|
|
Okurlarımıza ve Yazarlarımıza borcumuz…Kategori: Ayorum Güncel | 1 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 11 Nisan 2020 05:51:18 Okurlarımıza ve yazarlarımıza borcumuzu ödememiz imkansız. Hele arada bir veya iki yorum yazan, moralimizi yükselten, birkaç gün boyunca, ince uzun sokaklarda, kalabalık bulvarlarda, renkli ve ışıklara bürünmüş caddelerde, trafiği kedilere teslim edilmiş meydanlarda kabara kabara yürümemize vesile olanlarına. Deniz Günal’ın ve Ferruh Dinçkal’ın ve yakınlarının ortaklaşa yarattığı ve birlikte yürüttüğü ayorum.com sitemize emek verenlere ve yazarlarımıza ve bizi teşvik eden okurlarımıza teşekkür için, on yıllık emek, dirsek çürütme, alın teri ve göz nuru ürünü yazılarıma yapılan yorumları buraya aynen alıp sizlere sunmak istiyorum.
Binbir şükranla (ve « Korona Günlüğüne » birkaç saatlik ara vererek). Biz bir aileyiz demenin türkçesi de bu olmalı sanıyorum. İşte ispatı, dünden doğuşa : Saba Öymen, { 09 Nisan 2020 02:08:06 }, « Çocukların ‘tatili’ » yazısına bir yorum : « Okuması çok keyifli bir yazı. Elinize sağlık sevgili Şehmus Güzel. » Mustafa (Alagöz olmalı. MŞG), { 08 Nisan 2020 17:39:32 }, « Korona-lojik »e : « yazı çok güzel Paris’in günlük hali ancak bu kadar güzel yazılır. Teşekkürler » Aykut (Yazgan), { 18 Kasım 2019 11:56:30 }, « ekitaplar hediyemizdir »e : « kim ne derse desin... yazmak müthiş bir olay.. belki de eskiler belki de yeniler belki de benden çok önce birileri bu lafı mutlaka söylemişlerdir... yazmayı bazen doğurmayla ayni kefeye koyanlar var.. sancısınla.. sıkıntılarınla.. düşünceler.. beğenmemeler.. yap bozlarıyla.. fakat benim (bu ben için özür dilerim) yazmalarım öyle olmadı.. o anda kafamda fırdolayı dönüp dolaşanları, ne varsa, ne birikmişse, yakalayabildiğim kadarı ile, elimin parmaklarımın beynime yetişebildiği kadarı ile kağıda aktardım.. saçma bir yöntem... biliyorum.. daha sonra belki de ü’leri ya da ı’ları düzeltmekten başka bir şey yapmadım.. ve dedim ki kendi kendime yaparsan eğer sahtekârlık olur.. böylecene yazdım... ve bütün yazdıklarımı doğurmadığım (!) halde birer evlat gibi sakladım koynumda.. senelerce.. açıp okudum.. güldüm.. okudum.. kederlendim.. okudum.. iyi ki birileri bunları okumuyor dedim bu berbat yazıları.. sonra.. bu sıralarda (aşağıda bi tarih olacak) elimde ne var ne yoksa internet denilen lambanın cin’ine teslim ettim.. nasıl yaptıysam artık.. şimdi onlar benim değil.. onlar benim değil artık.. e-kitabı açıp bakıyorum.. alt kata yeni taşınan komuşular gibi.. bana bakıp bakıp sırıtıyorlar.. nassınız deyip geçip gidiyorlar.. üzülüyorum.. onca sene bir arada her bişeyi paylaşmıştık.. böyle mi olacaktı.. bir de okudukça bunları, eş dost bişeyler söyliyecek, elalem bir sürü ahkâm kesecek.. hayalperestliğim tuttu.. belki de kimsecikler okumayacak.. istemezdim böyle olsun. 