A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Sansüre karşı ‘Yollara Düştük’ belgeseli erişime açıldı!

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | 07 Şubat 2019 12:49:00

Yönetmen Deniz Yeşil, 77’de sinema emekçilerinin sansüre karşı verdiği mücadeleyi anlattığı ‘Yollara Düştük’ belgeselini online olarak yayınladı. Sinema filmlerinin denetleme kurulu onayını almadan yayınlanmasını engelleyen yasal düzenlemeyle birlikte yeniden gündeme gelen sansür tartışmalarına yanıt olarak belgeseli paylaşma kararı aldığını söyleyen Deniz Yeşil, dünden bugüne sansürü ve sansüre karşı mücadeleyi Evrensel’e değerlendirdi.

Sansür yasasına ve sinemacıların sansür yasasına ilişkin tutumuna eleştiriler yönelten Deniz Yeşil, “Yollara Düştük, sinemacılara ‘Bir araya gelin’ mesajı verebilirse bu benim için çok kıymetli olacaktır” dedi.



SANSÜRE KARŞI EYLEM ARACI OLARAK ‘YOLLARA DÜŞTÜK’

“Yollara Düştük” belgeselini internet üzerinden yayına açmanızın nedeni nedir?

2014’te ‘Yollara Düştük’ belgeselini Antalya Film Festivali’ne göndermiştim. Finalist olmuştu. Ancak festivalde bir Gezi belgeseline sansür uygulandı. Biz de bir kısım arkadaşla beraber belgesellerimizi geri çektik. 2015’te İstanbul Film Festivali’nde finalist olmuştu. Burada da Bakur filmine yönelik sansür nedeniyle tüm arkadaşlar filmlerimizi çektik. Bizim filmlerimiz yarışabilirdi ancak sansürü normalleştirdiğinizde sonraki festivallerde ne bizim filmlerimiz, ne de başka filmler denetlenmeden gösterilemeyecekti. Dolayısıyla hiç tereddüt etmeden filmlerimizi çektik.

‘Yollara Düştük’ sonrasında muhalif festivallerde gösterildi. Bu festivallerdeki gösterimlerin tamamlanması nedeniyle artık belgeseli online olarak paylaşıma açmayı düşünüyordum. Sinema emekçilerine ithaf etmek adına 1 Mayıs 2019 tarihi vardı aklımda. Ancak son yaşanan ‘mısır krizi’ dolayısıyla bugün paylaşmanın daha anlamlı olacağını düşündüm.



‘SANATÇILARIN SANSÜRE KARŞI SESSİZ KALMASI ÇOK RAHATSIZ EDİCİ’

Belgeselinizde 77’deki sansüre karşı sinema emekçilerinin gösterdiği tepki var. Bugün ise bir sessizlikten söz ediyoruz. Dünden bugüne sinema alanında sansüre bakışta nasıl bir dönüşüm yaşandı, bunun nedenlerine dair görüşleriniz neler?

77’de de sansür yasası gelmiş ve önceki tüzüğü daha da ağırlaştırmıştı. Buna karşı çeşitli görüşlerden dönemin sanatçıları bir araya geldi ve güçlü bir yanıt verdi. İstanbul’dan Ankara’ya 3 günlük bir yürüyüş yaptılar. Onların sansüre karşı nasıl tutum aldığının görülmesi ve anlaşılması şu açıdan önemli; bugün yeni sinema yasasında filmlerin denetlenmesi diye bir kural getiriliyor. Yani sizin filminiz denetlenmeden herhangi bir yerde ticari gösterime giremeyecek. Ancak ‘+18 kuralı’ ile yayınlanabilecek. Bu ‘utangaç sansür’dür. Böyle bir durum varken yalnızca yapımcılarla dağıtımcılar arasındaki krizin çözülmesi üzerine sansüre hiçbir şey söylenmemesi çok rahatsız edici.

5 Kasım 1977’de sansüre karşı ve özgür sinema için sinema emekçileri yürüyüş kararı alınca, yürüyüşe katılmayan bazı yapımcılar yine olmuştu. Hatta yürüyüşe katılanlarla tekrar iş yapılmayacağı yönünde tehditler de oldu. Sansüre karşı ses çıkarmayan ya da ses çıkaranlara mani olmak isteyenler vardı. Bugün de sansüre karşı durmayı demode bulan, marjinal unsurlar olarak gören çevreler var. Fakat o zaman sinema emekçileri bir aradaydı. Birlikte hareket etmenin önemini çok iyi biliyorlardı. Bugün dağılmış, birlikte hareket edemeyen, sinema sendikalarının güçsüz olduğu bir dönem var. Hatta Erdoğan’ın çağrısına yanıt veren ve toplantıya katılan bir sendika başkanının bu yasayı sorgulamayıp yasayı alkışlaması bugünkü sendikacılığın tartışılır noktaya gelmesini sağladı. Bugün o dönemki gibi olmasa da muhalif sinemacı ve oyuncuların varlığını görüyoruz.

‘BİR ARADA OLMAMANIN YARATTIĞI SORUNLARI YAŞIYORUZ’

Bugün maalesef bir arada olamamanın dezavantajını yaşıyoruz. O dönem yapılan yürüyüş 77’deki sinemacıların bir arada olmasının beyhude olmadığını gösterdi. Çünkü yürüyüşün hemen ardından sansüre takılan tüm filmler kurullardan geçmişti. Sansür mekanizmasını önemli oranda yavaşlatmıştı. Hemen arkasından sinema emekçileri sendikası kurulup setlerde sözleşmeler yapılmıştı. Sözleşme yapılmayan setlerde film çekilemiyordu. Bu yürüyüşün kazanımlarıydı bunlar. Bunlar hatırlansın, üzerine tekrar düşünülsün istedim. Bugün sansüre sessiz kalanların belki izleyerek mesaj alabileceği örnek olabilir bu film.

‘BİR ARAYA GELELİM’ MESAJI

Peki “Yollara Düştük” belgeselini, “Bugün sansüre karşı ne yapılması gerekir?” sorusuna bir yanıt olarak algılayabilir miyiz?

‘Sinemacılar hemen yarın buluşup Ankara’ya yürüsün’ demek üstencilik olur. Ama bir araya gelinip konuşulduğu zaman doğru olan ortaya çıkacaktır. Aslında sansür üzerinden tartışıyoruz ama bu yasada sinema emekçilerinin haklarına dair hiçbir şey yok. Bu açıdan da çok tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Bunları konuşacak bir durumun yaratılması için bir araya gelmek gerek. Bu film ‘Hadi yürüyelim’ yerine ‘Hadi bir araya gelelim’ mesajı verebiliyorsa bu benim için çok kıymetli olacaktır.

İşte belgesel:




Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







MESEM Gerçeği: Çocuk İşçiliği, İş Cinayetleri ve Gözaltılar Karşısında Devrimci İnsan Hakları Mücadelesi
Zehirlenen yalnizca tabaklar değil: Türkiye’de gida güvenliği krizi ve sistemin çürümüşlüğü…
İngiltere’den Türkiye’ye £35 Milyonluk Ray Sözleşmesi: Fırsat mı, Çıkmaz mı?
Avustralya ve AB teknoloji devleri çocukların sosyal medya erişimini nasıl sınırlandırıyor?
DEVLETLERÜSTÜ ŞİRKET-LER ve BAŞKAN

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git