|
|
Kimin için sit yönetmeliği?Kategori: Çevre | 0 Yorum | 06 Aralık 2016 21:47:11 Sit yönetmeliği patronların ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlendi. Sit yönetmeliğinde değişiklikler içeren yeni düzenleme Resmi Gazete'de yayınlandı... Toplum çıkarı yerine sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillendirilen yeni düzenlemeye göre bundan böyle sit ilan edilen alanlarda planlar durdurulmayacak, yapılaşmanın önü açılacak, kıyılara istisna getirilerek bütünlüklü planlama süreçlerinin dışına çıkılabilecek.
Resmi Gazete'de yayınlanan ve sit yönetmeliğinde değişiklikler öngören düzenlemeyle, bundan böyle sit ilan edilen alanlarda planlar durdurulmayacak; yapılaşmanın önü açılacak; yeniden planlama yapılırken sit gerekçesi ve biyoçeşitlilik raporlarının dikkate alınması zorunlu olmayacak; kıyılara istisna getirilerek bütünlüklü planlama süreçlerinin dışına çıkılabilecek. “Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”, 6 Aralık 2016 tarihli ve 29910 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu düzenlemenin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hizmet alımı yöntemi ile özel şirketlere yaptırılan “Doğal Sit Alanları”nın ve statülerinin yeniden belirlenmesine ilişkin çalışmaların sonlanmakta olduğu bir dönemde çıkarılmış olması dikkat çekiyor. Yürürlüğe giren yönetmelik incelendiğinde, yeni düzenlemenin, mevzuat isimlerinde ve içeriklerinde yapılan değişikliklerin yönetmeliğe yansıtılması gibi teknik başlıkların yanı sıra, sit statüsündeki değişikliklere dair hukuki süreçlerde sıkıntı yaratan kimi hükümlerin bertaraf edilmesi ve kıyı alanlarındaki doğal sit alanlarına istisnalar getirilmesi gibi önemli ayrıntıları içerdiği görülüyor. 23 Mart 2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik”, bir alanın sit alanı olarak ilan edilmesinin yanı sıra sit kararındaki statü değişikliğini de her ölçekteki planın uygulamasının durdurulmasına gerekçe kabul ediyordu. Ancak, yeni düzenleme ile birlikte statü değişikliği koşullarında, uygulamaların durdurulması gerekliliği ortadan kaldırıldı. Bu düzenlemenin kaynağında, 1. Derece, 2. Derece ve 3. Derece olarak tanımlanan doğal sit alanı statülerinin, 2012 yılı birlikte, içeriği de değişecek şekilde “Kesin Korunacak Hassas Alanlar”, “Nitelikli Doğal Koruma Alanları” ve “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları” olarak yeniden düzenlenmesi yatıyor. Düzenleme sonucunda, statü değişikliği olarak yorumlanabilecek olan bu tanımsal değişiklik gerekçesi ile yürürlükte olan planların uygulamasının kesintiye uğramaması hedefleniyor. Asıl müdahale ise, “Doğal sit alanlarında yapılacak koruma amaçlı imar planları”na ilişkin madde hükümlerinde gerçekleştiriliyor. 2012 yılında yürürlüğe giren “Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik”te, sit alanı ilanı ya da statü değişikliğinde, çevre düzeni planı kararlarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği, gözden geçirme işlemi sırasında da “doğal sit alanına dair gerekçe raporu veya biyoçeşitlilik raporu”nun dikkate alınması gerektiği ifade ediliyordu. Yeni düzenleme ile bu gereklilik ortadan kaldırıldı. Böylece, özellikle parsel ölçeğinde gerçekleştirilen ve adrese teslim sit statüsü değişikliklerinde açılan davaların, “gerekçe raporu veya biyoçeşitlilik raporu” bulunmaması nedeni ile usulen reddedilmesinin önüne geçilmek isteniyor. Doğal sit alanı statüsü getirilen alanlarda, geçmişte 18 ay olan plan hazırlama süresi 3 yıla çıkarılıyor. Bu düzenleme ilk bakışta, planlama sürecine dair teknik bir husus olarak görülse de, aslında, doğal sit alanlarında yapılaşmanın önünü açan bir durum yaratılıyor. Zira, sit alanı olarak ilan edilen bir alanda, 3 ay içerisinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının belirleniyor, bu esaslar doğrultusunda yapılaşma gerçekleşiyordu. Ve geçiş dönemi şartlarının yürürlük süresi, plan yapımı için tariflenen azami süre ile kısıtlanmıştı. Farklı bir deyişle, 18 ayın sonunda plan yapılmaması durumunda, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları yürürlüğünü kaybediyor ve bölgede plan kararı olmaması nedeni ile bütün yapılaşma durduruluyordu. Ancak yeni düzenleme ile bu koşul kaldırıldı. Hatta 3 yıl içerisinde plan hazırlanmaması durumunda, “Bölge Komisyonu”nun gerekçeli olarak süreyi uzatabileceği, uzatılan süre içerisinde de geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulanabilmesi hükmü getirildi. Böylece, doğal sit alanı statüsünde olan alanlarda, alan bütünlüğünü gözeten koruma amaçlı imar planı hazırlanmaksızın, yapılaşmanın devam ettirilmesine olanak sağlandı. Ayrıca, doğal sit alanlarında, “Koruma amaçlı imar planlarının varsa etkileşim-geçiş sahası ile doğal sit alanının bütününü kapsayacak şekilde veya Genel Müdürlükçe uygun görülen etaplar halinde” koruma amaçlı imar planı hazırlanması öngörülürken, yeni düzenleme ile bu hükmün sonuna “Kıyı alanlarında yapılacak yapı ve tesisler için sit alanı bütününde imar planı yapma ve etaplama şartı aranmaz” ifadesi eklendi. Böylece, kıyı alanları, istisna getirilerek bütünlüklü planlama sürecinin dışına çıkarılmış oldu.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|