01102019 sevgili şehmus, işte yukardakilerini o gün yazdım.. yazmışım yani.. sonra senin yazdıklarını okudum.. biraz çokça utandım doğrusu.. beni söylemişsin.. bir de bir mutluluk çöktü üzerime.. bir deli cesareti.. dur bakalım.. belki bi okuyan olur dedim, kendi kendime.. bi de o deli cesaretinle biteviye yazmak.. yazın çok güzel.. sağol.. sevgilerimle.. son olarak canıl sait’in hatırına... işte o zaman mısralardan, beyitlerden, romanlardan ve kitaplardan kurtulmam lazım geldiğini düşündüm. yeni bir dünyaya başlıyordum. yeni romanlar okumalı, yeni resimler seyretmeli, yazmak için yeniden bir başka türkçe öğrenmeliydim. süt mahalle kahvesi sait faik » Nihat Ziyalan, { 06 Aralık 2013 08:11:51 }, « Ciao Roma Ciao »a : « değerli sehmus güzel, yazılarını özlemişim. lütfen sürdür. Sydney’den dostlukla » Nihat Ziyalan, { 08 Haziran 2013 19:01:57 }, « Güzin’le » yazısına : « değerli şehmus güzel, simgemiz olan Güzin Dino’nın ardından ona yakışan bir yazı. kutlarım. bizlerle paylaştığın için teşekkürler. Sydney’den dostlukla. » Nihat Ziyalan, { 03 Ocak 2013 07:35:23 }, « Abidin nişanlanıyor Ankara’da »ya : « sevgili şehmus güzel, bu şiir yüklü yazıdaN ÖTÜRÜ SENİ KUTLARIM. ayorum çok okunan bir site. ara vermeden yazmanı rica ederim. Sydney’den dostlukla. » Mustafa Alagöz,{ 08 Mayıs 2011 08:32:28 }, « İnsanlarla ve sevgiyle » yazısına : « Bir coşku halinin doğal akışı, insanın aklından değil yüreğinden taşıp ölü ruhlara bir nebzede olsa bir uyarı... Bu yazıda dile getirilen hal aslında hepimizin özünde var, olduğun gibi kendini ortaya koymak. Masumluk hali, ama zamanla bunun üzeri örtülüyor... Olsun yine de arada bir masum halimiz varlığını hatırlatıyor. Teşekkürler Şehmus Güzel’e... » Tayyip Öztürk, { 16 Nisan 2011 14:11:44 }, « Yalnızlık başkenti » yazısına. « Batı yaşam felsefesinde bireyselliği göklere çıkarması veya yasamlarımıza egemen olması sonun da; bencilligi, yaratıcı düşünceden uzaklaşmayı, insanların sosyal davranış biçimlerinin zayıflaması, yaşamdan zevk alamaz hale gelmeyi, kısacası kendini geliştiremeyen insan sürülerinin çoğalmasına yol açtığına inanıyorum. ve sonuç da sevmesini bilmeyen, özverili davranış yetenekleri kazanamayan, kibar olamayan, erdemli olmayı beceremeyen topluluklar haline gelmekteyiz. Ama bu oluşumdan yararlananlar da var elbette, gücü elinde tutan kesimler açısından harika bir gelişme bu süreç. » « Mayıs 1968’de Bizimkiler »e üç yorum var : Nadir Akoren { 02 Şubat 2011 08:22:43 } Ben Ortadoğu’daki bu hareketliliğin birbirini bu denli hızlı tetiklemesinden biraz kuşkuyla ve tedirginlikle karışık bir hisle bakıyorum ekranlara... Bölgedeki hareketlilikten kaynaklanan deniz ticaret yolunda yaşanan kriz eğer böyle sürecek olursa petrol gerçekten psikolojik eşikten atlayıp geçecek sanırım... Zira bölgede Suriye, Cezayir, Lübnan, Libya (tedirgin), .... Mısır, Tunus, Katar ve Yemen karışık ve daha pekçok şeye gebe... Bu durumda Süveyş kanalı hiç de emniyetli görülmediği için şimdiden taşıma sigortaları ve navlun bedelleri yükselişe geçti bile... İşin toplumsal ve sosyolojik tarafı insana bir uyanışın sinyali şeklinde keyif verse de, bundan kendine ekonomik katmadeğer yaratacak unsurları düşününce ister istemez tedirgin oluyorum... Umarım yanlış olan benim bakışımdır... ARTIK İNSANLAR İNSANCA YAŞAMAK ADINA BİRŞEYLER YAPSIN; AMA BEDELİNİ ÇOCUKLAR/GELECEK