A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Antillerin Omeros’u: Derek Walcott

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Ersin Engin | 25 Şubat 2021 06:09:24

Derek Walcott son 35 yıl içerisinde Nobel Edebiyat ödülünü almış, fakat hiçbir eseri kitap boyutunda Türkçeye çevrilmemiş tek edebiyatçı. Bunun nedeni biraz da kendi yazın dilinde (İngilizce) dahi şiirlerinin genel olarak biraz “zor” olarak algılanması. Bu da doğal olarak büyük kapsamlı çevirilere engel oluşturuyor. Bu durumun diğer ve belki daha önemli nedeni ise şüphesiz ki biz Türklerin millet olarak çok şiir aşığı görünsek de bunun daha çok ya popüler ve bizce bildik şairleri okumakla sınırlı kalıyor olması. Şair, oyun yazarı ve aynı zamanda ressam olan Derek Walcott, 1930 yılında Karayip Denizindeki dönemin İngiliz sömürgelerinden biri olan St. Lucia adasında doğdu.

Derek Walcott’un Omeros Kitabından Bir Bölüm

ÜÇÜNCÜ KİTAP  / Bölüm XXVIII - Kısım II

En büyük suç, ellerini boş bırakmaktır bir erkeğin.
Doğuştan yapandır onlar, Âdem’den beri
bu ilkel basitlik her birinin içinde. Tarih öncesinin

hasır örgüsü, avuçlarının çapraz çizgileri
içinde kaşındırıcı bir içgüdü. Uzun süre kalamazlar
başıboş. Unutmaz zincirlenmiş bilekleri

oymacının, antilopların sıçrayışını, ya da
yayı yapanın bilekleri oku, ya da zırhı yapanınki
kakmaları, Hektor’a dayanmış kalkanda

demircinin sanatıydı o. Böylece nemli hava
döndü avuçlarında çömleği yapanın, ressamın gözünde
sessizce kayboldu çılgına dönmüş bir ceylanın kavisleri

babunlar taklitçi alfabelerini kullanmaya devam ettiler
ama insanoğlu unuttu, alışkanlıktan parmakları
yapraklar büyüttü teknenin iğrenç kokan tabanında.

Kömürdü artık onlar, yakacak odun, parçalanmış
dallardı, insan değil. Ateşin ışığında bıraktılar
hatırlanan kendi gölgelerini. Bir tahtaya kazınmış

solmakta olan isimlerini ağacın üstüne kazıdılar da,
eski şekilleri dalgınlıkla döndü; taşıdı her biri
kendi isimsiz yükünü diğer dünyaya.

O zaman, yosun çelenklerinden sonra, acı adlarından sonra
yabani yemişlerin, mercan yaraları, bildik demirlerden sonra
şarkı söyleyen ayak bileklerinde, dönen güneşlerden sonra

kuru kum tabanlarına yabancı olmayan. Kum, bildikleri.
Yürekten bilen erkekler. Çıktılar karanlıktan geçerek
onlara aldırış etmeyen kaptanları, siperleyip gözlerini.

***

Etkin olduğu dönemde İngiliz dilinde yazan en iyi Karayipli yazar olarak nitelendirilen Walcott, İngiliz kültürüyle barışık bir edebiyatçıydı. 1988 yılında İngiltere Kraliçesi adına verilen Şiir Altın Madalyası’nı aldığında, bu ödülü İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) üyesi ülke vatandaşlarından (İngiltere haricinde) alan ilk şairdi.


İlk şiiri 14 yaşında yerel bir gazetede yayımlanan Walcott, 18 yaşında kendi imkânlarıyla ilk şiir kitabını yayımladı. İlk dönem şiirlerinde T.S. Elliot, Ezra Pound ve Sheakespeare’den etkilendiği görülen şair, St. Lucia’daki eğitiminin ardından üniversite öğrenimini Jamaika’da aldı. Sonrasında uzun bir dönem Trinidad’da gazetecilik, eleştirmenlik ve oyun yazarlığı yaptı.

1960’lı yıllardan itibaren eserlerinin İngiltere’de yayımlanmaya başlamasıyla Walcott’un adı daha geniş kitlelerce bilinmeye başladı. İlk önemli başarısı 1962’de yayımlanan, Karayiplerin tarihini araştırırken sömürgeciliğin açtığı derin yaraları da sorguladığı şiirlerini barındıran “In a Green Night: Poems 1948-1960” kitabı oldu. 1980’li yıllardan itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde, Boston ve Harvard Üniversitelerinde edebiyat ve tiyatro üzerine dersler verdi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki edebi ve akademik çalışmalarını 2007 yılında emekli olana kadar sürdüren Walcott; sonrasında İngiltere ve Kanada üniversitelerinde ders vermeye devam etti.

Doğum yeri, Afrika köklerinin yanı sıra Anglo-Sakson ve Avrupa kökenli atalarının kültürel mirası, ebeveynlerinin katkılarıyla sağlanmış İngilizce’yi kullanma becerisi ile bunların oluşturduğu kültürel bulamaç Walcott’ın eserlerine kaynak olan karmaşık esinlerin doğmasına neden oldu. Şiirlerine insanın yalnızlığı ve tropik ortamların insansızlığından kaynaklanan somut bir yalnızlık duygusu hâkimdi.


