A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bakış Açısı

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 07 Eylül 2019 07:16:19

Çocukluğumda Ankara’nın Kurtuluş semtinde otururduk. Bir binanın giriş katında idi evimiz. Bahçesi büyük olan bu evin bahçesinde güzel bir kümesimiz vardı. Kümesin içinde, mühendislik mektebine gitmeden önce, ziraat mektebinde bir müddet okuyan rahmetli pederin, Ligorin cinsi tavukları ve horozu vardı. Beyaz renkli cins olan bu horoz ve tavukları Ankara Hayvanat Bahçesi müdürü olan arkadaşı Mustafa Bey kanalı ile almıştı.

Ligorin cinsi tavuklar diğer cinslere nazaran senede 300 günden fazla yumurta verdiğinden olsa gerek, evde her gün taze yumurta bulunurdu. O zamanlar buz dolabı olmadığından her şeyin tazesi tüketilir, kasaptan alınan et bekletilmez hemen yemeğe katılırdı. Bahçede meyve ağaçları vardı, hep taze meyve yerdik. Yaz başında sabahın erkeninde kalkar, dut toplardık. Dutları yıkamadan yerdik. Çocukluğumda yaz tatili, deniz kenarı gibi bir lüksümüz olmadığından, bütün yaz Ankara’yı beklerdik.

Kurtuluş’ta fidanlık dediğimiz yerde çok meyve ağacı vardı, kimse toplamazdı. Ağaçlara çıkıp meyveyi dalından koparıp ağacın üstünde yerdik. Ankara’ya domates civar köylerden gelirdi yazları. Bir çok semt pazarında sebze ve meyve satılır, yumurta ve limon satan bir iki kişi olurdu. Yumurta ve limon tane ile satılırdı. Sıhhiye pazarında yumurta satan Kemal pazarın neşesiydi. Kendisi hiç gülmez fakat herkesi güldürürdü. Özel oyuklu yumurta kabı olmadığından, kesekağıdına konan yumurtaların eve kadar olan yolculuğunda mutlaka bir veya ikisi kırılırdı. ‘’Lanet olsun,  bir daha yumurta almayacağız’’ derdi peder, ancak kimi zaman tavuklar yeterince yumurtlamadığından, pazardan takviye için mutlaka yumurta alınırdı. Soğan veya patates tezgahta birlikte satılırdı.

Pazarcılar ellerinde tuttukları terazilerin bir gözüne ağırlık olarak ayarlı döküm kiloları koyarlar,  kefenin diğer tarafına ise sebze veya meyveyi koyarlardı. Tek elle kaldırdıkları terazinin dengeli hale gelmesi durumunda, tarttığı sebzeyi fileye boşaltırlardı. Elde tutulan terazi adaletlimi diye hep düşünmüştüm. Hilesi olur mu diye akılda soru kalırdı. Naylon torba yerine çok sağlıklı olan ipten yapılmış file kullanılırdı. İrice sepetleri sırtlarına başlayıp, taşıma işine ücret karşılığında yardımcı olan hamallar pazar girişinde bekler ‘’Abla hamal lazım mı?’’ diye sorarlardı. Haftada en az bir kez pazara gidilirdi. Eldeki beş on lira pazarda harikalar yaratırdı.

Sokağın köşesinde bir cami vardı, her gün beş vakit müezzin minareye çıkıp dört ayrı yöne namaz çağrısı olan ezanı okuyarak cemaati namaza davet ederdi. Güneyden başlar her yöne ayrı bir cümle okur, tekrar güneye geldiğinde ilk okuduğu cümleyi tekrar ederdi. ‘Haydin namaza, Haydin namaza, Tanrı uludur, tanrı uludur.’ Bu cümlelerden insanlar neden rahatsız olur diye düşünmekteyim.  İlk yazılan İncillerin hangi dilde yazıldığını bilmemekle beraber, İncil her dilde yayınlanmış. Arapçada ısrar edilen Kuran-ı Kerimin bence her dilde yayınlanması gerekir. Böyle olunca hoca ve hocaların saltanatları sona ereceğinden, Diyanet tarafından Arapçada ısrar edilmekte.

Gerçi, bir ülkenin gelişmesi muasır medeniyetleri yakalayabilmesi için, o ülke içinde okuyan, araştıran nesiller gerekir. "Hominem unius libri timeo" ya da "Tek kitaplı insandan korkarım”. 13.yy’dan bir cümle bu.  Sadece tek bir kitabı devamlı okumaktansa, başka kitaplarında okunması, insanların dünyaya bakış açısını genişletir.

Evet, ülkemizde DİYANET İŞLERİ diye bir kurum bulunmakta. Ve benim ülkemde bir çok değişik dinlere inanan insanlar yaşamakta. Bu insanlar doğrudan veya dolaylı mutlaka bu devlete vergi vermekte. Geçtiğimiz son elli yıl içinde,  bu değişik dinlere inanan insanlara, onların dini ihtiyaçları için ibadethane yapıldı mı? Bilemiyorum, ancak son 18 senede 3 800 cami yapıldığı Diyanet İşleri kayıtlarında bulunmakta. Bu kurumun başındaki kişinin kullanması için satın alınan zırhlı özel araca 1 milyon Euro verilmesi, dini israf olarak düşünülmekte diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git