Siz Rüştü’yü tanıdınız mı bilmiyorum, ama ben onu tanımaktan son derece mutluyum. Üniversiteye ayak bastığımda Rüştü, İnşaat bölümünün ilk talebelerinden olup son sınıftaydı ve iyi bir talebe olduğunu duymuştum. Sporcu kimliği çok ağır basmakta, basketbolda çok başarılı idi. Boyu uzun olduğundan bizlere yukardan bakardı, ve bu ona ağırbaşlı bir hava verirdi. Oyunda ise oyun kurucu olarak diğer arkadaşları ile çok uyumlu idi.
En sevdiği oyun turnikeden sayı atmak ve potadan dönen topları boyunun avantajı ile toplayıp tekrar oyuna aktarmaktı. Ankara Koleji’nin takımında oynadığı sürelerde diğer takım arkadaşları ona hep ‘’Baba ‘’ derlerdi ve bütün taraftar da bu lakaba katılır yaptıkları tezahüratta Baba Rüştü sloganı ile bütün salonu inletirlerdi. Baba Rüştü Milli formayı 4 kez giymiş, 3 defa da Ordu Milli formasını giymiş bir sporcu idi.
Üniversite döneminden sonra okulda yüksek lisan yaparak fakültede hocalık yapmaya başlamıştı. Bu arada Süheyla Hanım’la izdivacına ilk adımı Ankara Palas’ta attığını hatırlarım. Aralık ayının 16sında bütün okul arkadaşlarını çağırmıştı bu güzel törene. Süheyla da çok güzel bir gelin adayı olarak törene katılanların beğenisini almıştı. O gece benim için önemli idi, Rüştü ve Süheyla‘ya verilecek hediyenin seçimi, alımı ve takdimine, arkadaşlarım tarafından memur edilmiştim. İki cümle ile girişte hissiyatlarımızı dile getirdikten sonra, hediyemizi vererek görevimi başarı ile bitirmiştim.
Daha sonraları Süheyla bizim şirketimizde Ofis müdürü olarak görev yapmıştı. Hatta evladını dünyaya getirdikten sonra üniversiteye geri dönüp, mezun olmuştu. Baba Rüştü ise Mimari bölümde 1985 ile 1993 döneminde Dekanlık görevini sürdürdü. Yalım Hoca, Baba Rüştü, Rektör Kemal Kurdaş, Hüsnü ve ben perşembe günleri akşam spor salonunda tek pota basketbol oynardık. ODTÜ tarihine derin izler bırakan Baba Rüştü, yakalandığı hastalığa yenik düşmüştü. Hepimiz çok üzüldük.
Bu güzel insan, Baba Rüştü artık sadece hafızalarda kaldı. Ben Baba Rüştü’yü hiç unutamam. Hani derler ya rüştünü genç yaşta ispat etmiş bir insan, iste Baba Rüştü böyle bir insandı. Hem spor dünyasında, hem Orta Doğu Teknik Üniversitesinde hemde TED Ankara Kolejinde adına bugün hala ödüllü yarışmalar düzenlenmekte olduğunu biliriz.
Bu günlerde siyasi koridorlarda, rüştü ispatlanmamış insanlar yer aramakta; ikbal peşinde koşmakta olduklarını seyrederken de, endişelerimiz artmakta. Ülkenin içindeki aritmetik durumu fırsat bilen odaklar, ülkeki problemleri kendi küçük beyinlerindeki denklemlerle çözmeye çabalamaktalar. Hani rüştünü ispat etmemiş insanlar, hırslarının esiri olurlar ya, işte durum şu anda bunu sergilemekte.
Ülkemin üzerine bir saray kabusu çökmüş, rüzgar bu kabusu ortadan kaldıracak güçte esmemekte. Ülkeyi kimler nereye götürmekte, neden benim ülkemde normal bir demokrasi uygulanmamakta diye korkularım artmakta. Hani geldik gidiyoruz, bu ülkeyi hırslarının esiri, rüştünü ispat etmemişlere terk etmek içimden gelmemekte diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.