A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Her tasavvuf üstadı biraz Freudyendir

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 0 Yorum | 04 Mayıs 2018 06:42:20

Tasavvuf öğretisini benimseyenler insanlığın hem soylu hem de aşağılık eğilimleri arasındaki kavganın bir parçası olma zorunluluklarının farkındaydılar. Tanrı ile mistik bir birlik aradılar. El-Taftazani’nin de söylediği gibi, bu sübjektif, bireysel bir kendini keşif süreciydi; yüce olanla bir birleşmeydi.

En devrimci düşünürler arasında bile o sıra dışı benzerlik mevcuttur. Sigmund Freud bir istisna değil. Araplar da Freud’un fikirlerinde klasik İslami düşünceden esintiler yakaladılar. 1940’larda ve 50’lerde entelektüeller Freud’un çalışmalarını Arapça’ya çevirirken, 12-13. yüzyılların büyük tasavvuf düşünürü İbn Arabi’ye başvurdular. Mısırlı oyun yazarı ve romancı Tevfik El-Hekim bu etkileşimlerin tarihini, İskender’in Suriye’yi fethi ve Yunancadan Süryaniceye çeviriler kadar eskiye dayandırıyor.



Romalıların yönetimi altındaki Mısır ve İskenderiye, Atina ve Roma gibi entelektüel bir merkezdi. Yunan felsefesi, Plato ve Aristo’nun çalışmaları, İslam’ın ilk dönemlerinde dinamik şekilde peş peşe Arapça’ya çevrildi ve eski Yunan felsefesini bölgede canlı tuttu. El-Hakim’e göre, Yunan coğrafyasının fikirleri İslami felsefenin içine karıştı. Bu süreç El-Hakim’in kendi çalışmalarında da göze çarpıyor. Hakim Yunan tragedyaları ile İslam destanlarını birleştiriyor ve bunu “iki farklı külliyat ve fikriyat arasında bir evlilik” olarak tanımlıyor. Paylaşılan bu ortaklıklara bakıldığında, Arap entelektüellerinin 20. yüz yılın ortalarındaki Freud çevirilerinde gözlerini mistik bir İslami lügate çevirdikleri görülüyor.

BİLİNÇDIŞI’NIN ANALİZİ

Akademik psikolog ve Freudcu psikanalitik gelenekten gelen Yusuf Murad, 1945’den bugüne psikoloji ve psikanaliz alanındaki İngilizce, Fransızca ve Almanca terimlerin Arapça karşılıklarından oluşan bir sözlük yayınladı. Bu çalışmada, Freud’un “bilinçdışı” kavramına özel bir yer ayrıldı. Arapça karşılığı ise İbn Arabi’nin klasik eseri Fususu’l Hikem’de tartıştığı şuur kavramı oldu. İbn Arabi’nin şiirsel bilgeliği 20. yüz yıl Arap Freudcuları büyülediği gibi yüz yıllar boyunca okuyucuları da büyülemişti. İbn Arabi Fususul’da Hz İbrahim’in rüyasına giren Allah’ın ondan oğlunu kurban etmesini istemesini anlatıyor. İbn Arabi’ye göre uyku ve rüyalar hayâl dünyamızda şekilleniyor ve bu nedenle analiz edilmeleri gerekiyor.

Allah İbrahim’e “Bir hayâle inandın” dediğinde, İbn Arabi bunu İbrahim’in en saf hatası olarak görüyor. İbn Arabi’ye göre, İbrahim bu rüyayı yorumlaması gerekirken doğrudan emri gerçekleştirmeye girişerek hata yapıyor. Diğer bir deyişle, psikanalist Jean-Michel Hirt’in dediği gibi: “ikilem, rüyaya inanmakla onu yorumlamak arasında.” İbrahim ne gördüğünü bilmediği için ya da ayrımında olmadığı için (bilinçdışı – la yaşuur) ihtiyatı elden bıraktı ve yoruma gerek duymamaya başladı. Kendisine söyleneni yaptı. Tam da buradan hareketle İbn Arabi şöyle diyor: “Gerçek hiçbir zaman bilinçdışı değildir, hizmetkâr ise bundan bihaberdir.” Daha sonraları, Freud’un Arap yorumcuları bu bilinç dışılığa değinerek insanın şuursuz, bilinçsiz bir tarafı olduğunu tasvir ettiler.

İBRAHİM’İN ANLAMADIĞI

İbrahim ve oğlunun hikâyesi Freudcu perspektif için zengin bir malzeme. İnsanın bilinç dışılığı ve Freud’un pek çok konseptiyle uyumlu noktalar bulmak mümkün. İbrahim’in kıssadan hissesi, rüyaların anlamlandırılması olarak ortaya çıkıyor. İslam ve Arap kültüründe rüyaların anlamlandırılması çok eski geleneklere dayanıyor. Rüyaların, tıpkı metinler gibi, bir açık (zahir) bir de örtük (bâtın) anlamları olduğu düşünülüyordu. Rüyaların örtük anlamları alâmetlerle anlaşılıyordu. Kuran-ı Kerim’den bir diğer tipik örnek, Yusuf’un babasını tasviriydi: “Bir rüyada 11 yıldız gördüm, aynı zamanda güneş ve ayı gördüm. Kendilerini önümde yere serdiler.” Yusuf için bu rüya sembolik olarak kardeşlerini anlatıyordu. Yusuf Mısır’da gücü ele geçirdiğinde, kardeşleri gerçekten de önünde eğilmişlerdi.

