A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yılda 4000 sanat tarihçisi ve arkeolog mezun oluyor, ancak 20’si iş buluyor

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | 05 Mayıs 2015 03:50:02

Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki mozaiklerde yapılan vahim restorasyon kültürel mirasın nasıl korunduğunu gündeme getirdi. Kültür Sanat Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Hızır İnan’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye genelinde; 12. 280 arkeolojik sit alanı, 266 kentsel sit alanı, 32 kentsel arkeolojik sit alanı, 159 adet tarihi sit alanı, 438’i diğer sit alanları olmak üzere toplam 13. 175 sit alanı ve 97. 142 korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde 194, özel sektör tarafından açılan 197 müze var.

Bu sayıya karşın, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde; arkeolog, müze araştırmacısı, sanat tarihçisi, hititolog, antropolog dahil 1003 personel bu işleri yürütüyor.



Sendika Başkanı İnan, arkeolog ve sanat tarihçilerinin kendi alanlarında çalışma ortamı bulamadıklarını söylüyor. Türkiye’deki 100’e yakın ‘Arkeoloji ve Sanat Tarihi’ bölümüne yılda yaklaşık 5000 öğrenci alınıyor, yaklaşık 4000 mezun veriliyor. İş bulan mezunların sayısı ise, yılda 10-20 kişi arasında değişiyor.

Bu alanda işsizliği azaltacak olan Kültür ve Turizm Bakanlığı, son 10 yılda 227 arkeolog, 100 müze araştırmacısı ve 57 sanat tarihçisi istihdam etti.

“234 SÖZLEŞMELİ MÜZE ARAŞTIRMACISI ATAMA BEKLİYOR”

Kültür Sanat Emekçileri, Müzeciler, Arkeologlar, Sanat Tarihçiler, Restoratörler ve Görsel Sanatçılar Derneği Genel Başkanı Hızır İnan’ın açıklaması şöyle:

“Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ihtiyaç olduğunu belirttiği Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı mezunu 234 adet sözleşmeli teknik hizmetler sınıfındaki müze araştırmacısının zaman kaybedilmeden, hakkaniyet ölçüsü çerçevesinde atanmasının sağlanmasını tekrar vurgulayarak tarihî eserlerimizin uzman ellere teslim edilmesini talep etmekteyiz.

Kadim bir coğrafyanın parçası olan ülkemiz, insanlık tarihinin on binlerce yıllık kültür mirasını bugünlere taşımıştır. Bu kültür mirası ecdadımızdan bizlere aktarılmışsa, bizler de gelecek kuşakların emaneti olan, tüm insanlığın bu ortak değerlerini aynı duyarlılık ve sorumluluk bilinci ile geleceğe aktarmak zorundayız.

“97.142 TAŞINMAZ MİRASI 1003 KİŞİ KORUYOR”

Ülkemiz genelinde; 12. 280 arkeolojik sit alanı, 266 kentsel sit alanı, 32 kentsel arkeolojik sit alanı, 159 adet tarihi sit alanı, 438 ‘i diğer olmak üzere toplam 13. 175 sit alanı ve 97. 142 korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı bulunmaktadır. Bakanlık bünyesinde faaliyet gösteren 194 adet müze ve özel sektör tarafından açılan 197 müze bulunmaktadır.

Uzman/Teknik eleman olarak Kültür ve Turizm Bakanlığında Arkeolog, Müze Araştırmacısı, Sanat Tarihçisi, Hititolog, Antropolog toplamda 1003 kişi ile bu işler yürütülmektedir. İş yoğunluğunun artmasına rağmen bu kadar az sayıda personelle bu işlerin yapılması mümkün görülmemektedir.

Kültür varlıklarını korumak ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarmak görevi yasa ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verilmiştir. Kültür varlıklarına sahip çıkmada diğer disiplinlerin yanı sıra Arkeolog ve Sanat Tarihçilerine de önemli görevler düşmektedir. Ülkemizin, taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları bakımından dünyada çok önemli bir yeri olduğu bilinmektedir. Ancak, kültür varlıklarının ortaya çıkarılması, korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında aktif görev alacak olan Arkeolog ve Sanat Tarihçiler istihdam konusunda ciddi sorunlar yaşamaktadır.

