarını sunduğum, 1 Nisan 1940’da Abidin’in Ankara’da sahneye koyduğu “Ormanların Rüyası” isimli çocuk piyesinde olduğu gibi. MŞG)
5. Metinsiz, süflörsüz olarak oynanır.”

Baltacıoğlu tek değildir. Nitekim Nurhan Tekerek, Ahmet Kutsi Tecer’in de bu konuda çalıştığını vurguluyor, Tecer’in bu alandaki katkısını şöyle belirtiyor :

Tecer, “1940’da yayımladığı Köylü Temsilleri adlı incelemesinde köy tiyatrosunun ne kadar önemli bir kaynak olduğunu vurgulayarak, köy tiyatrosunun nasıl süregeldiğini anlatır:

Birçok köylü temsilleri, şarkılı ve oyunlu safhaları da ihtivâ eden dramatik kısımlardan ibarettir. Demek ki birçok ‘mutavassıt hadler’ var. İşte bu mutavassıt hadler bize tetkik ettiğimiz mevzuunun, dramın menşei meselesiyle pek yakından ilgili olduğunu gösterir. Bu da mevzuumuzun ne kadar iptidâi vakalara dayandığını, bu vakıaların folklorik mahiyetini teyit eder.”

Sonrası günümüzün genç ve daha az genç, dinamik ve yaratıcı tiyatro sanatcılarımıza kalıyor :

Tiyatro sevenleri “dizilerin” eğemenliğinden kurtarmak için. Haydi !
Televizyonlarınızı kapayınız, kalkın artık tiyatroya gidiyoruz.





Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 7 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve utkulu olacaktır
YILMAZ GÜNEY’E DAİR ekitab
Dünya Sağlık Örgütü: Yeni Kovid-19 varyantı ölümleri arttırabilir.
Yazarlarımızdan Sevgili Aykut Yazgan’ı kaybettik
Yurt dışına göç eden Türk vatandaşları: 2022'de son 7 yılın rekoru kırıldı

Hollanda'da aşırı sağcı Wilders'in seçim zaferi
Avustralya ulusal dijital kimlik sistemine geçiyor
İsrail - Hamas çatışmasında savaş suçu işleniyor mu?
Türkiye’de 21 yılda 15 bini aşkın arazi, 289 bini aşkın konut ve işyeri yabancılara satıldı
FRANSA İKTİDAR CEPHESİ DERSLERİ HAL VE GİDİŞ: SIFIR

Birleşmiş Milletler’den 48 ülke için korkutan rapor
Daron Acemoğlu: Türk halkını zor günler bekliyor
Türkiye’de yıllık et tüketimi 10 kg dan az
Çin Alman otomobillerini tahtından ediyor.
Acemoğlu: 15 yıl Türkiye için fırsat penceresi bunu harcarsa sonu trajik olur

İçinden hiç tren geçmeyen Dalaman tren garı…
İngiltere'de yeni bir domuz gribi varyantının insandaki ilk vakası tespit edildi.
Gerçek insan değil ama ayda binlerce dolar kazanıyor
ANA(KADIN)LARIN SESİ
Dünya genelinde kanser vakalarında büyük artış

"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN
GREV HAKKI TARTIŞILIYOR, TANINIYOR
“İŞÇİLER SAHAYA İNMELİ”, BÜLENT ECEVİT’LE SÖYLEŞİ

Senede bir gün
SABİTESİZ GÖRECELİ OLABİLİR Mİ?
Ana gibi yar, Anadolu gibi diyar olmaz
HÜMANİZMANIN KANITLANMASI
YABANCILAŞMA

Türkiye, Avrupa’nın atık deposu mu?
Kuzey Denizi'nde sızıntı korkusu
AKBELEN ORMANI DİRENİYOR
Akbelen Ormanı'ndaki çevre direnişi
WMO aşırı sıcaklarda kalp krizi ve ölüm uyarısında bulundu

Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?
Apple'dan iPhone Uygulamalarına Dev Zam: 1 Dolarlık Uygulama 17 TL Oldu

Şempanzeler rakiplerine karşı savaş stratejileri kullanıyor.
Kazakistan'da 3.400 yıllık erken dönem Türk piramidi bulundu
Avustralya’da Dingolar “Neredeyse İnsan” statüsündeydi.
'Kayıp sekizinci kıta' Zelandiya ilk kez nasıl haritalandırıldı, sonuçları ne olabilir?
İnsanların ataları 'yeryüzünden silinme noktasına gelmiş olabilir'

Dünya cinsiyet eşitliği konusunda ne durumda?
Türkiye Avrupa’da lider, dünyada 14. Sırada
Türkiye'de su krizi araştırması yayımlandı
Suudi Arabistan yüzlerce göçmeni öldürdü
Yalan haberlere neden inanıyoruz?

ABİDİN DİNO PULU
Göbeklitepe'deki son keşifler ne anlama geliyor?
AYKUT YAZGAN’I OKUMAK
Megapik “Yeniden” adlı kitabın yazarı Dr. Meltem Hınçal ile bir söyleşi....
Mektub var, Ragip Duran’dan

HAŞHAŞİLER
Hangisi Yener
VİCDANIN VAR MI?
QUO VADİS
Irkçılığın eli barut ve benzin kokuyor, yüzü ölüm

Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış
Antik Çağlarda Kendi Memleketlerine Karşı Savaşan Paralı Askerler
Sümer Atasözleri ve Özdeyişler
Museviliği benimsemiş tek Türk devleti : Hazarlar


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git