Adadaki evimizin çatısını tamir ettirebilmek için önce binanın bütün etrafının resimlerini çektirmiştim. Resimlerin ekinde evin neden tamir görmesi gerektiği üzerine uzun bir yazı hazırlamıştım. Binanın ileri teknoloji ile inşa edilmediğinden, hem duvarlarından, hem de çatısından sızan rutubeti durdurmak için yoğun bir yalıtım yapmak gerektiğini dile getirmiştim.
Hatta yeni çıkan yalıtım bazlı dış çephe boyalarının mutlaka bir astar üzerine vurulması konusunda bir bilirkişinin görüşlerini de bu gerekçeye ilave etmiştim. En önemlisi binanın çatısının tamiratı idi.
Genelde martıların, her evin poyraza korumalı bir tarafına yuva kurma üzerine iç güdüsel çalışmaları mutlaka olur. Yuva kurmadan evvel bütün kuşlar mutlaka keşif yaparlar. Martı yuvası için bir çatıda korunmalı bir tek nokta varsa, bir ikinci martı o çatıya yuva yapmaya kalkmaz. Çünkü yuvanın hem doğaya hem de kargalara karşı korumalı olması gerekir. Kargalar, martı yumurtası için en önemli tehlikelerin başında gelir. Kargalar martı yuvasında korumasız bir yumurta bulduğu anda yumurtanın sonu gelmiş olur. Kuluçka döneminde martının vücut ısısında bulunan yumurtası son derece kırılgandır. En ufak bir dokunuş yumurtayı kırmaya yeterli olur. Bu nedenle mart ayı içinde adalardaki bütün evlerin çatılarında kargalar ile martıların kavgaları hüküm sürer.
Kargalar hiç bir zaman kaybetmez, her zaman bir martı yumurtasını afiyetle kursağına indirir. Beslenmek için yuvadan ayrılan dişi martı yerini erkeği bırakır ve dişi gelinceye kadar yumurtayı erkek korur. Yuvada yavru martı doğduktan sonra da korunmaya muhtaçtır. Kargalar, yeni doğan korunmasız yavruları da her fırsatta avlamayı çok severler. Kendi yuvalarında yiyecek bekleyen yavrularına, avladıkları yavru martıyı götürürler. Ancak kargaların yuvasına martılar musallat olamazlar. Genelde sedir ağaçlarının sık dalları arasına yaptıkları yuvada, yumurtalardan yeni çıkan yavruları doğal bir korunma içinde olurlar. Ağacın sık dalları onları saklar. Adalardaki evlerde damların tamir edilme süreci martıların yuva yapmaları sürecinin dışında gerçekleşir.
Martılar yavrularını kursaklarında hazmettikleri yiyeceklerle beslerler. Hazmetmedikleri besinleri de çatılara kusarlar. Yaptıkları yuvalar, çatıdaki bacaların sıvalarına zarar getirip, sıva dibinden yağmur sularının içeriye sızmalarına neden olur. Hatta bu yuvalar yağmur oluklarının tıkanmasına ve yağmur suyunun çatıdan içeriye sızmasına da neden olur. Bu nedenle adalardaki evlerin bütün çatılarının zaman içinde tamir edilmesi gerekir.
Çatılardaki kiremitler zaman içinde kırılır, onların değişmesi gerekir, hatta kiremitlerin birleştiği yerlerin zaman içinde kırılması da çatıların tamir edilmesini gerektirir. Bir çatının tamir edilmesi için çatının üstünün açılması şarttır. Nerede kırık var, nerede sızıntı var, nerede çatlak var mutlaka görülmesi gerekir. Hele iyi bir usta eli ile yapılmamışsa çatı, mutlaka bir kenarından sızıntı olur. Çatılarda genelde yamalı tamir olmaz. Bir kenarını açık yapmaya kalkarsan sonuç mutlaka hüsranla sona erer. Bir yamalı yeri tamir edersen, bir başka yer başlar akmaya. Bu nedenle çatı mutlaka bir bütün olarak ele alınmalı.
Siyaset de adadaki çatılara benzer. Her partinin lideri bir başka partinin lideri ile söz birliği yapsa bile, eğer tabana mantığını yerleştiremesseniz, çatının yapısı su sızdırır, çatı yama tutmaz. Çatıyı kuranlar tabana ifadede mantıklı bir izah bulamazsa, aklı kullananların söylemleri çatıyı sallar. Hani derler ya alt çıkmışsa kıspetten, uçkur dokuz yerden koparmış diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
çatı şu anda harap..kiremit eksikliği ya da kırılmış bir kaç kiremit olsa neyse.. ama öyle değil.. çatı ters dönmüş olan mekanı çamurlu toprağa gömülmmüş olarak sırtında taşıyor adeta.. çatının üstünde yatak odaları.. onun üstünde salonsalamanje.. dah üstte mutfak banyo.. ve en üstte çamşırhane ve karanlık, pis, kirli, bir bodrum.. bu karanlık bodrum şimdilerde en üstte.. martılara da yazık kargalara da...
sevgilerimle..