Hangi konuda kamu araştırması yapılması gerekir biliyor musunuz? Yahut başka bir yönden soruyu sorayım: Kamu araştırması için fikirlerine başvurulacak insanların eğitim düzeyi nasıl olmalı? Kime hangi soruyu sorarsanız doğru yanıt alacağınızı ümit edersiniz?
Yani sorunun soruluş şeklinde bile yanıta has bir küçük ittirme olduğunda, yanıtı istediğiniz şekilde alırsınız. Kamu oyu yoklaması yapmak yerine kamuoyu yaratırsınız. Bütün bu araştırma kurumları, bir kişiye bağlı veya bir kuruma bağlı. İster özel ister kamusal olsun, araştırmayı ve neticesini kendileri belirler. Nerede bu soruların sorulacağını, hangi toplum ortamında sorulacağını onlar belirler, çünkü yanıtın nasıl olması gerektiğini yoklamayı yaptıranlar belirler. Siz zannedersiniz ki bu neticeler kamuoyu olarak yayınlanıyor.
Aslında kamuoyu yaratılmasına yönelik bir araştırma, kamuoyunun alt yapısını yapar ve netice de belirlenen şekilde tezahür eder. Kamuoyu denilince zannedersiniz ki toplumun her kesiminden insanlara sorular sorulur, yanıtlar alınır, ve sonuç çıkarılır. Zaten sorulan sorularla halkı istediğiniz biçimde şekillendirebilme imkanınız bulunmakta. Bu nedenle ne araştırma şirketleri ne anket yapan şirketler doğruları topluma anlatacak sorulardan çok uzaktadırlar. Yalnız bir tek gayeye hizmet eder bu araştırma şirketleri. O da kamuoyu yaratılmasını amaçlar.
Her partinin bir veya birkaç toplum fikri oluşturma şirketi vardır. Bu şirketlere inanılmaz paralar ödenir. Her ilde, her ilçede insanlar ellerinde bir klasöre bağlı bir kağıttaki soru dizisini halka sormaya başlar. Bilhassa alışveriş merkezlerinde, bazı kalabalık caddelerde, gözlerine kestirdikleri insanlara bir dizi sorular sorarlar. Hani bir trende, bir otobüste, veya bir trafik işaretinde kırmızı ışığı bekleyen özel bir oto sürücüsünün fikri sorulmaz. Çünkü halk onlar değildir.
Anket yapan kişiler üniversitelerin içine alınmazlar, çünkü
ne idüğü belirsiz insanların bu mekanlara araştırma için girmesine Rektörler karşıdır. Toplumun problemlerine talebelerin dahil olmasını istemezler. Hatta bir konuya karşı çıktıklarında talebler, göz altına alınıp, haklarını kaybetmekten korkarlar. Ülkenin geleceği olan genç nesilin memleket meselelerine karışmasını, ülke idaresi istemez. Talebe hareketi olarak adlandırılır, ve bu nedenle ne SerVekil ne de Cumhur bu itiraza muhabbetle bakmaz.
Geçtiğimiz günlerde topluma sorulan sorulardan birisini, bir anket firmasının yöneticisinin ağzından dinledim ve hayretler içinde kaldım:
Anket Sorusu:
Daha istikrarlı bir yönetim için başkanlık sistemine geçilmesini düşünüyor musunuz?Köylü Mehmet Ağam, yoldaki simitçi, çarşıdaki alışveriş yapmaya çalışan bir emekli öğretmen velhasıl benim yurdum insanına siz diyorsunuz ki:
Bu yönetim istikrarlı bir yönetim, daha iyi bir yönetim için Başkanlığa geçilmesini onaylayın. Bizden iyi bilenler bu konuyu geliştirmişler, eh biz de evet diyelim demeye getirmektesiniz bu halkı. Aklımızla alay etmeye çalışmaktasınız.
Şu soruyu sormıyacağım: Halk Aptal mı? diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.