“YILDA 4000 SANAT TARİHÇİ VE ARKEOLOG MEZUN OLUYOR”

Kültür ve Turizm Bakanlığı, son 10 yılda 227 arkeolog, 100 Müze Araştırmacısı ve 57 Sanat Tarihçisi istihdam etmiştir. Ülkemizin dört bir yanı diğer kadim medeniyetlerin yanı sıra Türk-İslâm eserleri ile nakışlanmış haldeyken, konunun uzmanları olan Arkeolog ve Sanat Tarihçiler kendi alanlarında çalışma ortamı bulamamaktadır. Ülkemizde 100’ e yakın Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümlerine yaklaşık 5000 öğrenci alınmakta, yılda yaklaşık 4000 mezun vermektedir. Oysa kendi mesleğinde iş bulanların sayısı yılda 10-20 kişi arasında değişmektedir! Müzelerde yeterince istihdam edilmeyen ve öğretmenlik hakkı neredeyse elinden tamamen alınmış Sanat Tarihçiler için bu durum ciddi bir sorundur.

“2004 YILINDA SADECE 2 SANAT TARİHİ ÖĞRETMENİ ATANDI”

Kültür varlıklarımızın korunması için toplumsal bilincin oluşturulmasında Sanat Tarihi eğitiminin zorunlu olması gerekir. Ne yazık ki, ortaöğretim kurumlarında okutulan “Sanat Tarihi Dersi” zorunlu olmaktan çıkartılmış, seçmeli ders haline getirilmiştir. Eski eserler bakımından dünyanın belki de en zengin ülkesi olan ülkemizde, toplam 800.000 öğretmen içerisinde yalnızca 130 adet Sanat Tarihi öğretmeni mevcuttur! 2008-2012 yılları arasında Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde 1407 Tarih öğretmeni atanırken, aynı yıllar içinde Sanat Tarihi mezunları ise 10 öğretmen kadrosu alabilmiştir. 2014 yılında sadece 2 Sanat Tarihi öğretmeni atanmıştır. Ne yazık ki her yıl düzenli olarak atamanın yapılmadığını da ayrıca belirtmek isteriz.

"SANAT TARİHİ DERSLERİNE RESİM ÖĞRETMENLERİ GİRİYOR”

Sanat Tarihi dersinin içeriği konusunda yeterli bilgisi olmayan okul yöneticileri, dersin seçilmesi için öğrencileri yönlendirmemektedirler. Zorunlu-seçmeli çeşitli din dersleri, seçmeli tarih, seçmeli fizik ve benzeri zorunlu derslerin tekrarı niteliğindeki derslere öncelik tanınmaktadır. Oysa Orta Öğretim Kurumları Haftalık Ders Saatleri Çizelgesine göre 9. sınıf itibari ile 12. sınıfa kadar her öğrenci seçmeli ders olarak Sanat Tarihini (2 kredi) seçip okuma imkânına sahiptir. Bir okulda norm kadro oluşturulabilmesi için o dersin en az 14 saat olarak okutulması gerekiyor. Bazı okullarda 14 saatin altında 2-12 saat arası seçmeli olarak okutulan Sanat Tarihi derslerine MEB Talim Terbiye Kurulu’nun 80 sayılı kararına göre Resim Öğretmenleri girdiği için bizlere ihtiyaç olmadığı belirtilmektedir. Ne yazık ki Sanat Tarihçilerinin kendi branşları dışında başka bir derse (resim ve benzeri) girme hakları bulunmamaktadır.

Sanat Tarihi dersini seçmeli yaptığımız günümüzde, Kanada’da ikamet vizesi isteyen yabancılar ülkenin sanat tarihiyle ilgili bir sınava girmektedirler. Ülkemizde eğitim veren yabancı okulların tümünde Sanat Tarihi dersi ana derslerden biridir ve zorunludur. Yine, ne yazık ki yalnızca Güzel Sanatlar ve Spor Liselerinde Sanat Tarihi dersi zorunlu dersler arasında yer almaktadır. Dünyanın saygın meslekleri arasında kabul edilen mesleğimizin Türkiye’de itibar görmemesini anlamakta zorluk çekmekteyiz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda çalışan Arkeolog ve Sanat Tarihçiler çeşitli unvanlar altında çalışmakta, özlük hakları açısından farklı maaşlar almaktadırlar.

“SANAT TARİHÇİSİ DİYE TANIMLANMALI”

Müze Araştırmacısı kadrosunda çalışan Sanat Tarihçilerinin ve Arkeolog kadrosundaki arkeologların ek göstergelerinin 3600’e çıkarılması konusunda gerekli çalışmanın Bakanlık tarafından yapılması bu konudaki haksızlıkları giderecektir.

