A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Divergent (Uyumsuz) üçlemesine dair ...

Kategori Kategori: Sinema | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Elif Sezen | 26 Nisan 2020 18:38:29

Veronica Roth adlı yazarın romanlarından uyarlanan – Divergent (Uyumsuz) serisi olarak ta bilinen - Divergent, Insurgent ve Allegiant adlı üç film geleceğe ait bir distopya hikayesinin açılımıdır. Toplumun her biri farklı bir erdemi temsil eden beş bölgeye bölündüğü mantığını öne sürer. ‘Dürüstlük’, ‘Bilgelik’, ‘Cesurluk’, ‘Fedakarlık’ ve ‘Dostluk’ insanların geleceğini özetleyen, onları kaçınılmaz kategorilere ait kılan ve böylelikle yaşama biçimlerine dair kaçınılmaz olarak belirli nitelikler bütününü zorunlu kılan beş ayrı toplumsal bölgedir.

Bu bölgelere dahil insanlar topluluğu büyük bir duvarın çevrelediği Chicago’da onlar için düzenlenmiş yaşamlarına devam ederler.



Üçlemenin birinci bölümü olan Divergent (Uyumsuz) filmi, on altı yaşına gelenlere kendi bölgelerinde kalıp kalmayacakları sorularak başlar, onlar için bir dönüm noktasıdır bu. Nitekim hayatları boyunca verdikleri karar sonucu seçtikleri bölgede yaşamak zorundadırlar. Adını sonradan Tris olarak değiştiren Shailene Woodley’ın oyunculuğunu yaptığı Beatrice Prior adlı başrol karakteri hiç beklenmedik bir seçim yapar: ‘Fedakarlar’ grubunda olan ailesinden kopup ta başka bir erdem bölümüne dahil olacağı bir seçim. Bunun üzerine Tris ve ‘Cesaret’ bölgesinin diğer yeni üyeleri hayatta kalmak için oldukça rekabetçi ve zorlayıcı bir başlangıç sürecine adım atarlar. Neredeyse bezdirici özellikleri olan ve hayatlarını tehlikeye atan hem fiziksel hem de psikolojik testlerden geçmek zorunda kalırlar. Bu testler sonucunda değişmeleri, bu toplumsal erdem grubunun tüm özelliklerine sahip olmaları beklenmektedir. Theo James’in oyunculuğunu yaptığı Four adlı karakter Tris’in yaşadığı zorlu sürecin önemli bir parçası haline gelir. Beraberlik, yakınlık duygusu, güven ve sevgi bu film serisinde sürekli öne çıkan öğeler arasındadır.

Tris filmin başından itibaren bir sır saklamaktadır ve bu onu tehlikeli bir konuma yerleştirir. Uyumsuz olup ta toplum yöneticilerinin sınırlandırıcı (sözde uyum ve barış sağlayan) kategorizasyon sistemine doğru düzgün yerleştirilemeyecek ayrıksı olma sırrının herhangi biri tarafından farkedilmesi Tris’in sonunu getirebilir çünkü. Sözde mükemmel bir işleyişi olan toplumunu tehdit eden bir çatışmanın hızla büyüdüğünü gördükçe, ‘uyumsuz’ olma sırrının toplumundaki insanların hayatlarını tamamiyle değistirip onları böylelikle kurtarabileceğini fark eder. Filmde savaş sahnelerinin fazla abartılmadan felsefi içeriğinin zenginleştirilmesi ve insani duyguların öne çıkarılması, izleyiciyi farklı düzlemlerde düşünmeye teşvik ettiği için önemlidir.

Serinin ikinci filmi olan Insurgent (Kuralsız), hiyerarşik yapılanmada yerini bulmakta zorlanan Tris’in hem çevresindeki insanları hem de işleyen bu saçma düzeni değiştirecek gücü nasıl devreye sokacağını ele alır. Başlatılan devrim hareketi nasıl sonuçlanacaktır? Tris ve arkadaşları bu hiyerarşik yapılanmayı tamamiyle değiştirmenin yolunu bulabilecekler mi? Bu arada fedakarlık, kimlik, bağlılık, toplumsal kurallar ve sevgi ilgili evrensel sorunlar tekrar ön plana çıkar. Başlamak üzere olan savaşta yine bir seçim söz konusudur, herkesin yine bir gruba dahil olması beklenir. Filmde umut veren bir mesaj bir sonraki filmin ana konusunu oluşturacaktır: “İnsanlık umutla sizi duvarın arkasında beklemektedir”.

