|
|
Türk Halkının Hurafe ve Safsata ile SınavıKategori: Makale | 0 Yorum | Yazan: Deniz Günal | 17 Nisan 2017 03:23:05 Türkiye’de dincileşme devlet eliyle yürütülürken, yaşamın her alanına dinci bakışın dayatmaları girmişken, elbette, dincileşmese de kafası bulanmamış, akıl ve mantıktan hiç uzaklaşmamış herhangi bir kesimin kalması olanaksız.
Aklın, mantığın, bilimin değer görmediği, eğitimin temelini oluşturmadığı bir ülkede, aklına geleni söylemek, yalan yanlış kişisel kanıları cazgırlıkla ya da kayıtsızca ortaya saçarak destekçi toplamak, çıkar karşılığında tarihi, blimi, sanatı küçümsemek küçümsetmek günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Aklını kullanması istenmeyen insanlar akıllarını kullanmayı unutur, hatta kullanmaktan korkar oldular. O kadar korkar oldular ki artık doğal bir biçimde akıl, mantık, düşünme, sorgulama günlük yaşamın içinden çıkmaya başladı. O yüzden sosyal medyada, televizyonlarda, yazılı basında sık sık mucize ilaçlar, mucize iyileştirme yöntemlerine ilişkin haberler yer almaya başladı. Ortalığa yaşam koçları, rüya koçları, üfürükçüler yayıldılar. Kimsenin kimseye yetkinliğiniz var mı, yetkinliğinizi nereden alıyorsunuz, yaptığınız işin, uyguladığınız tedavinin bilimsel açıklaması, kanıtı var mı diye sorduğu yok. Diyelim ki bir soran oldu, yanıt olarak da bilimsel savlı bir açıklama verdiler. Bu açıklama neye dayanıyor arkasında kanıtlanabilir bir çalışma var mı, o çalışmayı yapanlar güvenilir mi yoksa sahtekar mı, ne tür kolay çıkarlar sağlıyorlar bakmak gerekiyor. İki türlü saçmalığa çok sık rastlıyorum. Dini kullanarak yayılan hurafeler*… Şu sureyi 33 kere okursan şu dileğin olur, şu duayı günde 75 kere söylersen şu niyetin yerine gelir, tesbihi billmem kaç kere besmele ile ya da şunun adı ile çekersen şu dileğin olur. Ey güzel kardeşim, Tanrı nedir, aklını, iradesini, gücünü kullanamayan insanların dilek kutusu mudur, muhasebecisi midir? Tanrı’nın şifresi mi var? Niye inanıyorsun Tanrı’ya, dileklerini yerine getirsin diye mi? Tanrı’nın sana borcu mu var? Bu yönelimlerin eski zamanların büyücülüğünden ne farkı var? Bunlar daha çok eğitimsiz, sorgulama yeteneğini geliştirmemiş kişilerin, kimi zaman saflıklarından kimi zaman da günlük yaşamın içindeki çaresizliklerinden dolayı kolayca kapıldığı uydurmalar. Bir de safsatalar* var ki…. Eğitimli kuşakların kolayca kapıldığı bilimsel görünümlü uydurmalar. Beni asıl çileden çıkaranlar bunlar. İçinde bol miktarda evren, kosmos, şimdilerde kainat, enerji, quantum, positiv düşünce falan geçen ama ne fizikten ne biyolojiden ne kimyadan ne de uzay bilimlerinden zerrece nasiplenmemiş, böyle bir niyeti de olmayan kişilerin çıkar amaçlı, kitle oluşturmak için ya da sıkıntıdan yarattığı bilgi kirlilikleri. Ey güzel kardeşim, milyarlarca yılın evreninin yasaları var. Çözemediğimiz gizemleri var ama bu gizemler ne yazık ki insanların ev, araba sahibi olması, ünlü ve beğenilen kişiler olması, mutlu aşk hayatları yaşamaları, genç ve diri kalmaları, uzun yaşamaları için evren ya da Tanrı tarafından şifrelenmiş değil. İyi olurdu ebette böyle şifrelerin olması ama yok. Böyle bir masal evreninde yaşamıyoruz. Tek şifre, kendini geliştirmek için içtenlikle çalışmak. Bunu da yalnızca kendin için yapmak. Evrenin sırlarına ermek için de o sırların tadına varıp mutlu yaşamak için de başka bir şifre yok. Bu şifrenin de yüzde yüz garantisi yok. Kabul edeceğiz n’apalım. Bilim ile ulaşılan gerçeklerin, gerek ekonomik gerekse aşk hayatınızda doğrudan bir etkisi olmayacağını çok açık söyleyebilirim. Elbette, çok çok iyi bir bilim insanı olup çok para kazanabilir, bir başka bilim insanı ile sıkı bir aşk yaşayabilirsiniz ama o kadar. İster atom altı ister atom üstü evrenden, istediğiniz kadar lüks villa ve milyonlarca dolar isteyin. Sevgilinizin kişiliğini istediğiniz kadar burçlarda arayın. Suya ister dua okuyup için ister yalnızca için…Yemeği bırakıp bedeninizi kozmik enerji ile çalıştırmak için istediğiniz kadar çatlayın. Beyin dalgaları ile uzaktaki eski sevgililerinize istediğiniz kadar mesaj gönderin…İşe yaramıyor. Kapitalist dünyada yaşıyoruz, villa ve kabarık banka hesabı için yapabileceğimiz