|
|
Nasıl Ressam Olunur...Kategori: Kültür/Sanat | 5 Yorum | Yazan: Cemil Eren | 02 Mayıs 2008 13:00:34 Sevgili Cemil Eren'den küçük, içten bir yazı. Resme niye başladım, niye resim yapıyorum sorularına yanıt arıyor. Bir sanatçının sanatının ne anlama geldiğini sorguladığı rahat bir yazı. Büyük, gösterişli idealleri yok bu sanatçının. Kendini anlamaya ve anlatmaya çalıyor.
Bu yaptıklarına Ahirette can vereceksin!! Satı Anam, babamın anası, beni resim yaparken gördükçe, kafama vururdu.O böyle yaptıkça inadına daha çok resim yapmak isterdim. Genlerle ilgili olduğunu da söylerler ya benden önce ailemde ressam yok. Babamda şairlik vardı, sesi de çok güzeldi. Resim çizdiğini bir kez gördüm. Islanınca mürekkep olan bir kalemle (kopya kalemi) uzun saçlı, güzel bir kızın portresini çizmişti küçük bir kağıda. Evimizde, cam altına yapılmış üzerinde iki tabut bulunan bir deve ile onu yedekleyen yüzü örtülü bir adam resmi vardı. Evin dışında… Paşa cami şadırvanının kubbesi içinde bir fresk! Mahalle kahvesinde F. Millet’in taş baskı iki resmi; tarlada çalışan kadınlar... İlk okula başladığımda okuma kitabımızdaki büyüklerimizin küçük portreleri... Ağabeyim Kadir’in yaptığı karakalem Sheakspeare portresi bir de. Başka da bir şey yok. Bütün bu saydıklarım beni resim yapmaya yöneltmiş olabilir mi? Bunları benim gibi gören başkaları da vardı ama onlar ressam olmadı. Şundan dolayı ressam oldum diyemem. Nasıl bir yaşam sürecinde ressam oldum, belki de ona bakmam gerek. Çocukken parayla satın alınmış oyuncağım olmadı. Oyuncaklarımı kendim yapardım. Çakıyla tahtaları yontarak, bazen de bıçağı kaçırıp elimi keserek uçak yapar, ucuna da bir pervane yontup koşarak pervaneyi döndürürdüm. İlk okuldayken hem denize, hem de karaya inebilen bir uçağı tasarlayıp küçük bir modelini yapmıştım. Okuma kitaplarındaki portreleri kopya ederdim. Kuleli’deyken, yeşil sabunları yontarak heykel yapardım. Bunlar sanata yöneleceğimin işaretleri miydi? Öyle olmalı, diye düşünüyorum. Beş altı yıl kadar müzikle uğraşıp yeteneğim olmadığını anlayınca resme yöneldim Resim yapmayı öğrenebilmek için her fırsatı değerlendirdim. Tutkuya dönüşen bir amacım vardı. Ressam olmak. İlk resim derslerimi, orta okul resim öğretmenimiz Şemsettin Arel’den aldım. Şemsettin Arel başka bir kente taşınırken beni Eşref Üren’le tanıştırdı. Ali Rıza Bayazıt atölye hocam oldu. Harp Okulunda. Turgut Zaim’le bir yıl beraber çalışma olanağını buldum. Onların dışında her tanıştığım ressamdan bir şeyler öğrenmeye baktım. Neden resim yapıyordum? Bilincimin derinlerinde yatan neydi ki lise arkadaşlarım ders aralarında bahçeye çıkıp hava alırken, ben keman çalmaya uğraşıyor ya da bütün boş zamanlarımı resim çalışmalarıma ayırıyordum? Resim ne idi, neden resim yapılırdı? Bunların yanıtını aradığımda vardığım yerde iletişimi görüyorum. İnsanlarla iletişim kurabilmenin yolları sanat. Aileden ve geniş çevremden, yaşadığım kentten gelen baskı, çocukluğumdan beri içine kapanık oluşum mu iletişimi önemli kılmıştı benim için? Bu yüzden mi sanatla, iletişim sağlamaya çalışmıştım? Hani o kaybolmuş uygarlıklardan kalan mağara duvarlarına, korunaklı yerlerdeki kayalara yapılan resimler gibi. Kimbilir ilkel diye nitelediğimiz o insan toplulukları da böyle iletişim sağlamaya çalışıyorlardı. Neden resim yapıyorum? Başka bir şey elimden gelmediği için mi? Evet dersem bu soruya; yaşamımda bunu doğrulayacak evreler var: Askeri okullarda okudum, asker olamadım.Keman çalmaya başladım, beceremedim. Peki resim yapmayı beceriyor muyum? Becerip beceremediğimi bilmem ama, yapamam diye onu bırakmıyorum. Her yaptığım resmi beğenmiyorum, ama gayret edersem daha iyisini yapabilirim deyip devam ediyorum. En önemlisi de resim yapmayı seviyorum. Sevmek yeterli mi diye sorulabilir. Bilmem. Ama kendimi en iyi anlatabildiğim alan bu. Anlatabildiğime şunları da eklemeliyim: Kendimi yaşamın güzellikleri ile baş başa bırakabildiğim, içimde kopan fırtınaları dindirebildiğim, başkalarına sevgi mesajı verebildiğim, her şeyden önce de kendimi mutlu ettiğim tek alan resim yapmak.
