Köprüden geçmeyen aracın, havaalanına gitmeyen vatandaşın parasını devlet bütçeden karşılıyor. Sözleşmenin dolarla yapılması riski büyütüyor… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ‘Özgürlük Avrasya Tüneli'nden, Osmangazi Köprüsü'nden, Marmaray'dan geçer” diye övdüğü mega projeler, Türkiye ekonomisi için şimdiden kara deliğe dönüştü.
Büyük indirimler, teşvikler ve zorlayıcı tedbirlere rağmen devletin verdiği araç garantilerinin yakalanamaması nedeniyle, önümüzdeki 25-30 yıl boyunca bütçede büyük açıklar oluşacak.
Yurt’un haberine göre, devletin yıllardır bütçe imkanları ve Hazine borçlanmalarıyla gerçekleştirdiği kamu yatırımları AKP hükümetiyle birlikte yap-işlet-devret (YİD) yöntemine dönüştürülüp özel sektöre devredildi. Bu yöntemde aslında devletin yapıp halkın kullanımına sunacağı dev yatırımlar özel sektöre havale ediliyor. Özel sektör milyarlarca dolarlık bu yatırımlar için yurtdışından ya da başta kamu bankaları olmak üzere yurt içinden borçlanıp projeyi tamamlıyor, sonra da kendisi yıllarca işletiyor. 20-30 yıllık işletme süresi boyunca devlet yol ve köprülere araç, hastanelere hasta, havaalanlarına yolcu garantisi veriyor. Dolayısıyla, köprüden geçmeyen aracın, havaalanına gitmeyen vatandaşın parasını da devlet “garanti” kapsamında bütçeden karşılıyor.
KARA DELİK RİSKİ BÜYÜK
Hükümet, YİD kapsamında üçüncü köprüden üçüncü havaalanına, Körfez geçişinden Boğaz tüp geçişlerine, hastanelerden otoyollara kadar onlarca büyük projeyi gerçekleştirdi. Bu projelerden kimi vatandaşın ilgisini gördü kimi ise ilgisizlik nedeniyle atıl kaldı. Günde 135 bin araç garantisi verilen 3'üncü köprü ve Osmangazi köprüleri ile 68 bin 500 araç garantili Avrasya Tüneli fiyatın yüksek olması nedeniyle yeterince ilgi görmüyor. Buna karşın devlet garantinin altında kalan her bir araç için firmalara 3'üncü köprüde 3, Avrasya Tüneli'nde 4 ve Körfez geçişinde 35 dolar ödeyecek. Bu garantiler 20-30 yıl süreceği için her bir proje devlet bütçesi için birer kara deliğe dönüşecek.
AMAN KUR ARTMASIN
YİD yöntemi, başlangıçta bütçeden kaynak çıkmadığı, Hazine borçlanması yapılmadığı için hem bütçe açığının düşük çıkmasını, hem kamu borcunun ve devletin ödediği faizin düşük seyretmesini sağladı. Hükümet bu sayede bir taraftan düşük bütçe açıklarıyla övünürken diğer yandan kendisine oy sağlayacak toplumun geniş kesimlerine sosyal harcamalar yapma fırsatı buldu. Ancak projelerin tamamlanıp bütçeden garanti ödemelerinin başlaması gelecek nesillerin ciddi kaynak sıkıntısı çekmesine neden olacak.
Sözleşmeler dolarla yapıldığı için kur arttıkça bütçenin yükü artacak, işletmeye açılan proje çoğaldıkça devlet bütçesini çevirmek ancak yeni borçlanma ve yeni zamlarla mümkün hale gelecek.
OSMANGAZİ KÖRFEZ GEÇİSİ
Araç başına geçiş ücretinin 120 lira civarında olması gerektiği hesaplandı. Ancak bu fiyata araçların geçmeyeceği anlaşılınca fiyat 85 lira olarak belirlendi. Devlet, şirkete her gün 3.7 milyon lira para ödeme yükümlülüğüyle karşı karşıya kaldı. Bunun üzerine fiyat 69 liraya çekildi. Devletin 22 yıl boyunca ödeme yapması gerekiyor.
AVRASYA GEÇİŞ TÜNELİ
Avrasya Tüneli'nin kullanan araç gidiş için 17 lira, dönüş için 17 lira olmak üzere toplamda 34 lira ödüyor. Alternatifi olan devlet köprüleri 7 lira. Bu nedenle kullanım düşük kaldı. Hükümet günlük 68 bin 500 araç garantisi verdi. Geçmezse araç başına 4 dolar bütçeden çıkacak. 25 yıl boyunca devlet bütçesine kara delik oluşturma riski giderek yükseliyor.
3. KÖPRÜ
Üçüncü köprüden geçiş 9.9 lira olmasına karşın 17.9 lira otoyol geçişi ve 3.46 lira KDV ile birlikte toplam maliyet 27.8 lirayı buluyor. Geri dönüşte köprü ücretsiz ama otoyol paralı olduğu için maliyet daha da artıyor. Hükümet, vatandaşı bu köprüye yönlendirebilmek için devletin işlettiği Boğaz köprülerine zam yapıp 7 liraya çıkardı, kamyon ve benzeri ağır araçları yoldan geçmeye zorunlu tuttu ancak cazip olmayan köprü atıl kaldı. Hükümet bu yola günde 135 bin araç garantisi verdi, geçmeyen araç başına 3 dolar garanti verdi. Bu nedenle 10 yıl boyunca devlet için kara delik olma riski belirdi.