Özgürlük insana ilişkin hakları da içine alan evrensel bir kavramdır. Yaşamı bütünüyle yaşayabilmek ve algılayabilmenin adıdır. İnsanla ilgili değerleri bilimsel bir açıdan açıklamak özgürlük ile mümkündür. Özgür olmak, bilinçli olmayı, sorgulamayı, boyun eğmemeyi beraberinde getirir.
Özgürlüğün yolu; şartsız kabul etmemekten geçer. Gerçeğin araştırılması özgürlükle ile mümkündür. Ezberci anlayış kısırlığı getirerek; insanın kişiliğini öldürür. Bilim, dinozorların yeryüzünden yok oluşların nedeni olarak gövdelerin aşırı derecede büyümeleri ve beyinlerinin küçülmesi olarak açıklamaktadır. İnsanoğlunun bu dengesizliğe düşmemesi, özgürlük içinde, medeniyetle beraber beynini geliştirmesiyle mümkündür. Gerçekten de bilim ve teknolojiyi, insanı ve doğayı yok eden silah yapımında kullanmak akıllılık mıdır? İnsanın aklı, özgür ortamda geliştikçe ülkeler savaştan ve silah yapımından uzaklaşacaklardır. Özgür düşünce anlayışı, çoğunluğun ezici gücüyle farklılıkları törpülemek ve söküp atmak isteyenlerin amaçlarına ters düşmektedir. Çünkü onlar sadece kendileri gibi düşünenlere özgürlük vermek istemektedirler.
İnsanı sınırlayan çerçeve anlayışının da özgürlükçü bir yapıda olması mümkün değildir. Bu olsa olsa özgürlük denilerek özgürlüğün içini boşaltma gayretidir. Çağdışı anlayışın temsilcisi olan bazı gurupların çalışmaları neticesinde, kadın erkek eşitliği ve kadınların özgürlüğü konuları, ne yazık ki, kadının başını bağlama özgürlüğüne dönüştü. Oysa baş bağlayarak özgür olunmaz.
Turbanı üniversiteye yerleştirme yönündeki çabalar da ülkemizdeki emperyalizmin işbirlikçilikleri ile gericiliğin ortak hareketidir. Toplumsal yaşamda özgürlüklerin herkes için olduğunun farkına varılmalı ve bilimsel aydınlatma faaliyetleri yaygınlaştırılmalıdır. Aslında, özgürlük, aydınlıktan yana olabilmektir. Özgürlük, insanı bir kuş gibi uçuran kanatlardır. Gökyüzünün ve denizin maviliği özgürlükle özdeşleştirilir. Bir düşünün, bir muhabbet kuşunun özgürken ötüşü ile esirken ötüşündeki farkı. Özgürlük bağımsızlıktır. Özgürlük canlıların yaşam sevincinin kaynağıdır. Bu gerçek insanlar için de geçerlidir. Toplumların gerçekleri öğrenebilmesi ve değişiklikleri takip edebilmesi özgürlük ile mümkündür. Bir insanın özgür olması için, temel gereksinimlerini karşılayacak ekonomik olanaklara sahip olması gerekir. Bu, bir bakıma, kişinin kendi ayakları üstünde durabilmesi demektir. Aynı kural, ülkeler için de geçerlidir. Ekonomik özgürlük, kişilere, bilgilerini kültürlerini geliştirme ve düşüncelerini özgürce ifade etme olanağını sağlar. Nihilizm felsefesinde olduğu gibi, doğa karşısında acizliği vurgulanan insanlar, şaşırmakta ve çok kolay yönetilebilmektedirler. Bunun sonucunda, insanların yerine devlet, parti, din gibi kurumlar düşünmekte; dolayısıyla kişilerin düşünce özgürlüğü etki altına alınarak kitle kültürü yaratılmaktadır. Esas olan, kişinin hiç bir baskı, önyargı etkisinde kalmaksızın, düşüncelerini oluşturması, bilgi üretmesi, yapıcı eleştiride bulunması ve toplumsal sorunlara duyarlı olmasıdır.
Törelerin, gelenek ve göreneklerin toplum üzerindeki etkilerini inkâr etmek mümkün değildir.
Ancak, bunlardan kaynaklanan yanlış toplumsal baskı ve dayatmaları önlemenin yolu, özgürlüğü kısıtlamaktan değil, toplumu bilinçlendirmekten geçer. Mevcut sistem, para, mülk, evler, yazlıklar, mevkiler üzerinden politika yaparak insanları paranın kölesi etmek için özgürlük sloganını kullanmaktadır. Bunu, özgür ülke ABD sunumuyla ve Amerikan marka ürünlerle yaymaktadır. Egemenlerin ve ekonomik elitlerin bitip tükenmez sermaye artışlarına göre şekil değiştiren özgürlük olamaz. Her toplumda iyilik duygusu, düşmanlık, nefret ve yıkıcı duygulardan daha güçlü olduğu için; özgür akıl insanlığın tüm sorunlarının çözümünde en sağlam güvencedir.
Yazımızı Paul Eluard’ın Özgürlük şiirinden bazı mısralarla noktalayalım.
Okul defterime
Sırama ağaçlara
Kumlara
Geri gelen sağlığa
Geçen her tehlikeye
Özgür Karakaya
ozgkara@hotmail.com
İletişim Uzmanı/Bursa