“Trafikte yasaklar” denilince aklıma Metin Akpınar ve rahmetli Zeki Alasya’nın sahneye koyduğu oyun gelir. Yaşamdaki bazı konuları ne kadar da güzel sahneye koyarlardı. Seyredenleri hem güldürür hem de düşündürürlerdi. Konuları kendi mizah yetenekleri ile harmanlayıp sahnede işleyişlerini seyrederken doğruları ortaya nasıl da güzel koyduklarını izlerdik.
“Devlet ne için vardır” diye hiç kendinize sordunuz mu? Ben kimi zaman bu soruyu sorarım. Çünkü devleti idare edenlerin toplum için var olduklarına inanırım.
Devlet, toplumun dirliği , toplumun refahı ve bilhassa yaşam koşullarını en azından idame ettirmesi için var olur. Ülkemdeki en önemli konulardan birinin de 2918 Sayılı Kanun olduğuna inanmaktayım. Bu kanunun, 13 Ekim 1983 senesinde karayollarında trafik seyrinin düzenlenmesi için çıktığını düşünürseniz, ne kadar geç kalınmış olduğu ortaya dökülmekte.
Yurt dışında bilhassa medeni ülkelerde yaşayan insanların büyük çoğunluğu devlete, kanunlara o kadar saygılıdırlar ki, ne kuralları çiğner ne de aykırı bir hareket yapmaya kalkışırlar. Bir yol kavşağı düşünün, her dört yön uçsuz bucaksız görünmekte, kavşağa gelen bir araç sürücüsü, trafik ışıklarında eğer kırmızı yanıyorsa, hiçbir polis veya araç görünürde olmasa da kavşakta aracını durdurup yeşil yanmasını bekliyorsa, o ülkede hukuk vardır ve insanlar kanunlara saygı gösteriyordur. Hukuka saygının olup olmadığını her yerde anlayabiliriz, fakat trafikte bu çok belirgin bir şekilde temayüz eder.
Dünyanın bazı şehirlerinde araç kullanmak istemem . Bunlardan biri Tahran, diğeri ise Kahire’dir. Neden diye sorarsanız, buralarda trafik işaretlerinin fazla bir önemi harbiyesi yoktur. Kim aracının önünü diğer bir araçtan bir kaç santim daha öne getirirse, yola onun hakim olduğu şehirlerdir bunlar.
Bu trafik akışında değil araçlar, insanların bile hayatlarının tehlikede olduğu bir hakikattir. Türk halkı olarak biz de bazı kalıplara girmek istemeyiz, ancak bu kalıpların bizim hayatımızın emniyeti bakımından elzem olduğunu unutmamak gerekir. Karayolları Trafiğini düzenleyen 2918 Sayılı Kanun’da bazı maddeler vardır çok önemlidir:
Madde 63/ 5 .. ayrıca taşıtların camlarının görüntüyü değiştirecek seviyede renkli kullanımı veya camların üzerine renkli film tabakaları yapıştırılması yasaktır.
Madde 64. Gece sis ışıklarının sisli, karlı ve sağanak yağmurlu havalar dışında diğer farlarla yakılması yasaktır.
Madde 73. Araçları, kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde saygısızca sürmek, araçlardan bir şey atmak veya dökmek, seyir halinde cep veya araç telefonu ile benzer haberleşme cihazlarını kullanmak yasaktır.
Madde 78/1. ...sürücülerin ve yolcuların araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur. (Burada Emniyet Kemeri kast edilmekte. Kullanmayanlara 108 lira para cezası olduğu da söylemekte.)
Geçtiğimiz 17 Ekim 2018 tarihinde sihirbazın elindeki torbadan bir kanun çıktı. Bu kanun ile trafik cezalarında ciddi bir artış meydana geldi. Ancak kanun hazırlanırken bazı konuların dikkate alınmadığı bir gerçek. 2918 Sayılı Kanun’da yukarıda belirtilen maddelerin yeniden düzenlemesi gerekir. Hele belirtilen ilk madde diğer maddelerin içinde en önemlisi. Tam Metin Akpınar - Zeki Alasya’nın konusu.
Yasak kelimesini dikkate almazsanız ne olur? Yani yasağı çiğnerseniz neler olur? Camlarınız filmle kaplı ise, içerisi görünmemekte. Bir başka ifade ile kanunda belirtilen hüküm sadece camları filmle kaplı olmayanların cezaya muhatap olacakları, kaplı olanların ise telefonla konuşması, emniyet kemeri takmaması cezaya tabi değildir, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.