Neden bunca senedir dış siyasette yuvarlanıp gidiyoruz diye düşünmekteyim. Bugünü yarını düşünen sadece ben değilim, bütün toplum irdelemekte. Günü yaşamaktan yorulduğumu düşünüyorum. Bırakın altı ay sonrasını, bir ay sonrasının hatta yarının ne olacağını bugünden düşünmek ve plan yapmak mümkün görünmemekte.
En fazla güney sınırımıza yakın illerimizdeki yaşam beni düşündürmekte. Bu illerimizdeki insanların günlerini nasıl geçirdiklerini düşünürüm. Hayatlarının bir pamuk ipliğine bağlı olduğu muhakkak. Ne zaman, nereden gelebileceği bilinmeyen tehlikelere ne kadar hazır olabiiriler diye düşünmeden edemiyorum. En fazla etkilenen illerimiz Gaziantep, Urfa, Mardin ve Hatay illerinde insanların günlük hayatlarını nasıl idame ettirdiğini hiç düşündünüz mü?
Güney Doğumuzdaki komşumuz için bir süredir hazırlanmakta olan harekatın asıl hedefinin Türkiye için ne olduğunu biliyor muyuz? Okyanus ötesinden yapılan planlarla sınır boyumuzda yaratılan terör örgütlerinin bir başka konuyu da gündeme getirdiğini düşünmekteyim. Suriye ile sınırımız boyunca bir - iki kilometre genişliğinde mayınlı bir arazi olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bu arazinin yıllardır temizlenmesi için İsrail’e verilmesi için Amerika’nın da aracı olduğu uzun yıllara yayılan görüşmeler yapıldığını hatırlayalım.
İsrail’in, bu mayınlı araziyi kullanma karşılığında mayınlardan temizleme teahhüdünde bulunduğunu da unutmamak gerekir. Hani İsrail’e vaad edilmiş topraklar konusu vardı ya, binlerce yıl önce, işte bu durumda, İsrail’in bu toprakları arar gibi bir telaşı var. Büyük ağabeyi Amerikanın arkasına sığınarak yürüyen bücürleri hatırlatır bana. Ona bir fırsat verseniz, akıl almaz felaketlere kapı açmış olursunuz. 800 kilometre boyunca bir - iki kilometre genişliğinde bir arazi ile Türkiye’yi tehdit eden bir yeni coğrafya yaratmış olacaksınız.
Bu senaryo tutmadı. Bu senaryonun Suriye’de bulunan yer altı kaynaklarına göz diken Amerika’nın, önce yarattıkları terör örgütleri ile bu alanların hakimiyetini ele alıp, bunları daha sonra vaad edilmiş topraklar adına İsrail’e teslim etmesi için yapılmadığna kimse beni ikna etmeye kalkmasın.
Amerika’nın göz diktiği petrol ve doğal gaz için Irak’ta yaptıkları ortada. Bu senaryo için binlerce insan hiç yoluna öldü. İran için tasarlanan planları bilmeyen kalmadığına inanmaktayım. İran’da sadece doğal gaz ve petrolün dışında uranyum ve altın madeni olduğunu bütün çevre ülkeler bilmekte. Şimdi yıllardır toprak altında kalmış petrol ve doğal gaz kaynağı olan Suriye - Türkiye sınırına hakimiyet kurma çabasının nedenleri, dilerim doğru algılanır. Bu durumun doğru değerlendirilmesi, günün geçiştirilmeden doğru planların yapılması çok önemlidir.
Yöre halkının beklentileri hususunun çok iyi algılanması gerekir, yoksa içinden çıkamıyacağımız bir Vietnam olabilir diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.