İlkokulda bir hocam vardı, YILDIZ öğretmen, ben ona hayrandım. O da beni çok severdi. Hatta beni severken dişlerini sıkar elleri ile yanaklarımı mıncıklardı. Canım acır fakat öğretmenim olduğu için benim hiç sesim çıkmazdı. Daha sonra yatılı gittiğim ortaokuldan her dönem tatiline eve geldiğimde, elini öpmek için evine giderdim. Her sene aynı muhabbetle yanaklarımı mıncıklar, severdi. Her karşılaştığımda ‘hayat sadece matematiktir, bunu asla unutma’ derdi.
Öğrenim gördüğüm sürecte bayramlarda elini öpmeye hep gittim. Üniversite okuduğum süreçte yine bayramlarda onu ziyaret etmeyi hiç eksik etmedim. Hayır duasını alırdım. Evliliğimde ondan etkilenmedim desem doğru olmayabilir çünkü eşimin adı da YILDIZ oldu.
Evlendikten sonra da bayramlarda eşimle birlikte onun elini öpmeye gittik. Sözleri hiç değişmezdi.
‘Metin hayat her zaman matematiktir, bu gerçeği hiç unutma’ Hala kulağımdadır. Çok doğru sözlerdi bunlar.
İstatistiksel bir araştırma geçti elime, bir gazetenin yapmış olduğu. Çok ilgimi çekti. Bu gerçekleri görsel olarak takip etmekteydik ancak, rakkamlar çok çarpıcı olduğu için burada dile getirmenin doğru olduğuna inanmaktayım.
Türkiye’de 880,673si resmi kadrolu 149,457si özel sektörde olmak üzere 1,030,130 öğretmen eğitim kurumlarında çalışmakta. 80 milyon nufuslu bir ülke için bu rakkam doğru mu diye sorgulamak istemem. Örgün eğitim gören 17 milyon 883 bin öğrencinin yaşadığı ülkemizde eğitim düzeninde son 17 senede 22 kez sistem değişikliğine gidilmesinin, kaliteyi düşürmüş olduğu acı bir hakikattir. Bir örnek olarak ekranda bir yarışmada, Fen fakültesi mezunu Fizik lisanslı gencin Samsun’dan Trabzon’a giderken hangi illerden geçileceğini bilememesi üzücüdür. Ülkemizdeki okul sayısının 65,564 olduğunu göz önüne alırsak, kaliteli eğitim verilmesini beklemenin hayal olduğunu düşünürüm. Bir sınıf içinde kaç talebe olmasından ziyade onları eğitecek öğretmenlerin kalitesi de önemlidir. Bunu asla unutmamak gerekir.
Türkiye’de 1553 hastane hizmet vermekte ve buralarda çalışan 114 827 doktor bulunmakta. Ancak bunların büyük bir bölümünün 3 büyük şehirde İstanbul, Ankara ve İzmir’de olduğu da bir başka acı hakikattir. Ülkemizde yapılan araştırmada her 5635 hastaya bir doktor düşmesi ne kadar üzücüdür. Bunun bir hakimin senede baktığı dava dosya sayısı gibi çarpık bir rakkam olduğunu düşünmekteyim.
Ülkemin bir başka çarpık gerçeği ise Diyanet işlerinde kadrolu çalışan 106,973 imam-hatip mezunu olduğudur. Son 12 senede inşaa edilip, imam hatip mezunlarına iş sahası açmak adına yapılan 33,100 cami ile müslümanların ibadet yeri olan cami sayısı 82,693e ulaşmıştır. Muassır medeniyetler seviyesi hedeflerinin bir tek odağı vardır, o da araştırma ve geliştirme yatırımlarına verilen önemle gerçekleşir. Burada çalışacak insanların üniversite kurumlarında iyi ve kaliteli eğitim almaları gerektiğine kalben inanırım. Eller Mars gezegenine araç gönderip, uzayın bilinmiyen sırlarını çözmeye çalışırken, bizlerin hala bir baş örtüsü konusunun üzerinde temcit pilavı gibi 1400 yıldır yorulmamızı anlamakta zorlanmaktayım.
Kalkınmış olmak rakkamlara dayanır ancak rakkamların üzerinde oynanmamış olması gerek. Çarpık rakamlar bize kendimizi değil, gerçek dışı neticeleri gösterir diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.