A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

İhtiyar Adam

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 17 Mayıs 2021 09:57:40

Yetmişli senelerin başında Amerika’da , Connecticut eyaletinin bir kasabası olan Norwalk’a, analitik cihazlar konusunda eğitim için gitmiştim. Özel ilgim olan alet ve edevat konusunda böyle malzemeler satan bir dükkandan içeri girdim. Hani bir hırdavatçı olarak tanımladığımız bir dükkandı. Aklıma gelen gelmeyen bir çok malzeme vardı raflarda. Etrafı dolaştıktan sonra bazı özel alet ve araçlar aramaya başladım. Ancak bu aletlerin hepsi inç ölçü birimi üzerinden çalışıyordu. Ben ise metrik ölçülerde alet aramaktaydım. Nerde bulacağımı bilmeden dolaşmaya başladım. Ne kadar zor bir durum, bütün ülke inç sisteminde, ben ise metrik alet arıyorum.

Nerde bulacağımı bilmeden dolaşmaya başladım. Ne kadar zor bir durum, bütün ülke inç sisteminde, ben ise metrik alet arıyorum.



Dükkanın bir köşesinde esmer, kara, kuru yaşlı bir adam vardı, bir de kasanın başında iri yarı göbekli esmer bir adam. Yaşlı adama yöneldim. Çekinerek kendisine, “bu aletlerin metrik olanı var mıdır?” diye sordum. Yaşlı adam gözlerini kısarak bana baktı, kısa bir süre hareketsiz durduktan sonra iki eli ile benim elimi tuttu. Oturduğu sandalyenin yanında bir tabure vardı. Elimden tutup tabureye oturmamı istedi. Ben de itiraz etmedim, oturdum. Yüzüme uzun uzun baktı. Elimi hala bırakmamıştı. Ağzından bir cümle çıktı “Sen Türk müsün?”  Hayretler içinde kalmıştım. Amerika’nın bir kasabasında, bir hırdavatçıda, yaşlı bir adam benim Türk olduğumu nasıl tahmin eder diye düşündüm.  ‘Doğrusun, ben Türk’üm, ama nasıl bildin ?’diye sordum. Tahmin ettiğini söyledi. ”Otur yanıma, ilerdeki şişman adam benim oğlum ve burası da, onun dükkanı. Bana İstanbul’dan bahset, Üsküdar’ı anlat, sonra senin istediklerini buluruz.’ Dedi. Ne öğrenmek istediğini sordum.

Yaşlı adam konuşmaya başladı, “Çocuktum, bizi yaşadığımız kasabadan topladılar, Elazığ yahut Harput dolaylarından İstanbul’a getirdiler. Burada bir çok çocuğu Üsküdar’da bir caminin avlusunda topladılar. Hepsi değişik yörelerden gelmiş yüzlerce çocuk vardı burada. Ben Ermeni’yim, çocukların hepsi de Ermeni idi.  Çadırlar içinde bir kaç gün kaldık. Oyunlar oynadık, akşamları da bu çadırlarda uyuduk.’

Yaşlı adam gözlerini kapadı.  Düşünür gibi yaptı, bir kaç dakika durdu. Gözlerindeki yaşlara engel olamadı. Devam etti “Üsküdar” dedi. İhtiyarın yüzü, geçmiş senelerin izleri kazınmışçasına, koyu buruşuk derisi, ellerinin üzerinde çalışmaktan damarları fırlamış emekçi elleri, yılların yükünü taşımaktan bükülmüş kamburlaşmış sırtı, doksan yaşını geçmiş yaşamının çocukluk seneleri içinde iz bırakan çok önemli bir anısı “Ah Üsküdar” diyerek  derin derin içini çekti .

Kendisini  çocukluğunda Üsküdar’a getirmişler, nereden geldiğini hatırlamamakla birlikte, ”yüzlerce çocuktuk “demekteydi, yüzlercesi, bir caminin avlusunda verilen şiltelerin üstünde yatıp bir kaç gün Üsküdar meydanındaki, ihtimal, Mihrimah Sultan cami avlusunda kalmışlar. Bu büyük gruba her gün başka gruplar ilave olmuş. Hatırladığı Üsküdar’ı uzun uzun anlattı bana. Meydanı, caminin avlusundaki şadırvanı, hatta büyük caminin karşısında bir başka büyük caminin olduğunu, etrafında bahçe duvarlarının bulunduğunu, geceleri bazı çocukların cami içindeki halıların üstünde bir kenara kıvrılıp yattıklarını da anlattı. Caminin avlusunda çocukça oyunlar oynadıklarını gözündeki yaşları silerek anlattı.

