Bir ülke çocuklarının üstünü örtmezse geleceğini üşütür. Bu da donmuş bir geleceğe yol açar. Umutsuz, güvencesiz, buz gibi bir gelecek! Hesap yapmasını bilmeyen idarecilerin hesapsızlığı, ülkenin emanet edileceği gençlerin geleceğini yok etmekte. Okulları, üniversiteleri sadece bina olarak algılayanlar, yaptıkları hesaplamalarda barınma sorununu düşünmeyince sokaklarda, parklarda yatan çocuklar biraz vicdanı olan yurtaşların vicdanlarını kanatıyor.
Vicdanı kanayan yurttaşlar, vergi mükellefleri soru sormadıkça, hatta sorularına yanıt almadıklarında hiçbir tepki vermezlerse ülkenin bir geleceği olmayacaktır. Hatta bugün üstü açık bırakılan çocukların torunlarının da üstü açık kalacaktır.
Peki hangi soruları sormalıyız?
Öncelikle NEREDE:
128 milyar dolar nerede?
159 ton altın nerede?
İhtiyat akçesi nerede?
Deprem vergileri nerede?
15 Temmuz komisyon raporu nerede?
Adil Öksüz nerede?
Mafyanın maaşa bağladığı vekil nerede?
Ruhsar Pekcan nerede?
Dolmabahçe Sarayı’nda kayıtlı 92 kglık tarihi vazolar nerede?
Zeugma müzesinde kayıtlı ama kayıp 10 eser nerede?
MSÜ müzesinde kayıtlı ama kayıp 404 eser nerede?
Resim ve Heykel Müzesinde kayıtlı ama kayıp 302 tablo nerede?
Batman Müzesinde kayıtlı ama kayıp 20 sikke nerede?
Pataranın kumları nerede?
Kayıp silahlar nerede?
İşsizlik fonu nerede?
Sedat Peker’in iddalarını araştıracak savcılar nerede?
Hatta...
Diploma nerede?
Sonra NEDEN:
Neden Cumhurbaşkanlığına bağlı bu kadar saray var?
Neden Cumhurbaşkanını 3000 polis koruyor?
Neden Yüksek Seçim Kurulunun görev süresi uzatıldı?
Neden Cumhurbaşkanlığına bağlı bu kadar çok ve büyük hava ulaşım aracı var?
Neden yerli makam aracı kullanmıyoruz?
Neden iyi bir cep telefonu için İsviçreli 4 gün çalışırken biz 104 gün çalışıyoruz?
Neden her konudaki ihaleleri hep 5 şirket alıyor ve hepsi müşteri garantili?
Neden diyanetin bütçesi birçok bakanlıktan daha büyük?
NASIL:
Nasıl gümrük giriş fiyatı 468 lira olan bir ilaç 21,693 liraya satılıyor?
Nasıl bir kişi birden fazla şirkette idarecilik yapabiliyor, birden fazla maaş alıyor?
Elbette soruları çoğaltmak Türkiye’de çok kolay.
Ya yanıtlar!!!
Ülkede seçilen idareciler verdikleri hizmeti, vatandaşa, kendi gönüllerinden gelerek yaptıkları bir hayır işi gibi gördükçe, bu soruları sorduğunuzda yanıt Cumhurbaşkanının sözleri ile “elinize, dilinize dursun” oluyor.
Anlaşılan bu sistemde, AKP iktidarı bu sorulara açıklayıcı bilimsel yanıt vermeyecek / veremeyecek.
Eğer yeni seçilecekler, hangi sistem olursa olsun bu soruları sormaz, yanıtlarını hukuki yollardan aramaz ve almaz ise; değil gençlerin üstünü örtmek, onların çocuklarının belki de torunlarının üstünü örtecek gazete de bulamayacaklar.