Neler hasret kaldım diye bütün gün düşündüm. Siz de hak vereceksiniz bu hasretliklere. Buram buram domates kokan bir domates yemeğe hasret kaldım. Çürük de olsa ısırırken dudaklarımdan akan domates suyuna hasretim. Hani sahana tereyağını koyup cızırdadığında domatesleri atarsınız ya içine, domatesin kokusu tereyağı ile buluşup duman duman yayılır ya, işte o kokuya hasret kaldım.
Üstüne köy yumurtasını kırıp üzerine değirmende çekilmiş karabiber ve tuz koyunca etrafa yayılan kokuyu özledim. Fırından taze çıkmış bir somun ekmekle bu sahandaki muhteşem manzaraya dalmayı özledim.
Yaz başlangıcında pazarda sergileri dolduran KESTEL çileğinin kokusunu özledim. Yerken çilekleri sayarak yerdik, insanın ağzında aranan bir lezzet bırakırdı. Kısa bir süre pazarlarda görüp, tekrar tatmak için bir sonraki seneyi beklerdik. O çileği bu gün hala özlemekteyim.
Bursa’nın bir başka özlediğim meyvası ise şeftalisidir. Olgun bir şeftaliyi soyarken çok dikkat ederdik. Dilim dilim tabağa koyarken ellerimizden akan şeftali suyunun ziyan olmaması için ellerimizi ve parmaklarımızı yalardık. O şeftalinin kokusu bambaşka idi. Üç şeftali bir kilo gelir, lezzetinden bir tanesini iki kardeş yerken doyardık. Bu mis gibi kokan şeftaliye hasret kaldım.
Bayram günleri sevdiklerimizi ziyaret etmeye, akrabalar bir araya gelip çocuk ve torunlarla birlikte kurban kesilip, ilk gün sofra etrafında toplanıp kavurma yemeye hasret kaldım. Bayram denilince yaşanan şehirlerden uzak yerlere gidilmekte, bu nedenle geleneklerimizi yaşatan kutlamalara hasret kaldım.
Gazeteleri elimize aldığımızda yanlı olmayan haberlerin yer aldığı, hür düşünceleri kelimelere döken, Burhan Felek gibi fikirlerine hürmet ettiğimiz yazarların makalelerini aramaktayım. Sadece gazetecilik yapıp, özgür iradesi ile fikirlerini kelimelere döken yazarların yazılarına hasret kaldım.
Yolda yürürken ters yönden gelen bir dolmuş aracının yanımdan geçerken, müşteri toplama adına korna çalmasının yasak olduğu bir şehirde yaşamaya çok hasretim. Sokakta sigara içilmeyen, ciklet çiğnenmeyen, yere çöp atılmayan medeni bir şehirde yaşamaya hasretim.
İnsanların birbirleri ile içtenlikle gerçekleri konuştuklarını artık son onbeş senedir işitememekteyiz. Toplumu hakikat dışı bilgilerle donatıp, hayal dünyasında dolaşmasına vesile olan siyasilerin olmadığı, eğitim seviyesi zaten düşük insanların gerçek dışı haberlerle oyalandırılmadığı, tüm insanların tüm çıplaklığı ile gerçeklerle bilgilendirilme hakkı olduğu bir dünyada yaşamaya hasretim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.