şeyler sınırlı ve çoğu da pek ahlaklı değil. Psikoloji kitapları, insan kişiliğini anlayabilmek için yıldızlardan daha doğru bilgiler veriyor. İki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan suyun aklı, bilinci, belleği yok. Bilinç çok ince ayrıntılarla örülü, çok derin ve karmaşık bir yapılanması olan, dünya üzerindeki canlılarda beyin olarak nitelediğimiz bir organ ile olası. O yüzden su içerken, dikkat etmeniz gereken ana özellik temiz olması. İçinde bedeninize zarar verecek ağır metaller, gözle göremeyeceğiniz ama sizi hasta edebilecek mikropların olmaması. Yemek beden için gerekli. Doğal ürünleri ve de abartmadan dengeli yiyerek alınca kozmik enerjiye gerek kalmıyor. Beyin dalgaları yerine ise telefon kullanmak kesin etkili. Bunları boşa zaman harcamayın, kendinizi kandırmayın, hala akıl ve mantık kullanarak yaşamaya çalışan kimi dünyalıları da kahretmeyin diye yazıyorum. Hatta kendimce bazı önerilerim de olacak. Yaşamda, hiç bir değer emeksiz olmuyor. bilgi sahibi olmak için, bir yetenek geliştirmek, her hangi bir alanda ağırlığı olan söz edebilmek için emek gösterip çalışmak gerekiyor. Üstünde çalışılacak bilginin doğru kaynaklardan gelmesi gerek. Üniversiteler bu anlamda önemli ama ille de üniversiteye gitmek, ve belli bir alanda uzmanlaşmak gerekmiyor. Ne yazık ki şu anda Türkiye’de hiç bir okula gitmezseniz büyük olasılıkla akıldan daha az uzaklaşırsınız. Gerçek bilimsel yayınları, bilimsel yetkinliğini kanıtlanmış bilim insanlarının kitaplarını kaynak olarak kullanmak, asıl kaynakların yorumcularının yorumcularına yan gözle bile bakmamak gerekli. Bilim kuramlardan oluşuyor. Herşeyi açıklayan tek bir kuram olmadığı gibi, şu ana kadar bize cep telefonunu, laserle ameliyatı, uzay gemilerini, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, ineterneti vermiş olan buluşların dayandığı kuramlar da son ve biricik doğrular değil. Bilim insanları onları sürekli geliştiriyor. Fakat yanlış anlamayalım, bu geliştirme sonucu her birimiz zengin, ünlü, uzunca ve aşk içinde yaşayalım diye kullanılabilecek renkli haplar, kolay formüller olmayacak. Saygı görmek, değer görmek, kendimizle barışık olabilmek için bilgiye, akla, emeğe, yaratıcılığa değer vererek, bu duyarlılıklarımızı besleyerek yaşamamız gerekiyor. Ama asla yaşa, başa, paraya, makama, cinsiyete, kolaycılığa boyun eğmeden. Güzel kardeşim BOYUN EĞME! * Hurafe: (Arapça) İslam dininin aslında; kısaca Kur'an'da bulunmayan, ancak farklı yollarla sonradan müslüman hayatına katılan ve dini inançmış gibi kabul edilen söz, düşünce ve davranışların tümüdür. Safsata: bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamadır. Safsatalar ilk bakışta geçerli ve ikna edici gibi görülebilen fakat yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte yorumlar, çıkarımlardır. Bazı Önemli Düşünür ve Bilim İnsanları Carl Sagan - Uzay bilimcisi, yazar, onu özellikle 60lı kuşaklardan tanımayan yoktur Charles Darwin - Evrim Kuramının babası, olmazsa olmazı. Kuram demişken… Türlerin ortaya çıkışını, insanın başlangıç noktasını gerçekten açıklayan başka bir kuram da yok zaten David Helfand - Bilgi kirliliği içinde doğru bilgi ile uydurulmuş kaydırılmışı nasıl ayırdedebiliriz hiç üşenmeden teker teker anlatıyor David Deautsch - Teorik Fizikçi, insanın ilerlemesi ve bilimin temelinde olguları açıklama gereğinin olduğu üzerinde uzun uzun duruyor Lynn Margulis - Evrim kuramcısı, çekirdekli hücrenin evrimi ve organizmaların birlikte yaşaması üzerine önemli tezleri var Norman Doidge - Psikiyatrist, özellikle beynin kendini değiştirme, iyileştirme yetenek ve gücü üzerinde yoğunlaşmakta Richard Feynman - Teorik fizikçi, quantum elektrodinamiği, quantum bilgisayarları ve nano teknoloji alanları arasında. Zor kuramları anlaşılır anlatımı ile de tanınıyor. Stephen Hawking - Onu herkes tanıyor. Kara deliklerin, evrenin yaşının, quantum fiziğinin efendisi Thomas Kuhn - Fizikçi, düşünür, tarihçi, bilimsel gelişmenin devrimlerle ilerlediğini anlattı Thomas Metzinger - Düşünür, zihnin felsefesi, bilincin tanımı, ortaya çıkışı, anlaşılması üzerine katkıları var
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|