Artık insanların doğru düşünmeye hatta aklını kullanmaya, bilhassa siyasilerin söylediği sözleri sorgulamaya başladıklarını düşünmekteyim. Ekonominin koşmaya başladığını, büyümenin coştuğunu söyleyen siyasilerin, artık bir söz söylemediğine şahit olmaktayız. Bir ülkede büyüme ne ile olur diye sorulabilirsiniz? Türkiye’de de büyüme dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi sanayide yatırım, yeni iş sahaları açılması ve buna bağlı olarak büyük enerji yatırımları planlamayla oluşur. Ülkemizde enerji tüketiminin artmadığını TUİK verilerinden anlamaktayız.
Enerji tüketiminde, mevcut enerji tüketim taahhütlerini yerine getirebilmek için yaz saatlerimizi kış günlerine uzatarak, yurdum insanına mecburi enerji tüketimini dayatan bir idareyi yaşamaktayız.
Bu çok ciddi bir konudur. Hani hava meydanları yapıldı, yollar yapıldı, köprüler yapıldı, ey ümmetim bu köprüden geçmeniz lazım, geçersen 5 lira geçmesen 10 lira vereceksin diye dayatılan bir anlayışı izlemekteyiz. Çıkın İstanbul’dan İzmit istikametine E5 diye tanımlanan yolda, tam Harem’den başlayarak yol boyunca sağlı sollu boş arazilerde satılık, TIR olarak tanımlanan, kamyonların sergilendiği göreceksiniz. Binlercesi bu yol üzerinde alıcı beklemekteler.
Neden diye hiç düşündünüz mü ?
Sadece bu yol üzerinde mi ? Hayır, Türkiye’nin bütün şehirlerinde bu sahneleri görmemiz mümkün. Bu neyi ifade etmekte? Ülkemde üretimin en düşük seviyelerde olduğunu, üretimdeki ihracatın da pek telaffuz edilen seviyelerde olmadığının işareti olduğunu. Sebze ve meyve ithal eden Türkiye’de, hayvancılığın en düşük düzeyde yürüdüğünü, Sırbistan’dan et ithal edildiğini izlemekteyiz. Hatta saman bile ithal eden bir ülke haline gelmemizde kimlerin yanlış politikaları olduğunu düşünmemizde fayda var.
İktidar sahipleri olan siyasilerin söylediği gibi büyümenin %6 civarında olmadığını, uluslararası finans kurumlarının verilerini yayınlayan Financial Times adlı gazetede okumaktayız. Türkiye’nin % 2.16 küçülmekte olduğunu ifade etmektedir. Biz bu kadar büyüyoruz diye bağırsak da, yatırımcı olan kurumların gidip finans çevrelerinden isteyeceği garantide, değerlendirmeye alınacak değerler uluslararası finans kurumlarının verilerine göre yapılır. Eğer Türkiye küçülüyorsa, siz ülke olarak ben büyüyorum deseniz bile sizin bağırmanızın bir değeri harbiyesi yoktur. Damadın vızıltısı derler adama.
Bu nedenle gerçeği görüp kabul etmek bir erdemdir. Bir ülkede yatırım yapılabilmesi için o ülkede güvenilir bir HUKUK düzenine ihtiyaç vardır. Kuvvetler ayrımı yürütmede çok önemlidir.
Yasama, bu güç, yani KANUNlar bir tek insanın kaleminden çıkmakta. Peki Mecliste maaş alan 600 insanın mevcudiyetinin nedeni nedir?
Yürütme, bütün ERK bir tek kişinin kaleminde oluşursa bunun demokraside tarifi nedir? Hem Parti Başkanı, Hem Cumhur Başkanı olarak mikrofonlarda kelam etmesi, Kars’taki heykele söylenen söz gibi UCUBE bir durum.
Yargı, parti başkanı bir kişinin atayacağı yargı mensuplarının tarafsız olmasını bekleyebilir miyiz?
Kendiniz sorun, ADALET MÜLKÜN TEMELİ nasıl mümkün olabilir diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.