|
|
Soğan fiyatları sonun başlangıcı mı?Kategori: Türkiye | 0 Yorum | 05 Nisan 2019 12:48:52 Türkiye’de geçen haftasonu yapılan yerel seçimlerde dünya basınında da yer buluyor. Yorumcular, köşe yazarları, gazetecilerden hemen her gün önemli gazetelerde haberler okuyoruz. Bunlardan biri de Simon Tisdall, the Guardian gazetesinin dış ilişkiler yorumcusu. Salı günkü yazısında yerel seçimleri değerlendirdi.
Türk Seçimleri Erdoğan'ın sonunun başlangıcı mı? AKP kayıpları, Erdoğan’ın otoritesine daha önce görülmemiş bir karşı çıkıştır, ve büyük bir ters tepkiden korkuluyor. Şimdi soru şu, Erdoğan nasıl tepki verecek? 2003'ten beri Türk siyasetine hakim olan adam, yenilmeye alışkın olmayan kötü bir kaybedici. Herhangi bir biçimde eleştiriye dayanamıyor - ve bunun aksine iddialarına rağmen, AKP'ye ülke çapında %84,5'lik bir katılımla karşı çıkan büyük artış, benzeri görülmemiş bir azapa karşılık geliyor. Erdoğan kesinlikle suçlanmayı hak ediyor. Tek başına, istediği gibi AKP’nin kampanyasını yönetti. Tarafsızlık iddiasını ortadan kaldırarak, cumhurbaşkanlığı görevini kötüye kullandı, ve oylamadan önceki iki ay boyunca neredeyse her gün toplantı düzenledi. AKP zaferinin “milli varolma meselesi” olduğunu ve muhaliflerinin teröristlerle aynı ligde olduğunu iddia etti. Erdoğan kendi ahlaksız ölçülerine göre bile, Christchurch cami cinayetlerinin saldırı kayıtlarını, genel olarak Müslümanlara ve özellikle de Türklere yönelik organize bir batı kampanyasının parçası olduğunu söyleyerek mitinglerinde halka göstererek tüm zamanların en düşük seviyesine ulaştı. Seçim sonucu, 2016'nın başarısız darbe kalkışmasından bu yana Türkiye'nin en büyük siyasi şoku oldu. Erdoğan’ın acil tepkisi, kitlesel tutuklama emri vermek ve ABD ordusu da dahil olmak üzere yabancı kökenli komplocuları suçlamak oldu. Darbeyi, gücünü arttırmak için ülke çapında ayrım gözetmeyen tasfiye başlatmak için bir bahane olarak kullanmaya devam etti. Muhtemelen aynı ölçekte olmasa da, benzer tepkiler yine beklenebilir. Geçmişte olduğu gibi, AKP, yargısız bir yargının yardımı ile kazanan rakiplerini göreve başlamadan veya yerel seçim yöntemlerinin doğruluğuna itiraz etmeden önce diskalifiye etme arayışına girecektir. Erdoğan, özellikle Kürt yanlısı Halk Demokrat Partisi'nin (HDP) kazandığı Türkiye'nin güneydoğusundaki Kürt bölgelerindeki kutlamaları iptal etmeye kararlı. HDP'nin yasadışı Kürdistan İşçi Partisi ile görüşme yaptığını savunuyor. HDP bunu şiddetle reddediyor. HDP yanlılarının terörle ilgili suçlamalarla ilgili olarak seçimlerden bir süre önce tutuklandığı bildirildi. HDP’nin en karizmatik lideri Selahattin Demirtaş’ın kaderi öğretici. Erdoğan’a 2014’te ulusal seçimlerde layıkıyla zorluk çıkardı ve sonuç olarak tehdit olarak belirlendi. Demirtaş başka suçlarla birlikte “terörist propaganda” ile de suçlanarak 2016 yılından beri hapishanede tutuluyor. Avrupa insan hakları mahkemesinin serbest bırakılması talebi göz ardı edildi. Geçtiğimiz yıl, sahneden yönetilişmiş bir referandumda kapsamlı yürütme yetkileri kazanan Erdoğan’ın hükümet, ordu ve mahkemeler de dahil olmak üzere Türk kurumları üzerindeki hakimiyeti zaten çok güçlü. Bağımsız gazetecilerin inceleme ve soruşturma kabiliyeti tamamen ezilmiş durumda, bunu da çoğu kişi yolsuzlukta algılanan bir artışla bağlantılı buluyor. Hiç bir şey olmasa bile, Erdoğan şimdi boyunduruğu daha da sıkıştıracaktır.. Bunların tümü, ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 'nin Ankara ve diğer şehirlerde kazanılmasını daha da dikkate değer kılıyor. Partinin kıdemli lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'nin sonu gelmeyen aşağılama ve küçümsemelerinden kurtuldu. Şimdi bir intikam ölçeği kazandı. CHP’nin başarıları tüm muhalefet partilerini güçlendirecek ve Türkiye'de geçen yıl neredeyse öldüğü sanılan demokrasinin mezardan çıkarılması umudunu yenileyecek. Bu Erdoğan için sonun başlangıcı mı? Söylemek için çok erken. 2023 yılına kadar ulusal bir seçimle karşı karşıya değil. Gücünü tekrar tekrar sürdürdüğünü kanıtladı ve çoğunlukla kırsal olan temel desteği,% 44 ile hala güçlü. Ancak kontrolünün ötesinde bir joker kart var: ekonominin durumu - haftasonu seçimlerinde belirleyici bir etkendi. Erdoğan’ın, faiz oranlarındaki artışları engelleme, itibar altyapısı harcamalarını artırma ve artan borç seviyelerini görmezden gelme çabaları, Türkiye'nin durgunluğa girmesine, döviz kurunun, enflasyonun ve işsizlik sorunlarının artmasına yol açtı. Roket gibi fırlayan gıda fiyatları ve ev gereksinimlerinde kıtlık, her politikacı için her yerde sorun demektir - hatta yüce bir Türk padişahı için bile. Soğan fiyatları hala Erdoğan’ın sonu olabilir.. Simon Tisdall, the Guardian ayorum.com için çeviren Deniz Günal
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|