A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

İMRAHOR

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 06 Ocak 2021 09:58:28

Ankara’nın Topraklık semtinden gelen bir dere, İncesu deresi adı ile anılır. Bu dere yaz ve kış devamlı akardı. Bu derenin kaynak kısmına gitmemiştik, ancak Elmadağ denilen dağın eteklerinden geldiğini tahmin etmekteyim. İncesu deresi, TED Ankara Koleji arkasından gelip, Sıhhiye adı ile bilinen yerde, ana caddenin diğer tarafından akar, Ankara Radyo Evinin karşısından geçer, Gençlik Parkı tariki ile Ak Köprü istikametine doğru akar giderdi.

İncesu deresinin üzerinde, Kolejin arkasında, insanların geçmesi için yapılan bir tahta köprü vardı. Araçlar, hatta at arabaları, dere içinden geçerek karşıya geçerlerdi. Araçların geçtiği yerde derinlik artardı. Biz, Ankara’da, Kurtuluş semtinde otururduk. İlkokul sonuna kadar çocukluğum bu semtte geçti.

Şimdiki gibi yaz dönemlerinde deniz kenarları pek bilinmiyordu. Bu nedenle serinlik veren dere kenarları cazip gelmekteydi. Yaz aylarında, çok sıcak günlerde, arkadaşlarla bu dereye, pantolonlarımızı çıkarıp girerdik. Dere boyunca kavak ağaçları vardı, buralarda iplerden salıncak yapar, sallanırdık. Hafızam yanıltmıyorsa beni derede pırıl pırıl berrak bir su akardı, balıklar olurdu. Daha sonraları bu derenin üzerine beton bir köprü inşa ettiler, nostaljik yapısı kayıp oldu gitti. Ama benim hafızamdaki resim hala silinmedi.

Dikmen taraflarından bir başka dere gelirdi şehrin içine. Keklik Pınarı denilen çeşmenin bulunduğu yerden kopup gelirdi. Dere, Yedek Subay Okulu arkasından gider, eski Gülhane Askeri Tıp Akademisi, daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı olan binaların bulunduğu yerin arkasından, Anıtkabir’in yanından dolanır, Gazi Eğitim Enstitüsü boyunca gider, Ankara Çayı adını alan derelere karışırdı.

Ankara’da, ağaç miktarı, genelde çok azdı ve olan mevcutta, bu derelerin kenarlarında sıralanırdı. Ankara’nın yaz günleri çok sıcak olurdu, ancak gecelerin oldukça serin olduğunu hatırlarım. Kış aylarında ise Ekim ayları civarında kar yağar, kimi zaman Nisan ayına kadar kar, Ankara dan pek eksik olmazdı. Bu nedenle bu derelerin beslendiği kaynaklar mevcuttu.

Ankara’da çocukluğumda hatırladığım şehri boydan boya geçen diğer başka dereler de vardı. Aydınlıkevler tarafından gelen bir dere,  Akköprü denilen yerden kıvrılarak Atatürk Orman Çiftliği yanından akıp giderdi. Yenimahalle ismi ile yeni bir semtin kurulması aşamasında yörede, bu derenin üzerinde tek kemerli bir köprü vardı, adına da AKKÖPRÜ denirdi. Yol bu köprünün üzerinden geçerdi. Dar ve tek araçlık olduğundan geçişte, araçlar birbirine yol verirlerdi. Hani iki araç köprüye aynı anda hiç girmezdi. Bunun da bir saygının işareti olduğuna inanmaktayım.

Akköprü’nün altından geçen derenin ismine Bent deresi denilirdi ancak bu dere, Mamak tarafından gelen dere ile birleşen iki dereden oluşmaktaydı. O tarihte at arabaları çok yaygın kullanılırdı Ankara’da, yaz aylarında arabacılar atlarını bu dereye sokar, ve yıkarlardı. Bent deresi,  Ankara kalesinin yanında bulunan vadiden dolanarak geçerdi. Dere kıyılarında bol söğüt ağaçları vardı, yazları sıcaktan bunalan Ankara halkı bu dere kenarlarındaki ağaç diplerine, serinlemeye giderlerdi.  Mamak tarafından gelen derenin adına da İMRAHOR deresi denilirdi. Neden bu isim konulduğunu bilmiyorum. Çünkü İmrahor Osmanlı İmparatorluğunda Sarayın atlarına bakan insanlara verilen ad olarak bilinmektedir. Belki dere boyunca at arabalarına koşulan atlar, bu dere yatağında tımar edildiğinden olsa gerek.  İmrahor deresi Ankara’nın önemli bir simgesiydi. Bütün bu dereler birleştikten sonra Ankara Çayı adını alırlardı.

Çocukluğumdan bu yana güreş sporuna olan ilgim hiç eksilmesi. Yaşar Doğu , Celal Atik, Gazanfer Bilge, Adil Atan, Hamit Kaplan gibi cihan pehlivanlarına hep hayranlık duymuşumdur. Bir seferinde rahmetli pederle Ulus’ta Ali Muhittin Hacı Bekir’in dükkanından tatlı alırken içeri Yaşar Doğu girdi. Ben bir kenarda durup Cihan Pehlivanını yakından seyretmenin hazzını yaşadım. Dükkan sahibi ve tezgahtarlar ona çeşitli lokumlar ikram etmek için yarıştılar. Pehlivan, aldığı bir kutu lokumun parasını ödemek istedi, ama dükkan sahibi almak istemedi. Ancak cihan pehlivanı buna razı olmadı ve aldığı lokumun parasını ödeyerek oradan ayrıldı.

Ankara’da 8 Ocak 1961 senesinde vefat ettiğini öğrendiğimde çok üzülmüştüm.

Bu günlerde yine bir başka cihan pehlivanı ise, kendisine getirilen sahte bir lise diplomasını alıp kabul ediyor. Diplomanın tanzim edildiği okul, Ankara İMRAHOR Endüstri Meslek Lisesi. Pehlivanın bu okula giriş tarihi bulunmamakta, ama okul idaresi tarafından mezuniyet diploması düzenlenmiş. Bu diploma ile üniversiteye kayıt yaptırıyor. Üniversiteden mezun oluyor. Daha sonra yüksek lisans için baş vuruda bulunup, yüksek lisans diploması temin ediyor. Keşki bir kararname ile ‘’Milli olan sporcularun diplomalarına bakılmaksızın Üniversite Spor Bölümlerine kayıtları yaptırılır’’ denilmiş olsaydı, cihan pehlivanı da sahte diplomayı elinin tersiyle geri çevirmiş olsaydı diye, bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git