A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Hoşçakal dünya: Atmosferik karbon düzeyinde kritik noktayı aştık

Kategori Kategori: Çevre | Yorumlar 0 Yorum | 30 Eylül 2016 12:53:32

Bu hafta, gezegenimiz için kritik. Çünkü, atmosferik karbon düzeyinin milyonda 400 partikül olan üst sınırını resmen aşmış bulunuyoruz. Hem de geri dönüşü olmayan şekilde. Scripps Institution of Oceanography‘den (Scripps Okyanus Bilimi Kurumu) geçtiğimiz cuma günü yapılan açıklamada, “artık şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, bu yıl (karbon emisyonlarının atmosferik yoğunluğunda) 400 ppm düzeyinin altında aylık bir değer görmemiz mümkün değil. Üstelik, bu düzeye inmemiz yakın gelecekte de mümkün görünmüyor,” dendi.

Söz konusu açıklamaya temel oluşturan bulgular, iklim araştırmacıların 1958’den bu yana karbondioksit düzeylerini ölçtüğü Hawaii’deki Mauna Loa Gözlemevi’ndeki karbon gözlemlerine dayanıyor.



Bu rakamlar ne ifade ediyor?

Peki, bu rakamları bu denli korkutucu kılan nedir?

İklim ve atmosfer araştırmacıları, atmosferik karbonun milyonda 400 partikül düzeyinin, iklim açısından önlenemeyecek ve son derece olumsuz sonuçlara doğru yelken açmadan önceki son nokta olduğu konusunda bizleri uyarıyor.

2012 yılında, Kuzey Kutup Bölgesi bu kırmızı çizgiyi geçmiş olan Dünya üzerindeki tek bölgeydi. 3 yıl sonra, 2015 yılında araştırmacılar bu bölgede karbon düzeylerini ölçemeye başladılar. Karbon düzeyleri bir ay boyunca milyonda 400 partikül düzeyinin üzerinde seyrediyordu!

Bu düzeyi aşarsak felakate doğru yol alıyoruz

Üstelik, karbon düzeyleri her yıl eylül ayında en düşük değerlerde seyrediyor. Scripps’in açıklamasına göre, bu yıl aynı değerler şimdiden milyonda 401 partikülün üzerinde. Araştırmacılar, bu yıl ve yakın gelecekte daha düşük değerler görebileceğimizi düşünmüyor.

Ne olacak?

1. Bazı türlerin nesilleri tükenecek

Açıklamaya gerek var mı? Tahminler değişiyor, ancak kesin olan bir şey var: Türlerin yok olması, modern Homo sapiens‘in oluşmasından öncekinden 1000 kat daha hızlı!

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), bu yıl yaklaşık 10.000 türün yok olacağını tahmin ediyor.

İklim değişikliği nedeniyle, 2050’ye geldiğimizde (gezegen hâlâ yaşıyor olursa tabii) Dünya’daki toplam türlerin dörtte biri yok olmuş olacak.

2.Besin döngüleri sarsılacak

Türlerin yok olmasına bağlı olarak, uç yırtıcıların ve avlarının yok olmasıyla besin döngüleri de daimi olarak istikrarsız hale gelecek.

Kuzey Kutup Bölgesinde, okyanus sıcaklıklarının yükselmesi deniz alglerinin gelişimini engelliyor. Bu da, plankton yaşamını, sazanları, fokları ve kutup ayılarını temel besinlerinden mahrum bırakıyor.



Son 50 yılda, Alaska ve batı Kanada’da ortalama sıcaklıklar yaklaşık 4*C yükseldi.

3.Deniz suyu seviyeleri yükselecek


Okunduğunda çok can alıcı bir etki gibi gelmese de, deniz suyu seviyelerinde değişimin insan ve diğer türler üzerindeki etkisi inanılmaz derecede büyük.

2100 yılında, yaklaşık 13 milyon insanın evlerini kaybedeceği düşünülüyor.

Dünyanın bazı bölgelerinde, örneğin Büyük Okyanus’un bazı kıyılarında, bu gerçekleşmeye başladı bile!

Bilim insanları, ortalama küresel sıcaklığın 2*C’nin üzerine çıkmasını engellesek bile (ki mevcut eğilimler bu yönde değil), deniz suyu seviyesindeki değişimlerin geri döndürülemez olduğunu savunuyor.

4.Okyanuslar asitlenecek

Okyanus asiditesi, çevre sağlığının önemli bir ölçütü. Geldiğimiz noktada asidite düzeyleri nedeniyle, deniz ekosistemleri tehlikede.

Gezegenin okyanusları sürekli olarak fazla CO2’yi absorbe ediyor. Bu da asidite ölçütü olan pH düzeyinin düşmesine, yani suyun asitlenmesine neden oluyor.

Sonuç ise vahim: Canlılık için kritik öneme sahip mercanlar, örneğin Avustralya’daki Büyük Set Resifi (Great Barrier Reef) beyazlaşıyor ve yok oluyor.

Mercanlar hâlâ bazı resiflere tutunarak hayatta kalmaya çalışıyor. Ancak araştırmacılar beyazlaşmasının durdurulmadığı takdirde, okyanus ekosistemlerinde öldürücü etkisi olacağını belirtiyor.

Harekete geçme zamanı

Aksi halde pek vaktimizin kalmadığı söylenebilir.

Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen Paris İklim Zirvesi olarak bilinen 21. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansında (COP21), katılımcı ülkeler atmosferik karbon düzeylerini düşürmeye ilişkin bazı hedefleri ortaya koymuştu. Konferans sonucu imzalanan Paris Anlaşmasında da, iklim değişikliğine ve etkilerine karşı mücadele gündemlerinde uzlaşma sağlanmıştı.

Türkiye de dahil olmak üzere, anlaşmayı imzalayan tüm ülkeler, küresel ortalama sıcaklığın sanayi öncesi 1.5*C düzeyinden fazla yükselmesini engellemek için gerekli tedbirleri almak zorunda.

Bunu sağlamanın en önemli yollarından biri, emisyonları sınırlandırmak ve temiz enerji tedbirlerini hızla işler hale getirmek.

Ancak anlaşmayı bugüne dek imzalamış olan 60 ülkenin, dünyanın karbon emisyonunun yalnızca %47.76’sından sorumlu olduğunu unutmamak gerekiyor. Yani bu ülkeler anlaşma maddelerinin yaptırımlarını yerine getirseler bile, atmosferik karbon emisyon miktarının yarısından fazlası için herhangi bir uluslararası yaptırım bulunmuyor.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Güney Çin Denizi: Süregelen Rekabetin Arenası
Trump’ın yardım kesintileri 14 milyon kişiyi öldürecek.
Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

BABAM
YAZ-IN SÖZLÜ TARİHLE YAZ-IN SÖZLÜ TARİHLE YÜRÜMEK
İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?

LOZAN (Lousanne)
KORE...
DOĞUM ORANI
İKNA YETENEĞİ
ATMA RECEP

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git