Eğer roman seviyorsanız mutlaka yakın tarihte yayınlanan pek çok romanı okumuşsunuzdur. Bunlardan bir tanesinden bahsedeceğim. Romanya’nın Köstence limanında demir almak için hazırlık yapan bir gemidir konu. Aslında bu gemi hayvan taşımak için inşaa edilmiş bir tekne. 1867`de inşaa edilen geminin, eski bir mavnadan sökülüp, kendisine uydurulan derme çatma bir de motoru vardır.
Ancak bu 180 tonluk gemiye Romanya’dan hayvan yerine 7697 Yahudi, Filistin`e gitmek için binerler. Bu gemiye binmek için insanlar bir servet öderler.
Aslında STRUMA lüks bir gezi teknesi değildir, ancak II. Dünya Savaşı koşulları bunu gerektirdiğinden kişi başına 1000 doların üzerinde ücret toplanır yolculardan. Bu ücret bir yolculuk için ödenen servettir. Nazi Almanya’sından kaçan Yahudileri taşıyan geminin içinde bazı önemli insanlar da vardır. 12 Aralık 1941 tarihinde gemi Kaptan Gorbetenko idaresinde hareket eder. Rotası Filistin olan geminin Karadeniz’de bir defa motoru bozulur. Fakat Sulina limanından gelen Bibicesku adlı kaptan motoru tamir eder ve gemi 16 Aralık`da İstanbul’a ulaşır. Geçiş izni için Sarayburnu açıklarında karantinaya alınıp bekletilir. Burada 70 gün bekler. Yiyecek ve su problemi yanında yolcularda başlayan hastalıklar gemideki insanların karaya çıkmalarına engel teşkil eder.
Bu süreç içinde hergün bir papazla bir delikanlının tekne ile bu gemiye su ve yiyecek taşımasına devrin hükümeti tarafından izin verilir. İshak adlı bu delikanlı her gün bu görevi yerine getirir. Bu arada geminin motoru bir daha bozulur. Yapılan konuşmalar sonunda gemideki motor tamir edilmek üzere karaya taşınır. Gemi motorsuz olarak beklerken, yine devrin hükümetine ricada bulunan bir büyükelçi gemideki çok önemli bir kaç kişi için izin alıp, tahliye ettirmeyi başarır. Geminin geri dönmesi istenir. 23 Şubat 1942 de motorsuz olan geminin kaptanı motoru olsa da geri dönmeyeceğini belirtir. Geminin çapa zinciri kesilir ve romörkler tarafından Karadeniz’e Şile açıklarına çekilir. 24 Şubat tarihinde ise içinde 7692 yolcusu bulunan hayvan taşıma maksadı ile yapılan bu gemi, Rus denizaltısı tarafından torpillenerek batırılır. Bu gemiden bir kişi Şile’ye bütün gün yüzerek, karaya çıkıp kurtulmuştur.
Bu günlerde Türkiye’yi çok meşgul eden bir başka gemi bulunmakta. Rahmeh adlı bu gemi de hayvan taşımak için inşaa edilmiş bir gemi. Bandırma’da yükünü boşalttıktan sonra, bir süre Yenikapı açıklarında beklemiş. Daha sonra bu esrarengiz gemi Cebellitarık‘a gideceğini limana beyan edip, yola çıkmış. Çeşme açıklarına gelip yine demirleyip beklemeye başlamış. Daha sonra Lübnan’a rota bildirmiş, ancak Çeşme’den ayrıldıktan sonra Antalya’nın Kaş açıklarında demirlemiş olmasını, yöre halkı endişe ile seyretmekteler. Ne liman sakinleri ne devletin bu esrarengiz gemi ile ilgili kamuoyuna bir bilgi vermeye yanaşmaması endişe vermektedir.
Ne kadar ilginç, tarihimizde iki ayrı zamanda iki hayvan taşıma gemisi, iki sır perdesi içinde ülkemin gündeminde yer almakta diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.