|
Ama Biz UnutmadıkKategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | Yazan: Metin Atamer | 12 Ağustos 2020 02:03:31 Ülkemde bir derin devletin var olduğuna inanır mısınız? Derin devlet denilince aklınıza ne gelir bilmem ama ben her ülkede olduğu gibi benim ülkemde de böyle bir kurum yapısı olduğuna adım gibi inanırım. Bu yapı, özel bir teşkilat tarafından, birilerinin direktifleri doğrultusunda işleri planlar, ve icraat için aldıkları emirleri yerine getirirler. Hafızamın ücra bir köşesinde 1993 senesine ait bir bilgi yatmakta.
Dine dayalı toplumların cemaat adında var olduklarını, Türkiye’nin köküne dinamit koymaya çalıştıklarını yazılarında haykıran bir gazeteci vardı. Ankara Köroğlu caddesinin bir alt sokağı olan, bu gün Uğur Mumcu olarak anılan Karlı sokakta otururdu, Uğur Mumcu. Evinin en fazla 50 metre uzağında bir polis kulübesi bulunurdu. 24 Ocak 1993 günü sabahı Uğur Mumcu, iş yerine gitmek için R-12 Renault marka 06 YR 245 plakalı arabasının kontağını çevirdiğinde, aracın altına yerleştirilen C 4 plastik patlayıcı düzenek infilak etti ve hür düşüncesini topluma haykırmanın şehidi olarak, hayata veda etti. Uğur Mumcu’nun aracının altına düzenek yerleştirilmesi, kurulması sırasında Polis kulübesindekiler bir şey görmedi. İçişleri Bakanı İsmet Sezgin görevdeyken meydana gelen bu olayda, polis kulübesindeki görevlilerin ne yaptıklarını hep merak etmişimdir. Geçen bunca zaman içinde olay unutturulmak istendi, ama biz hala unutmadık. Daha sonra İçişleri Bakanı değişmiş, İsmet Sezgin beyin yerine Betullah Mehmet Gazioğlu getirilmişti. Bu değişikliğin ülkeme huzur getirmesini hep istemiştim. Aynı sene Sivas’ta bir çok yazar, şair ve aşıkların katılımıyla Pir Sultan Abdal Şenlikleri düzenlenmişti. 2 Temmuz 1993’de Edebiyatın bu önemli isimlerinin, Pir Sultan Abdal hakkında söyleşi yapacağı bu şölene hazırlanmıştı Sivas. Tertiplenen toplantıda Aşık olarak bilinen saz ustaları da sözlü ve sazlı atışmalarda bulunacaklardı. Sanatçıların büyük bir bölümü Madımak Otelinde kalmaktaydı. Birileri tarafından galeyana getirilen tarikata bağlı yobaz meczup takımı, sanatçıların bulunduğu Madımak otelini ateşe verdi. 35 kişi bu yangında yaşamdan koparıldılar. Zamanın Belediye Başkanı tanıdık bir sima idi. Bildiniz, Temel Karamollaoğlu, o tarihte Sivas’ta görev başında idi. Herkes kimin planladığını öğrenmek istiyordu. Geçen bunca zaman içinde, gerçek failler bulunamamış, yönetim, bu olayı unutturmak istemişti, ama biz bu yangını hala unutmadık. Türkiye’nin önemli bir kömür havzası olan Soma’da 13 Mayıs 2014’de, maden ocağında gereken önlemler alınmadığından dolayı, yangın meydana gelmişti. Burada belki Cumhuriyet tarihimizin en elim maden kazası yaşanmakta idi. 301 vatandaşımız hayata burada veda etti. Herkes, teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde, bir maden ocağında yangın meydana gelmesinin uzak bir ihtimal olduğuna inanmakta idi ama , ülkemde yaşanan böyle kazalar, bir yetkiliye göre ‘ FITRAT ‘ olarak nitelendirilmekteydi. Nasıl fıtrat olarak nitelendirilir, anlamakta güçlük çekmekteyiz. İçişleri Bakanı Efkan Ala, sorumluların yakalanıp hesap vereceklerini, yarım ağızla söyledikten sonra, geçen zaman içinde gerçek failleri yönetim bize unutturmak istemekte, ama biz hala unutmadık. Türkiye’nin Avrupa’ya bağlantısı olan Trakya’da ulaşımın karayolundan başka demir yolları ile yapılmasının önemli olduğuna inanmaktayım. Tonlarca yük ve yolcu taşıyabilen raylı sistemin tarihsel tarafı Osmanlı Devletinin borç batağına düştüğü döneme rastlar. 