Yardım toplayalım denildiği zaman aklıma hep ‘Denizli Olayı’ gelir. 1920 yılında Denizli’de yaşanmış elim bir olaydır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesi neticesinde, Mustafa Kemal’in 23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi’ni kurması ile başlayan yeni Türkiye Devleti’nin, Kurtuluş Savaşının başlamasını takip eden günlerde, boş olan genç devletin hazinesine katkıda bulunmak isteyenlerden, makbuz karşılığında borç olarak ayni ve nakdi yardım topladığı hepimizin malumudur.
Menderes havzasında silahlı milis güçleri komutanlarına EFE denir ve bunların yanında bulunanlara da KIZAN adı verilir. Efenin emirlerini, bu kızanlar yerine getirir. Halk içinde uzlaşılamayan konularda, Efenin hakemlik yapması istenir. Efe de uzlaşmayı sağlar. Kimi zaman bu işleri Efeler, kızanlara yaptırır.
Aydın yöresinde namlı bir efe vardır, DEMİRCİ EFE. Sadece Aydın’da değil Denizli yöresinde de namlıdır bu kısa boylu 1.68m lik Demirci Efe. Yörede kaşları çatık olduğundan, yanına pek kimse yanaşmaz. Yanına aldığı kızanların da kendisinden daha uzun olmamasına dikkat eder. Genelde Milis Güçleri ile Çete Güçleri iki ayrı anlamda kullanılır. Çete denildiği zaman, devlet güçlerine karşı silahlı örgütlenen teşkilat anlaşılır. Ancak Milis Güçleri diye tanımlanırsa, devletle paralel hareket eden, ancak resmi olmayan silahlı teşkilat anlaşılır. Demirci Efe’nin, İzmir işgal edildiğinde hem Aydın hem de Denizli illerinin düşman ordularına karşı müdafaasında teşkilatlanmış olduğunu biliyoruz. Bu teşkilatlanmada halktan yardım istediği de bilinir.
Nazilli’den iki kızanını Sökeli Mehmet Efe ile birlikte Denizli’ye gönderir. Kızanların Denizli’ye her gelişlerinde esnaftan para topladıkları da bilinir. Esnaf zaten devamlı yardım adı ile para toplayan bu adamlara öfkelidir, pusu kurar. Kuyucu İbrahim’in dükkanı önünde ateş edilerek, Sökeli Mehmet Efe öldürülür.
İşte bu olaydan sonra felaket patlak verir. Konu hızla Demirci Efe’ye iletilir. Demirci Efe, Denizli’ye hemen hareket eder ve Denizli’yi yakmaya yemin eder. Demirci Efe İstasyondan Delikli Çınar’a gider. Burada Denizli nin eşrafı olarak bilinen köklü ailelerin ileri gelenlerini toplar. Kızanlarının kimler tarafından öldürüldüğü konusunda bilgi ister. Aksi takdirde toplanan yaklaşık 60 insanı kılıçtan geçireceğini ifade eder.
Aslında eşraftan toplanan bu kişiler, olaydaki failleri bilmediğinden, meydana gelecek katliam kaçınılmaz bir hal almaya başlar. Akşam ezanına kadar pusu kuranların kim olduğunun söylenmesini ister Demirci Efe. Denizli Eşrafı, söyleyecek söz bulamaz. Akşam ezanına kadar Delikli Çınar’da derenin kenarında ayakta bekler, kimisi yaşlı, kimisi hasta, hepsi naçar, karardan vaz geçilmesi için yalvarırlar. Ancak Demirci Efe kararında ısrar eder. Babamın dedesi, Saraçların Uzun Mehmet de aralarındadır. Ezanla beraber altmış insan acımasızca başlarına vurulan kılıç darbeleri ile öldürülürler. O akşam Delikli Çınar kıpkırmızı akar gece boyunca. Ancak bu katliam Denizli’yi yakmaya yemin eden Demirci Efe’nin hırsını söndürmeye yetmez.
Başları kesilen eşrafı ailelerine teslim ederler. Rahmetli babaannem Habibe, kardeşleri ile birlikte babasının cenazesini, göz yaşlarıyla Delikli Çınar’dan eski mezarlığa kadar götürüp, gecenin çöken karanlığında sessizce toprağa verir. Mezarlık akşamın çöken karanlığında, inleyen insanlarla doludur.
Demirci Efe, Denizli’nin yakılmasını emreder kızanlarına. Daha sonra bu yeminden vaz geçmesi için yalvarır yanındakiler. Demirci Efe mutlaka bir yerin yakılmasının, en azından yemini için gerekli olduğunu söyler. Demirci Efe’yi Denizli yerine, mezarlığın yakılmasına ikna ederler. Mezarlığı ateşe verip Nazilli’ye geri dönerler.
Kurtuluş Savaşı döneminde 7-8 ağustos 1921 tarihinde TEKALİF-İ MİLLİYE adı altında 10 maddelik bir
‘SALMA’ kararnamesi çıkarılır. Kararda çeşitli konularda makbuz karşılığı mal, eşya ve ordunun ihtiyaçları konusunda halkın yardım etmesi, 10 madde ile tarif edilir ve
…el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek, denir.Bu malların bedelleri bilahare ödenmiştir.
Bu 10 maddede bahsi geçen hep “ayni yardım” olarak belirtilir. Nakdi paradan, bu 10 maddelik kararın hiç bir yerinde söz edilmemektedir.
Bazı devlet adamlarının tarihi doğru okumadıklarını düşünür, okunsa tarihte çok derslerin var olduğu gerçeğini yinelerim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.