Serinin üçüncü filmi olan Allegiant (Yandaş) ise hala cevaplanmamış soruların nihayet yanıt bulduğu bir kurguyu sunar bize. Tris, Four ve kurdukları ufak ekip, hayatlarında tek bildikleri Chicago şehrini bırakıp onları dünyanın diğer tarafından ayıran büyük duvarın arkasına geçmeye karar verirler. Yeniden karşılaşılan kategorizasyonlara eklenen genetik bağlamdaki “mükemmellik/arılık” ve “yaralılık” insan ayrımcılığı nasıl aşılacaktır? Duvarın ardına geçebilen Tris ve arkadaşları bu soruya heyecanlı bir kurguyla yanıt ararlar. Hem ikinci hem de bu üçüncü filmlerde bilimkurgu öğelerinin hayalgücünü uyarma amaçlı oldukça dengeli bir şekilde kullanıldığını düşünüyorum.

Peki bu üçlü serinin bize sunmak istediği mesajlar bütünü şu an içinde yaşadığımız hayatlara ilişkin bir fikir veriyor mu? Öncelikle toplumsal farkındalık gayet açık şekilde ortaya konuluyor bu filmde, her ne kadar ‘erdem’ grupları biraz abartılmış gibi görünse de aslında günümüze dair bazı göndermeler de mevcut. Çünkü bizim hayatlarımızda da toplumsal farkındalık çok yönlü bir şekilde ele alınması gereken önemli bir konu. Film çerçevesinde de baktığımızda aslında mesele farklı olmaya çalışmak değildir, önemli olan kişinin kendinin en iyi versiyonu olma çabasının gerekliliğidir. Eğer kişinin içinde bulunduğu toplum ya da devlet buna bir şekilde engel oluyorsa , kişi mecburen kendini özgürleştirmenin, insani değerleri en ideal bir şekilde yeniden keşfetmenin yolculuğuna çıkmak isteyebilir ve dolayısıyla ona uygun görülen bir kategoriyi terk etmek zorunda kalabilir. Malesef toplumları bazen farkına bile vardırmayacak şekilde bölümlere ayırmak, ‘subliminal’ (alt algısal) mesajlarla düşünce biçimlerini belirlemeye kalkmak, insani değerlerin aşınmasına yol açabiliyor. Günümüzde bir iş adamının, evsiz kalmış bir şahsın, bir ev hanımının, bir zenginin, bir fakirin ve adını daha bir çok şey koyarak değerini belirlemeye kalktığımız insan gruplarını oluşturan bireylerin, içinde bulundukları toplumda kendilerini gerçekleştirme yolları ve beklentileri özgür bir zihniyet çerçevesinde gerçekleştirilmeyebilir. Peki neden? Bazı kişilerin seçme gücü ve şansı varken diğerlerinin pek yoktur diye düşünürüz genelde, bu soruya kestirme bir cevap olarak. Bazı devletler güvenlik ve barışı sağlama bahanesiyle insanların beyinlerini yıkayabilirler yeri geldiğinde, malum hala kendilerine söylenen herşeye inanıp sorgulama gücünü yitirmiş insanlarla sarılı etrafımız... toplumsal değişime engel olan insanlarla... Günümüz Amerika Birleşik Devletleri başkanı Donald Trump daha geçenlerde koronavirüsüne karşı vücuda dezenfektan enjekte edilmesine dair akıl dışı düşüncesini ifade ettikten sonra, takipçilerinden sorgulama özelliğini yitirmiş şahısların bu düşünceyi desteklemesi ve savunması buna örnektir. Aslında buna örnek olabilecek çok ama çok senaryo var etrafımızda. “Bu insan hiç değişmez” mantığı da bireylerin değişme potansiyellerine engel niteliği taşıyan bir düşüncedir. Ya da  insanları “mülteci” kategorisine hapsedip te onları en temel insani haklarından mahrum etmek, doğuştan sahip olmaları gereken hakları onlara zorlayıcı yollarla aza indirgenmiş bir halde vermek buna tipik bir örnektir. Önemli kararları şekillendiren şahısların başında politikacıların geldiğini (ve bu politikacıların güçlerini onlara oy verip seçenlerden aldıklarını) düşünürsek, aslında toplumda değişmeye gebe bir sürü kavramın önüne geçilme nedenini anlamak zor olmasa gerek. Özgür irade ile vicdani değerler doğrultusunda sorgulayabilme kapasitesini her an geliştirmek her insanın temel sorumluluğudur diye düşünüyorum.

Divergent (Uyumsuz), Insurgent (Kuralsız) ve Allegiant (Yandaş) üçlemesini henüz izlememiş olanlara tavsiye ediyorum. YouTube ve Netflix gibi internet sitelerinde her üç bölüme de sorunsuz ulaşabilirsiniz.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git