Sabah okuduğum umut dolu bir röportaj üzerine aklıma geldi bu yazı… Hepimiz biliyoruz “dear past, thanks for all the lessons” yazılı tişörtle ve yüzünde hayatta kalmış olmanın verdiği heyecanlı ifadeyle objektiflere bakan Çilem Doğan’ ı. Hapishanede güzel olduğumu, kadın olduğumu dahası ben olabildiğimi öğrendim diyor, kız kardeşlerim sayesinde. İçinde umudu, hevesi ve coşkuyu barındırıyor tabi bu cümle, ama aynı zamanda korkunç bir gerçeği de…
O yaşına kadar kendisi olmasına izin verilmemiş, Çilem olamamış, kadın olamamış… Dahası, toplumu en korkutan şeyi başarmış, neden, niye diye sormayı öğrenmiş, artık kabullenmeden önce. Bilmiyordum diyor, böyle bir dünyanın mümkün olduğunu, gidecek yerim olduğunu, bir sürü kız kardeşim olduğunu. Gidecek yeri olmamak, bu duygunun ne kadar çaresiz hissettirdiğini ne yazık ki anlayabilen yüzlerce kadın var bu ülkede. Onlara şunu söyleyebilmeyi çok isterdim, cesur olan, yanınızda olacak, dayanışabileceğiniz bir sürü kadın var. Ama ne yazık ki biliyorum ki, herkes o kadar şanslı olamayabiliyor, sevgili kadınlar siz yine de cesur olun ama etrafınızda pusuya yatmış bir sürü insan var ve onlar sizden çalmak, zaten örselenmiş ruhunuzdan bir ısırık da kendilerine almak için bekliyorlar ve maalesef bunun içinde kadınlar da var. Özellikle o gruba karşı uyarıyorum sizi, başınızı daima dik tutun, korkak olmayın ve hakkınızda saçma sapan konuşan en aciz anınızda sizden çalmaya kalkan o kadınların gözünün içine daha dik bakın ve Çilem gibi gülümseyin. Bilin ki, siz cesursunuz ve o zavallılara ihtiyacınız yok.
Bu yazıyı cinsiyetçi bulanlar olacaktır, kadın kadının kurdudur gibi sığ bir anlayışa tabii ki sığınmıyorum. İnsan kendini karşıdakinin yerine koyabildiği sürece durumu daha iyi kavrar, hatta bazen kendisi yaşamış gibi sarsılır, o yüzden bir kadının bir kadınla empati yapabilmesi daha olasıdır. Dayanışacağınız kadınları iyi seçin ki, daha fazla yara almayasınız, aslında tüm söylemek istediğim bu. Yoksa meselenin kadın ya da erkek olmakla bir ilgisi yok, aciz olmanın, başkalarının mutsuzluğuyla beslenmenin, korkak olmanın cinsiyeti yok çünkü.
“Acırsan acınacak hale düşersin”, “düşene bir tekme de sen at” gibi felsefi sözlerle(!) büyütülmüş bizler, çeşitli panellerde kadın hakları üzerine ahkâm kesen değerli akademisyenler sözlerinizin inandırıcılığı davranışlarınızın doğruluğundan geçiyor, bilmenizi isterim.
NOT: http://t24.com-.tr/yazarlar/dilara-gurcu/yasemini-yalniz-birakmayacagiz,14898?utm_medium=social&utm_content=sharebutton
Bu haberi okuyarak şuanda Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ nde bulunan Yasemin Çakal’ ı anlayabilir, bir kadının daha yanında olabilir, ona hiç değilse mektup yazabilir, onu başka bir dünyanın mümkün olduğuna inandırabilirsiniz…