Yorumlarışıl öcal
{ 21 Eylül 2009 18:20:48 }
ben 12 yaşımdayım büyüyünce büyük bir ressam olmayı hayal ediyorum. ama şaka deil resmime bakınca bayılanlar olmuştur. müthiş resim çizerim tahta çerçeve boyarım . gitar mandolin keman çalarım. ben bi üniversiteyi bitiriyim.sanatsal bir meslek edineceğim...
İsTaNbUl'Lu Pinar Ozkan
{ 08 Nisan 2009 14:18:59 }
Filoloji öğrencisi olduğum yıllarda bölümün kütüphanesinden ödünç aldığım Lillian Hellman'ın bir kitabının giriş paragrafı beni çok etkilemişti.
Kitabın adı "Pentimento". Aklımda kalan cümleler şöyleydi: "Old paint on canvas as it ages sometimes becomes transparent. When that happens it is possible in some pictures to see the original lines. A tree will show thorough a woman's dress,a child makes way for a dog, a large boat is no longer on an open sea. This is called pentimento because the painter repented, changed his mind. In other words, the old conception replaced by a later choice is a way of seeing and then seeing again..." Resimle edebiyat arasında müthiş bir bağ yakalamıştım. Sonraları kendimce gittiğim resim sergilerinde bu cümleler aklımda baktım o resimlere. Daha sonra okuduğum Oscar Wilde'ın "Dorian Gray'in Portresi" romanı ile ressamlar benim için artık ellerinde tılsımlı fırçaları olan birer edebiyatçıydılar aynı zamanda. Niye resim yapıyorsunuz sorusuna tek bir yanıt vermek kolay olmamalı. Siz ne güzel söylemişsiniz."İçimdeki fırtınaları dindirmek için.." Amerika yolculuğunuz sırasında aldığınız notlar gerçekten hoş bir anekdot, okumak isterdim. Amerikalı hanımlar bekleye dursun o notları çoktan resimlerinizde kullandığınızı düşünüyorum. Beyazların ressamı benim beyaz bulutlarımın resmini de eminim yapmıştır. Sevgilerimle Pınar ferhat
{ 29 Aralık 2008 09:32:27 }
ferhattan bütün ressamcılar sevgi ile
Şafak ÖZTAŞ
{ 20 Ağustos 2008 04:10:00 }
BARTIN BELEDİYESİ BİLİŞİM MERKEZİ 'NDEN SEVGİLER SAYGILAR. DURUM O GÖZÜKÜYOR Kİ RESİMLERİNİZ KADAR ANLAMLI OLAN YAZILARINIZDA GÜZEL.
nihat ziyalan
{ 02 Mayıs 2008 13:55:14 }
NASIL EDEBIYATCI OLUNUR
Diğer Sayfalar: 1. degerli cemil eren Nasil Ressam olunur diyecegine Nasil Edebiyatci Olunur demeliydi. eline saglik guzel insan. donup donup okuyacagim bir yazi. hele resimler. muthis. lutfen yazilara devam kitap olusmak uzere. sydeny`den dostlukla. nihat
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|