Göç, dini, iktisadi, siyasi, sosyal ve diğer nedenlerle insan topluluklarının bir yerden bir başka yere gitmesi. Kişisel nedenlerle yer değiştirmeye ve bu süreçte taşınan eşyaların hepsine göç deniyor. Çağlarboyu .insanoğlu pinpon topu örneği daha yaşanabilir bir ortam bulabilmek için ordan buraya, burdan şuraya göçetmiş.
Kuşların, balıkların ve bazı hayvan türlerinin, belli mevsimlerde dünyanın çeşitli yerlerine gitmeleri de göç olarak anılıyor. Anlaşılan göç kavramı sınır tanıyan, tanımayan her türlü canlı için geçerli.
İşsizlik, daha iyi şartlarda yaşama gibi nedenlerle, ülke içinde olduğu gibi ülkeler arasında da gerçekleşen göçler, zamanla çözümü zorlaşan büyük sorunlar ortaya çıkarmakta, ülkelerin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel dokusunu değiştirmekte.
On yıl öncesine değin, göçmenler herşeylerini, özellikle alışkanlıklarını evlerinde bırakıp, umutları ve birikimleri ile dünyanın başka bir noktasında yaşamaya başlardı. Mutlu olmak için, karşılaştıkları yeni kültüre, sosyal yapıya ve bir çok yeniliğe uyum sağlamak sorundaydılar.
Ya bugün? Durum teknoloji sayasinde oldukça değişti. Uydu yayınları ile internet sayesinde, göç edenler geldikleri ülkeden bir türlü kopmuyor. Beden göç ettiği yeni yurdunda iken, ruh ve akıl olarak sürekli geldiği, bağlarını koparamadığı ülkede yaşıyor.
Dilini ve kültürünü unutmamak, hatta ikinci kuşaklara aktarmak için iyi bir olanak olarak görülebilinecek bu durum, yeni kültürü tanımak, ona uyum sağlamak açısından olumsuz etkiler yapıyor. Yaşadığı ülkeye bir türlü uyum sağlayamayan, bu gereksinimi bile duymayan göçmenlerin yaşadıkları yabancılaşma daha büyük bir sorun haline geliyor. .
Elbette hiç birimiz geldiğimiz ülkeyi unutmayalım, unutamayız. Ancak bir denge kurmamız gerekiyor. İkinci, üçüncü kuşakların birinci kuşakla arasındaki uçurumun daha da açılmaması , sağlıklı gençler yetiştirebilmek için yaşadığımız ülkedeki kültürel, ekonomik, siyasi yaşama katılmamız, hatta söz sahibi olmamız gerek.
Bir göçmenin yeni ülkesinde yaşama katılma, söz sahibi olma olanağı, internet ve uydu yayınları yokken bile oldukça zordu. Şimdi hayatımızı kolaylaştırdığı varsayılan teknolojı sayasinde daha zor.
Küreselleşen dünyada, gelişmekte olan ülke vatandaşlarının gelişmiş ülkelerdeki olanakların çekimine kapılarak, bu ülkelere ulaşmak için verdikleri yasal ya da yasadışı çaba ne kadar büyük olursa olsun, sonuca ulaşınca rahata kavuşulmuyor. Varılan ülkeye uyum sağlamak için bilinmeyenlerle dolu zorlu bir başka mücadele daha gerekiyor.
Belki de bu zorlu mücadeleden yorulan göçmenler için teknoloji bir kaçış alanı ve sanal da olsa özlem giderme olanağı sunuyor.