Seksenli senelerin başında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği başına lider olarak Mikhail Gorbachev geçip, bütün yetkileri eline alıp Glasnost ve Perestroika adı ile reform paketleri açıkladı. Kısmen de olsa, Moskova’dan, değişime başladığı tarihlerde ben de Moskova’ya bir iş seyahatine gittim. Moskva nehrinin yanındaki çok güzel bir otele yerleştim. Otelin adı Mezhdunarodnaya Oteli. Bu sözcük ise gezgin veya mecnun anlamına gelmekte. Otel konumu itibari ile merkezi bir yerde ve içinde fuar mekanı olan güzel bir oteldi.
Otelin ana girişinde bulunan büyük bir mekanın ortasında ‘Bremen Mızıkacıları’ hikayesini andıran bir saat üzerinde bir merkep, üstünde bir köpek onun da üstünde bir horoz vardı. Her saat başında horoz ötmekteydi.
Yıllar önce Türk Sineması yeni oluşmaya başladığı senelerde önemli karakterler kamera karşısına geçer film çevirirlerdi. Hepsi alaylı olduğu için, bazı bilgilerden yoksun rol yapmaya çalışmaları, takdir edilecek bir cesaretti. Hani Muhsin Ertuğrul’un öncülüğünü yaptığı dönemlerde genelde, gayri-müslimlerin başını çektiği sinema sanayisi içinde, önemli oyuncular vardı. Bunların arasında kadınlarda Cahide Sonku, Pola Morelli, Melahat İçli, Gönül Beyhan, Aliye Rona, Neriman Köksal, Peri Han, Mesiha Yelda ve daha bir çokları, kadın rollerinin önde gelen isimleri idi.
Erkek sinema oyuncuların başında Ali Şen , Danyel Topatan, Bumin Gaffar Çıtanak, Ekrem Şerif Koçak, Fahrettin Cüretlibatur, ve Halit Akçatepe, bu dönemin filmlerine isimlerini yazdırmış oyunculardı. Bu isimlerden başka bir de aklımda kalan, 1919 İstanbul doğumlu Muzaffer Tema’dır. Diğerlerine nazaran alaylı olmayıp, İstanbul Belediye konservatuarına, babasının ısrarı ile kayıt yaptırmış kişi idi.
Çığlık filmi ile sinema hayatına başlamıştı. Çok yetenekli bir oyuncu olduğunu, beyaz perdede filmlerini seyredenler kabul etmişti. 1951 senesinde bir başka filmde rol aldı Muzaffer Tema, Dudaktan Kalbe. Bu filmdeki rolü ile, o tarihte aylık sinema dergisi olan YILDIZ’da yılın en iyi sinema oyuncusu olarak seçildi. Bunun Muzaffer Tema’ya özgüven verdiğine inanmaktayım. Kendi de Amerika’nın en büyük endüstrisi olan sinema arenası Hollywood’a gitmeyi de düşünmüştü.
Elinde avucunda ne varsa satıp, 1956 yılında Amerika’nın, Los Angeles şehrinin yolunu tuttu. Hollywood’da önemli film şirketlerinin biri olan 20th Century Fox firmasının yöneticisi Yunan asıllı SUKURAS’la bir toplantıda tanışır. ‘
Certain Smile’adlı bir filmde bir rol almayı başarır. Daha sonra ‘
Twelve To The Moon‘ adlı bilim kurgu filminde, nispeten daha iyi bir role sahip oldu. Bu aya yapılan bir yolculukta karşılaşılan çeşitli sorunların işlendiği bir macera filmiydi. Bu film Türkiye’de de sinemalarda oynatıldı. Stüdyolarda çekilen bu filmin, bu güne nazaran çok basit bir kurgu filmi olduğunu anlamaktayız. Muzaffer Tema daha sonra Türkiye ye geri dönüp Çeşme’ye yerleşti. 2011 yılında 92 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ancak, o tarihlerde bir filme konu olan
AYA GİTME HAYALİ, milyar dolarlar harcanarak yapılan ilerlemeler sonucunda gerçekleştirildi.
Hani film icabı da olsa Ay’a ilk giden Türk ünvanına, bu değerli sinema oyuncusu Muzaffer Tema sahip olmuştu. O tarihte bu gezgin Astronot veya bir başka deyişle Kozmonot adı ile anılmıştı. Uzay aracında yolculuk eden insan anlamına gelen iki ayrı kelime. Biri Amerika’da kullanılan bir kelime, diğeri ise Rusya’da kullanılan bir kelime. Başka ülkelerde hangi isimle anılır bilmiyorum, hatta yakın bir tarihte Saudi Arabistanlı Sultan İbn Salman Al Saud da NASA’da eğitim görerek atmosfer dışına giden ilk Saudi Arabistanlı ünvanını alırken, kendisi ‘Rayid Fada’ Astronaut adı ile anıldı.
Son günlerde Beştepe’den ilan edildin, ülke olarak biz de ciddi çalışma içinde olduğumuzu, uzaya doğru 2023 yılında yolculuk yapacağımızı ve Ay’a gideceğimizi öğrendik. Bu yolculuğu yapacak insanlara verilecek adın ne olması gerektiğini söyledi Cumhurbaşı, çok önemliydi. Aslında sanal da olsa aya ilk giden Muzaffer TEMA olduğuna göre, ona sorsaydık iyi olurdu ancak 2011 yılında Tema’yı yitirdik.
Yaşasaydı kanımca bu yolculara
MECNUN adını koyun derdi kendisi, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.