A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Deprem Odağı

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 10 Şubat 2020 12:27:29

Ne zaman bir deprem ya da sel felaketi olsa, veya bir orman yangını meydana gelse, yüreğim sızlar. Acı çeken insanlarla ben de acı çekerim. Elazığ`da meydana gelen son depremle toplumun bütün dikkatleri birden Kuzey Anadolu fay hattı ile Güney Anadolu fay hattına çevrildi. Anadolu’da yaşamış bir çok medeniyetin varlığını hepimiz biliriz de bu medeniyetlerin nasıl yok olduğu hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Bu medeniyetlerin taş yapıtları üzerinde bıraktıkları birçok bilginin günümüze kadar ulaştığını biliyoruz.

Bu medeniyetlerin kurdukları pek çok şehrin bu gün yıkıntı halinde olduğu ören yerlerini gezdiğimizde görmekteyiz. Ancak bu şehirlerin neyin sonucunda yıkıntı haline geldikleri hakkında fazla bir bilgiye sahip değiliz.



Doğal afetlerin bu şehirleri yok etmiş olması ihtimal dahilindedir. Doğal afet olarak depremi kabul edebilir miyiz ? Efes, Bergama, Pamukkale, Milet, Knidos, gibi şehirlerin karşılaştığı depremlerle büyük yıkımlar yaşayıp sonrasında yok oldukları düşünülür. Ancak böyle bir yıkım sonrasında belki sağ kalan olmadığı için, konu hakkında bilgilerin günümüze  tam ulaşmadığını da düşünmekteyim. Kayseri de Kültepe harabelerinin, iki ülke arasında savaş sonrası kazanan tarafın şehri yıkıp yaktıktan sonra üzerine toprak yığılması ile oluştuğunu müze yetkililerinin söylediğinden hatırlarım.

Anadolu’da oluşan depremlerin tarihini analiz etmek niyetinde değilim. Ancak bazı rakamlarda takılıp kalmaktayım.

Elazığ’da yaşanan büyük depremin 1939 senesinde oluştuğu kayıtlardadır. O tarihte şehrin ne kadar nüfusa sahip olduğu hakkında kesin bir kayıt bulunmamaktadır. Aralık ayında meydana gelen depremde 33.000 kişinin hayatını kaybettiği ve 100,000 kişinin de yaralanmış olduğu ifade edilmektedir. Elazığ şehrinin 1939 senesinde depremden evvel  nüfusunun yaklaşık 200,000 olduğunu kabul etmemiz gerekir.Ancak devletin kayıtlarında 1940-1950 yılları arasında Elazığ nüfusu 22,964 olarak görülmekte. Bu rakamlara nasıl saygı gösterilir diye sorarım. Yaralı 100,000 vatandaşın nasıl 22,964de düştüğünün izahı bulunmamakta. 1950-1960 yılları arasında bile nüfus 65,002 olarak DİE kayıtlarında bulunmakta. Bu arada 1960-70 arasındaki nüfusun 98,560 rakamından 1970-80 arasında 63,893‘e düşmesi, hatta 1980-90 arasında  57,417ye kadar inmesinin nedenleri konusunda kayıtlı bir bilgi bulunmamaktadır.

Bu nedenle Elazığ şehrinin nüfusu konusunda hangi veriye inanacağıma pek karar verememekteyim. Anadolu fay hattı konusunda, Elazığ şehri hakkında çalışan pek çok bilim adamı bulunmakta. Hepsinin birer değer olduğuna inanmaktayım. Ancak her depremden sonra bu bilim adamları, konuları kendi görüşlerine göre yorumlayıp topluma aktarırken ciddi görüş ayrılıklarına sebep olmakta. Halk onları dinlerken oldukça zorlanmakta.

Rakamların birbiri ile ilişkisinde, çarpan ve bölenlerin sonunda kırılan bilmem kaç kilometre fayın, neyi, ne kadar tetiklediğinin araştırılması neticesinde, başka fayları tetikler mi sorusu sorulmakta. Cep telefonlarının ve bunların aktarma istasyonlarının yaygınlaştırılmasının, jeologların en sevdiği konu olduğuna inanmaktayım. Çünkü aktarım istasyonlarının birbirlerini görmesi ve zaman içinde ne kadar saptıklarını tespit etmek, hareket eden karalar açısından önemlidir.

Ekranda depremle ilgili bilgisine baş vurulan bilim adamları ile görüşülürken, konuyu yönetenler, odak noktasını hep İstanbul’a yöneltmektedirler.  Aslında bu insanlar için Elazığ odak noktasında değildir. İstanbul’un Kuzey Marmara fay hattından nasıl etkileneceği önemlidir. Kimi ekrana çıkan titri Profesör olup, hiç araştırma yapmadan, yayın yapmadan bu payeye atanan, sözde bilim insanlarının ahkâm kesmeleri kadar, abes bir gerçek olmadığını düşünmekteyim. Bu insanların, Elazığ depremi bahanesi ile konuyu dolaştırıp İstanbul’a getirerek sadece İstanbul’a değil, topluma dayatılan İstanbul’da düşlenen Kanalı savunmalarını ibretle izlemekteyiz diye, bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık
Türkiye’de Engelli İşçiler ve Sınıf Mücadelesi: 3 Aralık’ta Görünmez Kılınan Emek Gerçeğine Devrimci Bir Bakış
MESEM Gerçeği: Çocuk İşçiliği, İş Cinayetleri ve Gözaltılar Karşısında Devrimci İnsan Hakları Mücadelesi
Zehirlenen yalnizca tabaklar değil: Türkiye’de gida güvenliği krizi ve sistemin çürümüşlüğü…

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git