Sizin de benim gibi her akşam haber saatinde ekranların başına geçip haberleri izlemeye başladığınızda, bir kavgacı suratı görüp ‘’Bay.... ‘’ diye kaşlarını çatarak konuşmaya başladığında kanal değiştirdiğiniz oluyor mu? Değiştirdiğinizde medya kartelinin BİR diğer kanalında da karşınıza çıktığında, hemen hızla bir başka kanala geçtiğiniz oluyor mu? Ben sıkça yapmaktayım. Kanallarda gezinmekten amacım doğru ve yorumsuz verilen bir haber arıyor oluşum.
Ekranda kavga eden insan yüzünden nefret etmekteyim. Kaşları çatılmış, ekranlardan, sanki bir okul müdürü sıfatıyla sınıfta yaramazlık yapan haşarı çocukları azarlamakta olduğunu sanırsınız. Halkın aradığı çok önemli haberler belki bu kanalların içinde kaybolmakta, gerçek gizlenmekte. Bu ekranlarda bulamadığımızı yabancı kaynaklı yayınlarda bulmaktayız.
Bu günlerde çok güncel olan bir konu da yurtdışına büyük sermaye ve beyin göçünün olması. Aylar önce bu sütunlardan 253,640 yurdum insanının ülkeyi terk ettiğinin bilgisini verdim. Bu rakamın bugün çok daha yükseldiğinin haberini aldık. Bu büyük göç, sadece mekan değiştirmek olmasa gerek. Mal varlıklarını da yanlarında götürdükleri de bir başka gerçektir. Bu insanların 12,000 den daha fazlasını dolar milyonerlerinin teşkil ettiği söylenmekte.
Ülkemde yaptıkları yatırımları elden çıkarıp, yeni bir dünyaya yelken açacak kadar bu ülkede olumsuz ne olmuştur diye hiç düşündünüz mü?
Bir insanın köyünü tarlasını bırakıp neden büyük şehirlere geldiğini araştırdığınızda, bir kaç konu ortaya çıkmakta. Yeterince muntazam gelirleri olmayan kırsalda yaşayan insan, çocuklarının istikbalinin büyük şehirlerde olduğuna inanarak, büyük şehirlere göç etmekteler. Bu gerçek, yurt dışına göç olarak giden vatandaşlar için geçerli olmayabilir.
Emeğinizi, çevrenizi, eş, dost, akrabalarınızı hangi şartlarda geride bırakıp yeni bir hayat için yelken açarsınız? Bunun bir macera olduğu bir hakikattir. Bu kadar önemli değerleri hangi koşulda bırakıp bir yabancı ülkeye göç edersiniz? Yaşadığınız ülkede bir şeyler mutlaka kaybolmuş, bu nedenle şartlar sizi göçe zorlamıştır.
Kaybolan nedir sizce? Terkettiğiniz ülkenizde sade vatandaşın güvenemediği hangi kurum vardır ki, bütün varlığını gayri menkule yatırır? Siz ne söylerseniz söyleyin, bence bu göçteki insanlara bu nedeni sormakta yarar vardır. Hani vatan aşkı, millet duygusu?
Eğer kaybolan değerler içinde benim neslimin bekası varsa, yüreğime taş basar çekip giderim demekte bu insanlar.
Kanımca bu insanların güvenmedikleri bir tek konu var, o da HUKUK olsa gerek. Bir ülkede hukuk yoksa insanların o ülkede güvenlikleri yoktur.
’ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR‘ sözü her zaman gereklidir. Yurdum insanı onu bulamadığı zaman, yaşadığı yer vatanı da olsa, o ülkede kalmasının bir esbab-ı mücibesi olmaz.
Musa Eroğlu’nun bir türküsü gelir hep aklıma. Zaman zaman sözlerini çarpık söylerim bu türkünün.
‘’Sarı saçlarına deli gönlümü, Bağlamışım çözülmüyor mihriban, Ayrılıktan zor belleme ölümü, Görmeyince sezilmiyor Mihriban”
Hele son mısrası bana çok dokunur, sizin de bu sözlerle dugulandığınızı sanırım:
“Her nesnenin bir biçimi var ama, Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.”
Vatan aşkı, sıla duygusu, yurtdışına göç eden yurttaşlarımız için de geçerli idi`ancak, karınlarının doyduğu, HUKUK’una güvendiği bir başka mekana ikinci vatanım demekteler, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.