İbn Arabi ise bu yorumlamayı eksik buluyordu. Yusuf kardeşlerini Mısır’da hâlâ rüyada olduğunun farkında olmadan görmüştü. Yusuf rüyanın ve dolayısıyla yorumlamanın sona erdiğini düşünmüştü. Ama İslami araştırmalar uzmanı Henry Corbin’in belirttiği üzere, İbn Arabi bir kehanet öneriyordu. İnsanlar aslında hep uyku halindeydiler ve ancak ölüm uyanışları olacaktı. “Dünyevi varlık,” diyordu İbn Arabi, “rüya içinde rüyadır.” Bu durumu Japon araştırmacı Toshihiko Izutsu  İslam Felsefesi ve Taoizm (1983) adlı eserinde şöyle açıklıyordu: “Ibn Arabi’nin ontolojik düşüncesinin başlangıç noktası, bahsettiği ‘gerçeklik’, bir rüyadan başka bir şey değildi, bir gerçeklik dışıydı.” Ama Izutsu’ya göre bu sübjektif bir fantezi anlamına gelmiyordu, daha ziyade objektif bir illüzyondu.

LACAN İBN ARABİ VE AYNADAKİ YANSIMALAR

Bu gerçeklik ve illüzyon olmayan bir gerçek dışılık kurgusu, psikanaliz ile yakından ilişkili bir başka olguyla yakından ilişkili: Hayâli olan. Psikanalitik gelenekte detaylıca ele alınmış, en çok da İbn Arabi okuduğu bilinen Lacan’ın çalışmalarında kendine yer bulmuştur. Dini çalışmalar araştırmacısı William Chittick’e göre İbn Arabi, düşsel dünyayı, ruhsal ve bedensel dünyalar arasında bir ara bölge olarak görmüştür. Daha sonra Lacan’ın da yapacağı üzere, İbn Arabi insanın aynadaki kendi yansımasını kuramlaştırmıştı. Aynadaki yansıma gerçek mi değil mi? Bir anlamda gerçek, bir anlamda değil. Bu da hayâli’nin hem var olan hem de var olmayan doğasını açıklıyor.

İslam felsefesi ile Freud düşüncesi arasındaki temaslar berrak ve derin. Peki, İslami düşünürler İslam ile psikanaliz arasında bu bağlantıları kurdular mı? Çoğunlukla rüya yorumları üzerindeki ortak geleneklere, dini bilginin doğrudan ve örtük anlamları ile rüyaları anlamaktaki ortak noktalara referans yaparak, çoğunlukla bu bağlantıyı kurdular. İslami düşünürler, aynı zamanda, analist ve hastasıyla Sufizm’deki şeyh ve mürit ilişkisinin bariz benzerliğini de gördüler. Mısırlı tasavvuf üstadı ve sonraları İslam Felsefesi profesörü olan Ebu el-Vefa el Huneymi el-Taftazani, 1950’li yıllarda İslam felsefesi hakkında yazmaya başladı. Sufizm ile psikanalitik geleneği kıyasladığı çalışmaları Mısır’da ve başka ülkelerde yaygın şekilde okundu.

El-Taftazani özellikle, hem Sufizm’in hem psikanalizin iç-gözlemsel bir yöntem izlediğini not düşüyordu. Ona göre ikisi de ruhun görünür dışavurumu ile değil örtük, çoğunlukla cinsel tutkular ile harekete geçirilen içeriğiyle ilgileniyorlardı. Daha da önemlisi, her ikisi de örtük anlama ve bilinçaltının katmanlarına özel bir önem atfediyordu. Taftazani’ye göre, Sufi şeyhi de analist de danışanlarının bilinçaltındaki tutku ve isteklerini ortaya çıkararak dönüşüm sağlayabileceklerine inanıyorlardı. Sufizm ve Freud yakından ilişkiliydi. Sonra El-Ezher imamı olacak olan Sufizm öğrencisi Abd-el-Halim Mahmud, her tasavvuf ehlinin bir anlamda bir psikoterapist olduğunu söylüyordu. Tasavvuf üstadı ile öğrencisi arasındaki ilişki, potansiyel olarak psikoterapik bir boyut kazanıyordu.

BİRÇOK ORTAK NOKTA VAR

Sufi öğretisini benimseyenler insanlığın hem soylu hem de aşağılık eğilimleri arasındaki kavganın bir parçası olma zorunluluklarının farkındaydılar. Tanrı ile mistik bir birlik aradılar. el-Taftazani’nin de söylediği gibi, bu sübjektif, bireysel bir kendini keşif süreciydi; yüce olanla bir birleşmeydi. Freud muhtemelen tasavvufu ‘psikolojinin dünya dışına uyarlanmasından başka bir şey değil’ olarak yorumlardı. Ama Al-Taftazani ve diğerlerine göre bu kutsal olana doğru etik bir yoldu.

El-Taftazani’nin Freud geleneği ile ilişkilenişi 20. yüzyıl Arap dünyasının psikanaliz ile İslam arasında kurduğu bağıntılardan yalnızca bir tanesiydi. Sempati ve muhabbet besleyen, yaratıcı bir alışverişti bu. Karşılıklı olarak birbirini tanıma içeriyor, mistik İslami felsefe ile Freudculuk arasında samimi olarak inşa edilmiş bir yakınlığa dayanıyordu.

Omnia El Sharky
Kaliforniya Üniversitesi’nde tarih profesörü
Son yayınlanan kitabı “Arapça Freud: Modern Mısır’da Psikanaliz ve İslam” (2017).

Kaynak : gazeteduvar.com.tr /  Çeviren: İdil Karşıt

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…
Türkiye raporu: Özgürlükler ciddi zarar gördü

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı
Ton balığında cıva: Zehirli madde seviyesinin kontrollere rağmen hala yüksek olduğu tespit edildi

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti
İnsanlık için küçük ama Türkiye için çok büyük bir adım

Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.
Dünyada zorla çalıştırılanların sayısı artıyor.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git