A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Eylülde Anmak

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 19 Eylül 2021 18:11:07

Yaprak dökümü ayıdır Eylül. Sonbaharın ilk işaretlerini taşır. Biraz hüzün, biraz sıkıntı ayıdır. Durup dururken ağlamaklı bile olabiliriz. Aniden minikmi minik bir sincap girer manzaramıza, koşturan, dünyaya gelmekten mutlu, fındık ağacımıza yönelir. Fındıklarımızı onunla paylaşırız. İki yaprak düşer kendi payımıza. Bu bizim hakkımızdır. Eylül ayı anıların yoğunlaştığı bir zaman dilimidir: Buyurun onları da eşitçe ve özgürce paylaşalım, dostluk adına:

9 Eylül 1976’da Mao Se Dung vefat etti. Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) kurucusu ve ÇHC Komünist Partisi tarihi lideri, sonra devlet başkanı olan Mao hakkında olumlu ve olumsuz, övücü ve eleştirici çok şey yazıldı, yazılıyor, yazılacak.



Doğaldır: Çünkü büyük olasılıkla sadece 20. yüzyılın değil, bıraktıklarıyla, siyasi mirasıyla 21. yüzyılın da en büyük siyasetçilerinden biridir.

Mao hakkında çok eleştiri de yapıldı. Bu da doğaldır: Çünkü onca iş yapan, onca yıl dünyanın en kalabalık ülkesini yöneten bir lider elbette kimi eleştirilere de muhatap olacaktır. Ancak ne denirse densin şu gerçek asla değiştirilemeyecektir: “Mao dünyanın en büyük aşçı başıdır: Çünkü 1 milyardan fazla insanın karnını doyurdu.”

Bu lafı Fransa’nın ünlü sinema ustası Jean-Luc Godard söylüyor.

Evet, Çin isimli kendine özgü “dünyada”, 10  milyon kilometre karelik bu müthiş evrende yaşayan halkları açlıktan kurtardı Mao.

Kimse Maocu olmak zorunda değil : Ama Mao’nun eserlerini okumadan da bu işlerin üstesinden gelmek mümkün değil.

ÇHC bugün en büyük ekonomik güçler arasında ikincidir. Kimi alanda birinci. Dahası 21. yüzyıl  ÇHC yüzyılı olmaya adaydır. 2021’de bu yöndeki gidiş hızlanmaktadır.

Bu nedenlerle ve daha nicesiyle Mao iyi  bilinmelidir: “Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halklar birleşin” dediğinin altını bir daha çizmekte yarar var.
Yılmaz Güney en çirkin ve en sevimli, en bitirim ve en çok tanınan sanatçılarımızdan  biridir: Ocak  1982’deki bir konuşmasında şöyle sesleniyordu:
“Halkların gerçek dostluğu ve BARIŞ  için, bütün dünyanın işçileri ve ezilen halkları  birleşiniz!” (Yılmaz Güney: Siyasi  Yazılar, Cilt: 3, s . 108-109.)
9 Eylül 1984’de genç yaşında aramızdan ayrılan Güney’i de anıyoruz eylül ayında. O  Güney ki her zaman gençliğini ve güncelliğini koruyor.
O Güney ki onca kötüleme ve karalama kampanyalarına karşın hala gençlerin  gönlünde sahip olduğu yeri koruyabiliyor: Filmleri Türkiye’de ve başka  ülkelerde, sinemateklerde, kültür merkezlerinde ve sinema salonlarında  gösteriliyor. Film festivallerinde özel bölümlerde de. Televizyon  kanallarında  da.

Cannes  Film  Şenliği’nde yeri gelince Güney’den hep söz  ediliyor: Yol  Çünkü  1982’de bu  Şenlik’te  en  büyük  ödülü  almıştır. Bu  vesileyle  filmin  yönetmeni  Şerif  Gören, 1997’de Şenliğin Ellinci Yılı vesilesiyle  Cannes’a  davet  edildi. Bir gitti ama iyi  gitti:  Fransa  Cumhurbaşkanı  Jacques Chirac’tan  ve o yılki  juri  başkanı  İsabelle Adjani’den iltifatlar  eksik  olmadı.  “Aile” fotosu  çekildiğinde Şerif Gören,  hemen  Chirac  ve  Adjani’nin  arkasında  ve  bütün gazete ve televizyonlardaki  görüntülerdeydi... Gülümseyen  yüzüyle... Güney’in  ödül  aldığı  gece sıkılı sağ  yumruğu  havada fotosu  ise  Cannes’da  Şenlik  binasındaki  panodaydı.

Yılmaz Güney’in gençlere ne verip vermediği konusunda, yirmi yıl öncesinin  biraz  “bitirim” bir şarkıcısını tanıklık  için davet ediyorum:
Adı ve soyadı: Rafet  El  Roman. Günlük gazetelerden  birinin 25  Temmuz  1997 tarihli ekinde şunları  dile getiriyor:
“Yılmaz  Güney’i seviyorum, sanatcı olarak. Bence bu insan, kişiliği ve yapmış olduğu eserlerle büyük insan. Türkiye  bugün bu durumdaysa O’nun da katkıları var diyorum. O’nun yanı sıra Deniz Gezmiş, Yaşar Kemal, Aziz Nesin  gibi insanların da katkıları var. Yılmaz  Güney’in şu yönünü seviyorum: Bu ülkenin yalnızca iyi tarafını değil, zayıf tarafını da gösterdi. Haksızlığa karşı geldi. Ama yanlış anlaşıldı. Yılmaz Güney ülkesini ve milletini seven biriydi. Özgürlüğü ve beraberliği savunan bir insandı. O zaman O’ndan ve sinemaya katkısından söz edildiği için anmak istiyorum.”

Yılmaz Güney’in en vefalı arkadaşlarından, meslektaşlarından, dostlarından Halil İbrahim Ergün, Güney’le arkadaşlığını ve Güney’in sinemayla tanışmasındaki, aktörlüğe başlamasındaki rolünü anlatıyor, usta gazeteci Oral  Çalışlar’ın Deniz Gezmiş’ten Yaşar Kemal’e Portreler isimli  kitabında (Çağdaş  Yayınları, İstanbul, 1997.). Tavsiye ederim.

Evet, her eylül ayında yitirdiğimiz dostları, arkadaşları, ustaları, yoldaşları  ve  yol  arkadaşlarını anmak için onlardan  birkaç kitap, birkaç film, birkaç anı  mutlaka  gerekli. ANMAK  VE  UNUTMAMAK  İÇİN.

Eylül  ayında, başka aylarda olduğu gibi vurulan, katledilen, kaybettirilen, kaçırılan  başka  insanlarımız  da  bulunuyor  elbette. Burada  Mao’yu ve  Güney’i anarken biraz da onları anıyorum. Onların anılarına da saygımı yerine  getirmek istiyorum.

Onların anıları da her tanıyana, her  arkadaşına, her yoldaşına mutlaka yol  gösterici unsurlar  taşıyordur.

Bu böyledir Ve onları  yok  olmuşlar gibi sayamayız. Sayılmazlar: Çünkü anıları bizimle birlikte yaşar. Ve biz bu anıları bizden  sonrakilere bırakırız: Bizden  sonrakiler de ONLARI VE ANILARINI YAŞATSINLAR  DİYE. İSTERLERSE ELBETE. ACI TATLI ANILAR UNUTULMAMALI.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git