Siyasetin temiz bir uğraşı olduğunu söylemek mümkün mü diye hep düşünürüm. Geçmişte hep muhalefet liderlerinin iktidarlar için, sofrada bile yutulmayacak kadar alçak profilde söz ettiğine şahit olurduk. Birbirlerine ekranlardan, mikrofonlardan lugatlarda söylenmedik söz bırakmaz, karşılıklı akla gelmeyecek tabirleri yakıştırırlardı. Daha sonra bir bakarsınız menfaatler ön plana çıktığında kol kola kuzu sarması olurlar, kişiyi ahlaksızlıkla itham ederler, daha sonra yanyana yürürler iki ayrı hedefe doğru.
Hani Akhisar’da ayakkabı kutularını balkondan gösteren ev kadınına tutuklama emri verenler var ya, şimdi ayakkabılarını hangi kutulara koyarlar bunu bilmemekteyiz.
Askeri yıpratma taktiklerine alet olmuş insanlar, boş arazilerde gizlenmiş bazı askeri malzemeleri yapay delil göstererek, ordumuzun değerli insanlarını nasıl tutuklattı? Hala inanamıyorum. O tarihte önemli bir milletvekiline ‘Bunlar düzmece sayın vekilim, siz akademik bir insansınız, hem Kütahya milletvekili olarak bu konulara itibar etmemeniz gerekir’ dediğimde, ‘Herşey açık ortada, böyle bir girişimde bulunmuşlar, Ser de savcının savcısıyım dediğine göre bunlar gerçek’ diye bana cevap vermişti. Bu gün o Ser, bizi aldatmışlar diyecek kadar yüzünü değiştiriyorsa, nerede olduğumuzu anlamamızda yarar var. Yakın bir gelecekte yerel seçimin yapılacak olması bir çok kesimi tedirgin etmekte. Sosyal medyada liderlerin birbirlerine daha evvel söyledikleri, çok sıra dışı sözleri, sanki onlar söylememişler gibi davranmalarını siz de benim gibi yadırgıyor musunuz merak ediyorum.
İnanılır gibi değil! Sizin için sahtekar desem, daha sonra sizinle kol kola yürümeye başlasam, ben de sahtekar olmaz mıyım?
Siz eğer hırsızsanız, ben de sizin kolunuza girip gerine gerine yürüsem benim hakkımda hırsız olduğum şüphesi uyanmaz mı?
Yolsuzluk yapmışım, adam kayırmışım, arsaları parsel parsel satmışım, sonra sizinle kol kola yürürsek, bu yolsuzluğa siz de ortak olmuş sayılmaz mısnız?
Otobüse dolmuşa binerken bir anda altımda Mersedes jip görseniz ve benimle kol kola yürüseniz başkaları bizim hakkımızda ne düşünür?
Belediyede yapılan ihalelerde sadece bir veya iki firmaya bütün ihaleleri versem, firmanın sahibi olarak sizle biz kol kola yürüsek, alemin aklında bir ufacık şüphe doğmaz mı sizce?
Bir Servekilin karşılanmasına, bütün taksi duraklarındaki taksileri ve Belediyenin bütün otobüslerini seferber etmiş olsam, bir sonraki seçim için yatırım yapmamış olur muyum? Bu arada ekonomi, tarım, hayvancılık, tohum ıslahı, ithalat ve ihracaat konularının bir kenara bırakılmış olduğunu görmemenin biraz fazla iyimserlik olduğunu düşünmekteyim. Aslında herkesin ortak tek bir derdi olduğu muhakkak, o da aç kalmadan insana yakışır bir seviyede yaşamını sürdürmek. Bunu yapabildiğimizi sanmıyorum. Geçim seviyelerindeki fark çıtası gün geçtikçe artmakta, sonradan zengin olan daha da zengin olmakta, fakirler için bir söylemek isterdim amma utancımdan söylemekten sarfı nazar etmek istiyorum.
Trafik ışıklarındaki çocuk ve kadınların sayıları, yollarda büyük çuvallarla çöplerden satılabilecek karton, şişe, plastik toplayan çocuk, kadın sayısında önemli bir artışın olduğunu gözlemekteyiz.
Nereye doğru gittiğimizi siz de benim gibi düşünüyor musunuz? Türkiye’den yurt dışına göç eden nitelikli insan sayısının bir önceki yıla nazaran %42.5 artışla 253,640 ulaşmasında etken nedir diye hiç düşündünüz mü? Yapılan anketlerden çıkan cevap yürek sızlatan türden.
‘Geleceğimden ve çocuklarımın istikbalinden emin olmadığımdan üzülerek gidiyorum’ denilmekte diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.