NESİLLER ÖDEMESİN ARTIK NE OLUR::::: » baha { 02 Şubat 2011 06:54:49 } « selamlar yazı gerçekten güzel ama hiç yazılmayan küçük ve büyük olan şeyler de var, umarım kitapta bahsediyordur, 1968 yılı Asya’da ayağa kalkan kültür devriminin bir ürünüdür, yıllar sonra Paris sokaklarında Mao’nun resimlerinin taşındığı ve kültür devriminin tartışıldığı bir zaman dilimidir, Arapların şu anda yaptığı hiç bir şeye benzememektedir, Paris te öğrenciler İSYAN ETMEK HAKTIR derken, Kuzey Afrika’da yoksulluk, ezilmişlik son damladir ve 1968 Paris bir rüyadır herşeyiyle. Yazılacak o kadar çok şey var ki, bu konuda ve bu günlerle ilgili, sağlıcakla kalın. baha » deniz günal { 02 Şubat 2011 02:32:36 } « sevgili şehmus bey, bu kitap tanıtım yazısı için çok teşekkürler. zamanlaması da çok hoş. tunus, mısır, ürdün... derken kimbilir daha nerelere sıçrayacak halk ayaklanması.. ve elbette bizde, gençlerin, işçilerin, öğrencilerin, yaşam kaynakları ellerinden alınan köylülerin gittikçe yoğunluk kazanan, o oranda da çıldırmışca şiddetle karşılık gören direnişleri... iktidarların, aymazlığı, kendini beğenmişlikleri, bayağılıkları yanında halkı koyundan beter, ezilecek böcek gibi görmeleri... kadınlarımızın toplum içindeki konumlarının sürekli aşındırılması... geçmişin yeterli bulmadığımız kazanımlarının bile elimizden gitmesi... derken... ayağa kalkmanın tam da zamanı... bu kitabınızı okumak eminim çok ama çook esinleyici olacak. sevgilerimle deniz » Mustafa Alagöz, {16 Ocak 2011 10:04:00 }, « La Bastille : Efsane ve gerçek », « Her şey bulunduğu anda tüm geçmişinin doruğunda bulunur. Geçmiş bize kaçınılmaz olarak geleceği hatırlatır. Geçmişe olan özsel bağımız gelecekten bildirilen sorumluluklarla iç içe geçer. Yaşam denen sürecin bir aktörü olduğumuzu fark ederiz. Fark ediş bizi rahat bırakmaz; hem bir şeyler yapmak zorunda bırakır, hem de bir takım düşünce ve yargılar üretmemizi bize dayatır. Vefa ve fedakarlık insana özgü en erdemli duygulardan; bu iki duygu insanı » YORUM BURADA BİTMİŞ ama yarım kalmış gibi. Mustafa Alagöz tamamlamak isterse kapımız ve penceremiz açıktır. Bekliyoruz. Önceden teşekkürlerimle. MŞG Deniz, {21 Aralık 2010 11:08:33 }, « Sydney’deki Adana ». « bu kadar sıcak, samimi, şiiri ve şairi damarından yakalayan bir tanıtım yazısı okumamıştım. nihat ziyalan’a yakışmış! şiirleri, öyküleri gibi keyifle okunan bir makale bu da. yüreğinize sağlık sevgili şehmus güzel. deniz kızı » Nihat Ziyalan, { 06 Aralık 2010 05:46:02 }, « Abidin Dino’dan İstanbul’a güzelleme »ye, « değerli şehmus güzel, yazınızı okurken içimde bir şeylerin çıt çıt kırıldığını duyumsadım. çok sıcak. şiirli. ayorum'a hoş geldiniz. renk katıyorsunuz. Sydney’den dostlukla. nihat ziyalan » Nilgün. { 05 Aralık 2010 20:10:37 }, « SAİT FAİK : Sessiz ve cesur »a (ayorum.com’daki ilk yazım), « hayatta ki duruş böyle olmalı. ne olduğumuzu çok bilmekle alakalı. sağolsun. »
YorumlarMustafa
{ 11 Nisan 2020 20:02:16 }
Bu siteyle yeni tanıştım, galiba okumadan artık durmak biraz zor hem de bu zor ve sıkıştığımız günlerde.
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|