A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

ZİNA...

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 08 Şubat 2021 11:16:28

Son günlerde hepimiz ev içine bağlı yaşamaya başladık. Dört duvar arasında yapılabilecek fazla bir meşgale olmadığı kanaatindeyim. Hemen hemen her evde gündüz seyredilecek bazı ekran programları var. Genelde hanımların izlemekte olduğu bu programlar, çoğunluğuyla genç yaşta evden kaçıp evlenen kadınların hayatları. Bu kadınların umdukları hayatı bulamadığından olsa gerek, eş ve çocuklarını bırakıp, bir başka erkeğe kaçmaları izlenmekte. Bir annenin en sevdiği varlığı, kendi canından olan çocuklarını bile, bir başka erkekle istikbal arama adına terk etmesini konu almakta bu programlar.



Nasıl olur diye düşünmeyin. 1926 senesinde Türk Ceza Kanunu 440 sayılı kanuna bir madde ilave edilerek, aile birliği ve aile bütünlüğünü sadece kadınların sırtına yükleyen bu kanunla kadının evlilik dışı ilişkiye girmesini kanunen yasaklamış. Ancak kanunu inceleyen bazı vekiller, aile birliğini korumanın sadece kadının sırtına yüklenmemesi gerektiği üzerine oluşan düşünce ile yeni bir kanun teklifinde bulunurlar. 1 Mart 1926 tarihinde kabul edilen 765 sayılı kanun mevcut sorumluluğu kadın ve erkeğe eşit dağıtır; “Zina eden karı veya koca hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası tertip olunur. Karının veya kocanın evli  olduğunu bilerek bu fiile ortak olan kimse hakkında da aynı ceza hükmolunur.” denilerek aile birliği bir nebze korunmak istenmiş.
 
Zaman içinde Avrupa Birliğine girmek için bir çok yolları kabul eden yönetimler, bir çok kanunuı Avrupa Birliğine uyum adına değiştirmiş, hatta bazı kanunlarımızı da ‘’YOK ‘’ sayacak hükümleri kabul etmiş. Uyum yasalarının biri de zinayı suç olmaktan çıkaran bir kanun.  4.11.2004 tarihinde yayınlanan 5252 sayılı kanun, 1926 senesinde ULUS devleti bir arada tutacak aile birliği için, ZİNA’nın her iki taraf için de suç olduğunu kabul eden 765 sayılı  kanun için, MÜLGA kanunu olarak tanımlanır. Ha bu cezalar varken zina suçu işlenmiyor muydu?   İşleniyordu, ama halk bu kanundan korkmaktaydı. Bu nedenle aile birliği bir nebze koruma altında alınmıştı.

Ancak 5252 sayılı kanun,  insanların nikahsız yaşam tercihinin serbest kalmalarını sağladı. Ancak kültür seviyesi düşük toplumlarda bu serbestiyetin nasıl kullanılması gerektiği üzerinde derin endişelerim bulunmakta idi. Ben haklı çıktım.

5237 sayılı kanunda belirtilen Din görevlilerinin resmi nikah olmadan Dini nikah kıymalarının,  kanunun 230. maddesinin 5. ve 6. fıkrasınca suç olarak tanımlanmasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin, Türk Aile yapısına yapılan en büyük ihanet olduğuna inanmaktayım. Yüzbinlerce yıkılan aile yapısının temel depremi zinanın suç olmaktan çıkarılması, birden fazla evliliklerin, hatta bu konuda etken imam nikahı ile yapılan birlikteliklerin suç olmaktan çıkarılması, ülkemizdeki aile yapısına 1926 dan bu yana indirilen en büyük darbedir.

Sığınma evlerinde, hatta yetim çocukların bırakıldığı bakım evlerinde, binlerce korumasız, istikbali çalınmış çocuk var. 2001 yıllarında iktidara gelen yönetimin, parmakları ile 3 rakamı gösterip, en az 3 çocuk yapın diye toplumu gıdıklaması ile, 2004 yılında zina suç olmaktan çıkınca, evlilik dışı meydana gelen çocukların sayısında patlama meydana geldi. Son 18 yılda 10 milyona yakın bir nüfusun artmasındaki temel çarpıklık, bu konulara dayanır.     

Her değişik kültür yapısında ‘aile’ anlamı bir başka şekilde tarif edilir. Mesela Eskimolar uzun kış gecelerinde iglolarına gelen misafirlere, eşlerini sundukları söylenir. Bazı ülkelerde nikahsız çiftlerin yaşaması ve çocuklarının olması yadırganmaz. Bazı ülkelerde ise aile anlamı, ekonomik yapı ile bağlıdır. Bazı ülkelerde evli çiftlerin elde ettikleri kazançların toplanarak vergilendirilmesi ile ödedikleri vergi artınca, resmi evlilik yapmayı bıraktıklarını bilirim. Ancak ülke yapısının kültür seviyesi önemlidir. İlkokula bile gitmeyen, adını yazamayan, imza yerine parmak basan insanların, hangi mantık süzgeçleri ile aile yapısında doğru olan yapıyı kurmayı denediklerine şahit olmaktayız?

Çarpık düşüncede olan insanların aile yapısını dikkatle araştırmak gerekir. Genç kızların yaşadığı aile içinde çocukluk döneminde geçirdiği dini baskılar, kimi zaman ters tepki verir. Bazen evde yaşadığı ortamdan aşırı rahatsızlık duyarlar ve bunun tepkisi olarak küçük yaşta evden ayrılabilmek adına, gözüne kestirdiği bir genç erkekle kaçmayı denerler. Bir boşlukta eylemini gerçekleştiren genç kız, daha sonraları kaçtığı erkeği de bırakıp, evli çocuklu bir başka adama kaçmayı sıradan bir davranış gibi görür. Aslında iffet ve namus için sembol, yaşadığı aile yapılarında hep baş örtüsü olarak öğretildiğinden, gerisinin önemi kalmaz. Aile yapısının parçalanmış olması, çocukların geleceklerini  hiçe saymak adına, birkaç kişi ile dini nikahlı birliktelikler oluşturması, kendi aile tanımlarına uyar, yeter ki başlarındaki saçlar sıkı sıkı örtü altında bulunsun.

Aile bütünlüğü ve Ulus Devlet kavramlarını koruma adına 765 sayılı kanunu teklif eden değerli millet vekillerini her daim anmaktayım, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git