1850li senelerde çıkarılan Düyûn-ı Umumiye-i kanunu zamanında ilk 130 kilometrelik demir yolu İzmir – Aydın arasına 22 Eylül 1856’da döşenmeye başlamıştı. Yakın tarihte, 8 Temmuz 2018’de Uzunköprü’den İstanbul’a hareket eden tren, Çorlu yakınlarında, altındaki taşıyıcı toprağın yağmur suları ile boşalması neticesinde raydan çıkmış, ve devrilmişti. Bu kazada 25 yurdum insanı hayattan kopmuş, 317 kişi de yaralanmıştı. Dönemin Devlet Demir Yolları Genel Müdürü İsa Apaydın günah keçisi ilan edilmişti. Konu zamanla unutturulmaya çalışılmıştı ama, biz bu hızlı demir yolu hattını yapan şirketin ihmallerini, inşaatı sırasında denetim eksikliklerini, ve bu kazada gerçek sorumluların araştırılmadığını hala unutmadık. Türkmenistan, Özbekistan, ve Gürcistan gibi ülkelerden, çalışmak için kendi ülkelerinde iş sahası bulunmadığından, Türkiye’de ev işlerinde yardımcı kişi olarak çalışmaya gelen çok hanım vardır. Kimi zaman ağır koşullarda hizmet verip, karşılığında ücret almaktalar. Nadir Nadirova da bu çalışanlardan birisi idi. 23 Eylül 2019’da İstanbul vekili Şirin Ünal’ın evinde çalışan Nadirova, kalbine sıktığı iki kurşunla intihar ettiği söylendi. Dönemin İçişleri Bakanı Soylu, konunun araştırılacağını, şüpheli bir durumun olmadığını söyleyerek unutturmaya çalışmıştı, ancak bir insanın intihar için kendi kalbine hem de iki kere ateş etmesinin mümkün olmadığını biz hala unutmadık. Gaziantep’te 6500 metrekare inşaat alanı bulunan ve yapımı duran AKKENT Camii iç mekanındaki tahta iskeleler, 14 Kasım 2019’da, inşaatı kontrol için gelen Mimar Korkut Küçükcan’ın üzerine çökmüştü. 20 bin ton tahta iskele 7 senede çürümüş, inşaat için mimari projesi olmayan, statik hesapları bulunmayan, inşaat ruhsatı olmayan, Büyükşehir Belediyesi tarafından denetlenmeyen bu inşaatta, bir genç insan hayata veda etti. ‘Sorumlular hakkında araştırma yapılacaktır’ diye beyanat vererek Başkan, konuyu topluma unutturmak istemekte, ama biz 7 senelik ihmali hala unutmadık. 07 Temmuz 2020. Sakarya ilimizin yeşil doğa örtüsünün arasında bulunan havai fişek fabrikasında, her işletmede olduğu gibi, ihmallerden dolayı, binlerce fişek ve 110 ton patlayıcı saatlerce yanarak etrafa dehşet saçtı. Bu patlamada 7 kişi hayatını kaybetti. Son 15 senede, hep ihmalden, havai fişek fabrikasında bu tür patlamalara şahit olmuştuk. Bir hafta sonra kalan havai fişekleri soğutmadan imha etmeye götüren kamyon, taş ocağına geldiğinde infilâk etti. Gözlemci olarak mekanda bulunan jandarmalar da hayatlarını bir hiç için kaybettiler. Yine sahnede, konu ile ilgili bir Bakan vardı, ve konuştu. ‘Sorumlulardan hesap sorulacaktır‘ diye bu önemli konuyu unutturmaya çalıştı ama, biz hala unutmadık diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|