A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

İnanç

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 29 Mayıs 2016 20:14:13

Günümüzün iyi olması için her sabah kalktığımda içimden dua etmeyi kanıksadım. Her sabah başka bir problemle güne başlamak, insanın kimyasını bozmakta. Her böyle günde aklıma Rusya`ya ilk seyahatim gelir. Ilk seyahatim, Gorbaçov dönemi Prestroyka ve Glasnost ile tarif edilen, 70 sene süren komünist rejim sonrası, Rus vatandaşlarına baskı rejimi, insan hak ve hürriyetlerinin gevşetilmesi anlamına gelen bir yavaşlama dönemi başlangıcı idi.

Bir çok insan tanıdım, bir çok kurumu ziyaret ettim. Gittiğim yerlerde konuştuğum insanların yanında alakalı alakasız inssanlar bulunmakta idi . Bir birilerini kontrol eden bir sistem.

Etrafta dolaşan insanlar görevli mesul kişiyi kontrol etmekteydiler. Mecnuna Rodnaya adlı güzel bir otelin işyeri katlarında bir büyük firmanın çalışma yeri vardı. Ofiste çalışan Rus uyruklu insanlar vardı. Onlarla çok değişik konularda sohbet etmek ilginç gelirdi bana. Baskı rejiminden çıkıp dünyaya bizim penceremizden bakmalarının şaşkınlıklarını seyretmek bile, ,zgürlük konusunun bir insan hayatında ne kadar önemli olduğunu görmek açısından bizler için ilginçti. Çalışanlar arasında bir Azeri Türk kökenli Ismail isimli delikanlı vardı ki ben çok severdim. Her konuda bilgi sahibi olmak için canla başla çalışabilen, öğrenmek için bütün antenlerini açık tutan bir insandı.

Çok gençti, hatta bu tür insanların mutlaka KGB’nin adamı olduğuna biz inanırdık. Her konuyu öğrenmek istemesinden yola çıkarak bu düşünceye varmaktaydık. İsmailin çok güçlü bir hafızası vardı. Bir konuyu iki defa okumazdı, bir kere okuması yetmekteydi. Rusya’da o dönemde her yerde bir insan kuyruğu bulunmaktaydı. İnsanların kuyruk gördüğü yerde neyin kuyruğu olduğunu öğrenmeksizin kuyruğa girdiklerine inanırdım.

Bir seferin ben de bilinçsiz bir kuyruğa girip ne olduğunu öğrenmek istedim, bir saat kuyrukta bekledikten sonra geldiğim dükkanda herkes elma almaktaydı. Ben de bir miktar aldım. Kasadaki kadının sorduğu soruya cevap veremedim, kadın elimden elmaları aldı ve tarttı.Sonra eline geçirdiği abaküs aletinde, boncukları bir o tarafa bir bu tarafa çekerek ücreti söyledi. Bende avucumda bulunan rubleleri yaydım, kadın içinden alacağını alıp, bana bakiyeyi geri vermişti. Elmaları bir paket kağıdına sardı, o kadar güzel sarmıştıki otelde o paketi açmak için çok uğraşmıştım.

Bir çok konuya hayran kalmıştım, kahve bardaklarının tabaklarını üst üste koyup bardakları kulplarından birbirinin içlerine öyle yerleştirirlerdi ki, bardak altlıkları ile bardaklar bir küme olurdu. Bende aynısını yapmaya uğraşır, ancak dört bardağı bu şekilde toplayabilirdim. Beş bardağı tabakları ile bir bütün halinde yerleştirmelerine gıpta ile bakardım.

Hele bir abaküs kullanmalarını seyredin, hayret ederdiniz. Facit veya elektronik hesap makinası ile yapacağınız işlemlerden belki çok daha hızlı işlem gerçekleştirirlerdi. Nasıl yaparlardı bilemiyorum, ama hayranlıkla seyrederdim. Her yerde bir kuyruk vardı. Her kuyrukta bekleyen insanlar, ve insanların ellerinde bir kitap. Hem sıra bekler hem de okurlardı. Bizim ülkemizde hayal bile edemiyeceğimiz kadar kitap satan dükkan vardı. Tabii bir ülkede yapılacak en önemli işlev kitap okumaktı.

Her seyahatimde İsmail benden İnglizce kitap isterdi. O tarihte internet olmadığından konu ve yazar ismi verirdi, ben de o kitapları alır Moskova’ya yanımda götürürdüm. Bir seferinde benden Kuran istedi. Ben de Arapça bilmediğinden ne yapacaksın derdim. İnglizce Kuran’da ısrar etti. Ben çocukluğumda yatılı olarak gittiğim ortaokul kütüphanesinde bulduğum İnglizce The Glaorius Kouran adlı kitabı okumuştum. Ona benzer bir kitabı satın alarak götürdüm Moskova’ya. İsmail çok sevindi. Tamamını okuduktan sonra bana sorduğu çok önemli iki soru vardı, din içerikli ve tanrı içerikli idi.

Birincisi : ‘ Tanrı gerçekten adil midir? Eğer bütün halklara adil ise, biz niye böyle bir idareye mahkum olmaktayız’ diye sordu. Ikinci sorusu ise : ‘’Sizin Başbakanınız çok saygın bir insan, bu tanrının size bir lutfu, biz niye Lenin ve Stalin gibilerle cezalandırıldık? Özal ve idaresinin kıymetini bilin kaybettiğinizde pişman olursunuz.’’ demişti. Bu gün Azeri İsmail’i çok anmaktayım diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler
Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git