|
|
Buzların ErimesiKategori: Çevre | 0 Yorum | Yazan: A Yorum | 17 Haziran 2007 23:52:07 2007 yılının Uluslararası Kutup Yılı olması nedeniyle bu yılki Dünya Çevre Gününün ana teması, Sıcak Gündem: Buzların Erimesi olarak belirlendi. Birleşmiş Milletler Örgütü 1972 yılında İsveçin başkenti Stockholmde 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran tarihinin Dünya Çevre Günü olmasını oybirliği ile kabul etti. O tarihten bu yana çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmeye başlandı.
2007 yılının Uluslararası Kutup Yılı olması nedeniyle bu yılki Dünya Çevre Günü’nün ana teması, “Sıcak Gündem: Buzların Erimesi” olarak belirlendi. Bu tema ile küresel iklim değişikliğinin kutup eko sistemleri ve toplumları üzerindeki etkisine odaklanılması ve bu etkinin dünya genelindeki etkileşiminin izlenmesi amaçlandı. Dünya Çevre Günü’nün ana teması “Sıcak Gündem: Buzların Erimesi” doğrudan ülkemizi kapsamıyor gibi görünse de küresel ısınmaya bağlı bu etkileşimin Türkiye’deki yansıması şu ana kadar kuraklık, su kıtlığı, ani yağışların neden olduğu seller ve heyelanlar, ürünlere büyük zarar veren dolu yağışları ve erken başlayan orman yangınları olarak gözlemlendi. Bütün bu veriler ışığında bilimadamlarının Türkiye ve içinde yer aldığı kuşağın küresel ısınmanın etkilerini en önce ve en şiddetli hissedeceği öngörülerinin ve senaryolarının doğru olduğu yönündeki endişeleri arttırdı. Enerji - Tarım - Su TEMA Vakfı, küresel ölçekte kullanılan iklim değişikliği senaryolarının bölgesel ölçeğe indirgenmesi ve sonuçlarının incelenmesinin, enerji, tarım ve su kaynaklarımızın yönetimi ve planlaması açısından büyük önem taşıdığına inanmaktadır. Bu nedenle ülkemizin olası iklim değişikliği sürecine uyum sağlaması çalışmalarına katkı sağlamak üzere çalışmalarını bu üç ana başlık üzerinde yoğunlaştırmıştır. Değişen İklim Değil, Enerji Olsun! TEMA Vakfı, Türkiye’nin küresel iklim değişikliğini geriye döndürme sürecine önemli katkı sağlayacak “TEMA Vakfı Isıl Enerji ve Elektrik Üretiminde Güneş ve Rüzgar Enerjisinin Kullanımının Artırılmasına Yönelik Bireysel ve Kurumsal Teşvik Sistemlerinin Kurulması” konulu bir rapor hazırladı. (*) Raporda enerji verimliliği ve artan yerli yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının fosil yakıt alımlarını azaltarak dışa olan bağımlılığı azaltacağına ve yerli kaynakların kullanımının ülkemizin yarattığı ekonomik değerlerin ülke dışına gitmesini engelleyeceğine dikkat çekildi. Enerji verimliliğini sağlayan ve yenilenebilir enerjilere dönüşümü en erken ve etkili biçimde gerçekleştiren ulusların küresel ekonomide rekabet gücüne sahip olacakları belirtildi. Ayrıca, enerji kaynaklarında ne kadar dışa az bağımlı olunursa politik karışıklıklar ve ekonomik krizlerden de o kadar az etkilenileceği, enerji güvenliğinin en önemli garantisinin yerli ve mümkün olduğu kadar kurumsal ve bireysel kaynaklara dayanmak ve az enerji ile idare etmek olduğu, yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliğinin de bunu sağlayabilecek tek yöntem olduğunun altı çizildi. Topraktaki Organik Karbonu Yöneterek, Toprağın Verimini Arttırabilir, Küresel Isınmanın Etkilerini Azaltabiliriz TEMA Vakfı, Dünyaca kabul edilen bilimsel veriler ve toprak konusundaki 15 yıllık bilgi ve deneyimleri ışığında; toprakların doğru ve verimli kullanılarak toprakta organik karbon oluşumunun ve tutulmasının arttırılmasının, küresel ısınma, açlık, erozyon, çölleşme, ormansızlaşma ve tarım alanı kaybı gibi sorunların çözümü için atılacak büyük bir adım olduğu değerlendirmektedir. Toprakta organik karbon tutulması her yönüyle kazanç sağlayan bir süreçtir. Verimliliğini kaybetmiş toprakların rehabilitasyonundan, kaynağı belli olmayan kirliliğin azaltılarak yüzey, yer altı sularının temizlenmesi gibi yan faydalarla ekosistem kalitesinin yükseltilmesine ve fosil yakıt emisyonunu azaltarak atmosferdeki CO2 miktarının azaltılmasına kadar bir çok yönü vardır. Su Kıtlığı İle Mücadelede Su Çerçeve Yasasına Gerek Var! İnsan genellikle susuzlukla, zaman zaman doğanın geçici olarak kendisini mahkum ettiği kuraklığı birbirine bağlar. Kuraklığın gazete manşetlerinde geniş yer alıp özellikle dikkatlerimizi çekmesine karşılık gittikçe fazlalaşan su tüketimimizin uzun vadede yarattığı sorunlar gözden kaçmaktadır. Ülkemizde suyun kullanımıyla ilgili pek çok çarpıcı boyutta çalışma sürdürülmektedir. TEMA Vakfı, yürütülen politika ve uygulamalar ile ihtiyaç belirleme aşamasındaki çelişkilerin Türkiye’nin geleceği için ciddi tehlike oluşturduğunu değerlendirmektedir. Örneğin, son yirmi yıl içinde yürütülen yanlış uygulamalar, göz yumulan kaçak kuyu açma ve atık suları akarsulara boşaltma gibi hukuksuz davranışlar nedeniyle yeraltı ve yer üstü sularımızın kalite ve miktarında ciddi azalmalar ortaya çıkmıştır. Buna rağmen, Türkiye’de henüz tüm tarafların katılımıyla hazırlanmış bütüncül bir su politikası ve suyun yönetimiyle ilgili temel ilke ve yöntemlerin çerçevesini belirleyen bir su çerçeve yasası bulunmamaktadır. Bu nedenle, su kıtlığı ile mücadele için Su Çerçeve Yasası hazırlanmalı ve bir an önce hayata geçirilmelidir. (*)TEMA Vakfı Genel Müdürü Dr. Uygar ÖZESMİ ve Erciyes Üniversitesi Dekan Yardımcısı GÜNDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Necdet ALTUNTOP tarafından hazırlanan TEMA Enerji Raporu’na www.tema.org.tr/BizdenHaberler/guncel/2007/EnerjiRaporu.htm adresinden ulaşabilirsiniz.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|