Olayın geçtiği tarih olarak tahmin ettiğim 1914 seneleri. Derken bir büyük gemi gelmiş. Boğazın tam ortasına demirlemiş. Bir takım insanlar gelmiş, ellerindeki listelerdeki isimleri okumuşlar. İsimleri okunan çocuklar guruplar halinde sandallara bindirilip gemiye götürülmüşler. Gemide, ne kadar yolculuk ettiklerini pek hatırlamakla birlikte, Üsküdar’ı hiç unutmamış olduğunu anlattı. Anne ve babasını hiç hatırlamadığını söyledi yaşlı adam. Göz pınarlarından düşen damlaları elinin üstündeki kuru derisine sildi. Ellili senelerde çikolata renkli ERTHA KITT adlı kadının söylediği “ Üsküdar” şarkısını her duyduğunda gözlerinin hep nemlendiğini söyledi.  “ Sanki”  diye devam etti  yaşlı adam “bizim çocukluk anılarımız için yazılmış bir şarkı.”   Söylediği bu kelimeler, boğazında düğümleniyordu.

Kasada duran iri yarı bir adam uzaktan yaşlı adama orada fazla oturmaması için bağırdı. Yaşlı adam “bu da benim oğlum “dedi bana. ‘Onun için çalışmaktayım. Sen de bana Üsküdar’ı anlat.’ Ben de Üsküdar’ı tasvir etmeye çalıştım. Şarkılara ilham olmuş bu cennet belde, İstanbul’da eski Üsküdar’dan bir eser kalmadığını söyledim. Geniş meydanlığın araba parkı olduğunu anlattım. Bu arabaların karşıya, Kabataş’a arabalı vapurlarla geçmeleri için bekledikleri oto parkı olduğunu ifade ettim. Meydandaki şadırvanının suyunun da kurumuş olduğunu söyledim. İki elimi sıkı sıkı tutarak bu sohbet için teşekkür etti. Üsküdar’ın bir resmini göndermemi istedi. Ben de ona resimlerini çekip göndereceğime söz verdim. Daha sonra metrik aletlerin yerine götürdü beni ve almama yardım etti. Yurda döndüğümde Üsküdar’ın resimlerini boy boy ve panoramik çekerek yaşlı adama gönderdim.

Birkaç sene sonra yine Norwalk’a gittiğimde aynı dükkanı ziyaret ettim. Elimde bir zarf dolusu eski Üsküdar resimli kartpostallar vardı. Kasada yine o şişman adam duruyordu. Babası olan yaşlı adamın nerede olduğunu sordum. Ona eski Üsküdar resimlerini getirdiğimi anlattım. Ancak bu resimler biraz geç kalmıştı, yaşlı adamın vefat ettiğini söyledi oğlu.

İnsanın çocukluğunda yaşadığı önemli olayların çok derin izler bıraktığına inanmaktayım. Mesela 23 Nisan’da 1951 senesinde Ankara’da bulunan ilkokullardan birer temsilci çocuk, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ı, Meclis Başkanı Refik Koraltan’ı ve Başbakan Adnan Menderes’i ziyaret etmek için toplanırdıdı. Ben de bu ziyarette Kurtuluş İlkokulu’nu temsil etmek için seçilmiştim. O günü hiç unutmam. En ince ayrıntısını, bugün bile hatırlarım.

Çocuklar için bayram ilan edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının asırlık seneyi devriyesinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın, Bakanlık koltuğuna oturttuğu  bir çocuğun kişisel hak ve hürriyetlerini hiçe sayarak bir çikolatayı da esirgeyen davranış sergilemesi bu genç çocukta hangi izleri bırakır diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık
Türkiye’de Engelli İşçiler ve Sınıf Mücadelesi: 3 Aralık’ta Görünmez Kılınan Emek Gerçeğine Devrimci Bir Bakış
MESEM Gerçeği: Çocuk İşçiliği, İş Cinayetleri ve Gözaltılar Karşısında Devrimci İnsan Hakları Mücadelesi
Zehirlenen yalnizca tabaklar değil: Türkiye’de gida güvenliği krizi ve sistemin çürümüşlüğü…

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git