1990 yılında yayımlanan Omeros, okurları ve eleştirmenler tarafından Derek Walcott’un en önemli eseri ve 1992 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasının başlıca nedenlerinden biri olarak görülür. Bu eser, sıradan Karayipli balıkçıların kendi aralarındaki kavgaları, Homeros’un İlyada ve Odysseia’sına göndermeler yaparak anlatan destansı nitelikler taşır. Omeros’ta Walcott, mitoloji ve tarihi kullanarak sömürgeciliğin doğal bir sonucu oluşan moderniteye meydan okuyabilmek için ancak geleneklere dönülebileceğini savunur. Derek Walcott’un Omeros’u üzerine yaptığı araştırmada Betül Akça’nın değerlendirmesi şu şekildedir: “Wallcott öncelikle eski Yunan mitlerini değişikliklere uğratarak, sömürgecinin bakış açısını dönüştürüp, değişime uğrayan mitler üzerinden sömürülenin bakış açısını yansıtmaktadır. Değişime uğrayan bu mitler üzerinden de sömürge topraklarındaki turistik gezileri, mitolojik işgallerle özdeşleştirerek, tarihsel olarak sömürgeciliğe göndermeler yapmaktadır. Bu epik şiir aracılığıyla adanın kültürel kökenlerinden ne kadar uzaklaştığını, kültürel görünümünün dünyanın her hangi bir yeriyle özdeşlik kazandığını vurgulamaktadır.”



Walcott’un doğduğu St. Lucia adası 18.yy’da tarihsel olarak “Batı Hint Adaları’nın Helen’i” olarak biliniyordu. Çünkü adanın kolonyal kontrolü, stratejik konumu nedeniyle ada üzerinde savaşan Fransızlar ve İngilizler arasında sık sık el değiştirmişti. Omeros’ta bu ünvana gönderme yapan Walcott, adayı bazen “Helen” olarak anılan bir karakter gibi kişileştirerek hem Homeros’un Helen’ine hem de kendi kitabındaki hizmetçi Helen karakterine bağlar.

Nobel jürisi ödül açıklamasında, Derek Walcott’un ödülü alma nedeni olarak onun eserlerini “Çok kültürlü bir adanmışlığın sonucu oluşmuş, tarihsel bir vizyonla sürdürülen büyük parlaklıktaki şiirsel bir külliyat” olarak tanımlamıştır. Walcott ise ödülü aldığını öğrendiğinde büyük bir mahcubiyetle şöyle demişti: “Dünya çapında en iyi edebiyatçı seçilmek aptalca ve çok tehlikeli. James Joyce, Graham Greene ve W. H. Auden’ın Nobel Ödülü almadığını bilmek bana utandırıcı bir durum gibi geliyor.”  

2009 yılında, şiir alanında İngiliz akademisinin en saygın mevkilerinden biri olan Oxford Üniversitesi Şiir Kürsüsüne adaylığını koyan Walcott, hakkında ortaya çıkan iddialar yüzünden adaylığını geri çekti. Ancak rakibi ve sonrasında bu kürsüye seçilen ilk kadın şair olan Ruth Padel’in Walcott hakkındaki iddiaların yayılmasında rolünün olduğunun ortaya çıkmasıyla Ruth Padel bu görevinin başında ancak dokuz gün kalabildi ve sonrasında istifa etti. 1980’li yıllarda Walcott’un Birleşik Devletler’de ders verdiği dönemde kız öğrencilerine yönelik cinsel istismarda bulunduğuna yönelik iddialar ise uzunca bir dönem edebiyat camiasını ikiye bölen konulardan biri oldu. Ancak sonrasında 2011 yılında Derek Walcott’ın “White Egrets” kitabıyla en önemli şiir ödüllerinden “T.S. Elliot Şiir Ödülü”nü alması Walcott’a yapılan haksızlığın camia tarafından giderilmesi ve bir nevi iade-i itibar olarak algılandı.

Bir dönem skandallarla da gündeme gelmiş olsa dahi, edebi değeri bizce neredeyse hiç bilinmemiş fakat kendi kültüründe ve coğrafyasında oldukça önemli bir şair ve oyun yazarı olan Derek Walcott 2017 yılında aramızdan ayrıldı.

Kaynakça;
  • Nobel’li Şairler Antolojisi, Hazırlayan: Eray Canberk, 2000, İstanbul, Oğlak Yayınları
  • Omeros, Derek Walcott, 1992, New York, Farrar, Straus and Giroux
  • Selected Poetry, Derek Walcott, 1993, Portsmouth, Heinemann
  • Derek Walcott: Şairin İadei İtibarı,  Erkut Özal, kdergi, 2009, İstanbul, Alkım Yayınları
  • A Companion to Twentieth Century Poetry Edited By Neil Roberts, 2003, Blackwell Publishing, UK
  • Discursive Myths In Derek Walcott's Omeros: A Postcolonial Analysis, Betül Akça, 2020, Denizli
  • http://academics.eckerd.edu/facultywiki/index.php/OMEROS:HOME
  • https://www.poetryfoundation.org/poets/derek-walcott

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git