Sanat Tarihçilerinin Devlet Personel Başkanlığı’nda meslekî tanımı yoktur. Bizler, “Müze Araştırmacısı” olarak kabul edilmekteyiz. Dünyanın birçok ülkesinde saygın bir meslek olarak kabul edilen Sanat Tarihçiliği, çalıştığı kurumun adına bakılmadan,

Müze Araştırmacısı değil Sanat Tarihçisi olarak tanımlanmalıdırlar. Meslek ve iş gruplarının tanımlandığı Devlet Personel Başkanlığı listesinde bulunmayan “Sanat Tarihçisi” unvanının, gerekli yazışma ve protokollerle çözülerek ilgili listede yer almasının sağlanmasını istiyoruz. Kadro ihdas taleplerinin de bu şekilde yapılması durumunda “Sanat Tarihçisi” kimliği evrensel ölçekte olduğu gibi, ülkemizde de hak ettiği değeri kazanacaktır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma,Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve bunlara bağlı kamu kuruluşlarının (Bölge İdare Mahkemeleri, Belediyeler, DSİ, Karayolları, Denizyolları, TCDD vb.) genel müdürlüklerinden bölge müdürlüklerine kadar her biriminde Sanat Tarihçi ve Arkeolog çalıştırma ve bulundurma zorunluluğunun getirilmesine yönelik işlemlerin vakit geçirilmeden başlatılması gerekmektedir. Adı geçen bakanlıkların yanı sıra Belediyelere bağlı Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB) ile Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bölge müdürlüklerinde de Arkeolog ve Sanat Tarihçilerinin yeterince görev alması gerekmektedir. Bu alanlardaki görevlendirmeler, sıradan bir atama olmaktan öte taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının korunması için zorunlu bir durumdur.

“MÜZE GİRİŞLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE SON VERİLMELİ”

Müzelere girişlerde özelleştirme uygulamalarına son verilmeli, arkeolog,sanat tarihçisi ve benzeri bölüm mezunları ile öğrencileri ülkemizdeki müzelere ücretsiz girebilme imkanına kavuşturulmalıdır.

Yetkililerle yaptığımız şifahi görüşmelerde Haziran Merkezi Ataması için söz verilen 62 Arkeolog alımının olamayacağı, sayının bizleri tatmin etmeyecek kadar düşük olacağı tarafımıza bildirildi. Oysa; Bu konudaki yetkililer tarafından verilen sözler ivedilikle gerçekleştirmelidir. Hem merkezi atama hem de sözleşmeli atamalar bir an önce, 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce yapılmalıdır.

Kültürel Miras sektörü çalışanlarından Restoratörler; Esere nasıl zarar vermem ilkesi ile yetiştirilmektedirler. Restoratör- konservatörlerin istihdam olanaklarının arttırılması, çalışma sahalarındaki sağlıksız koşulların iyileştirilmesi, sürekli kimyasal ilaçlara maruz kalınmasından kaynaklı sağlık sektöründekilere getirildiği gibi yıpranma payının getirilmesi bu mesleğe gönül vererek ve iyi bir eğitim alarak çalışacak ve camiamıza katılacak olan yeni meslektaşlarımıza meslek etiklerinin bu işin eğitimcileri tarafından çok iyi anlatılması gerekmektedir.”

Hülya KARABAĞ
Kaynak : ZETE

Hatay Arkeoloji Müzesi'nde ne oldu?

Hatay Arkeoloji Müzesi'nde restorasyon skandalı Dünya’nın ikinci büyük mozaik sergileme alanı olan yeni Hatay Arkeoloji Müzesi’ndeki mozaiklerin, yeni müzeye taşınma sırasında bir restorasyon skandalına kurban gittiği ortaya çıktı. Bakanlık devam eden restorasyonları durdurarak, bir kurul kurarak inceleme başlattı.



arkeofili.com’un haberine göre; Yerel mozaik ustası Mehmet Daşkapan’ın 16 Nisan'da Antakya Gazetesi’ne yaptığı açıklamalardan sonra mozaiklerin eski müzedeki ve yeni müzedeki halleri arasında ciddi farklılıklar olduğunu ortaya çıkardı. Birçok eserin yanlış restore edildiği fark edildi.

 

Turizm Bakanlığı inceleme başlattı

Daşkapan’ın açıklamaları üzerine Turizm Bakanlığı bir komisyon kurdu ve araştırma başlattı. Yapılan ilk incelemelerin ardından da, müzede devam eden restorasyonlar tamamen iptal edildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bozdemir’in yazılı açıklaması şöyle: “Hatay Yeni Arkeoloji Müzesi’nde yer alan bazı Roma Dönemi mozaiklerinde yaşanan restorasyon hataları olduğunu iddia edilen gazete haberleri üzerine, söz konusu Müzede restorasyon yapılarak sergilenen mozaik çalışmalarını incelemek üzere, Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce, mozaik konusunda uzmanlardan oluşan bir Komisyon kurulmuştur. Kamuoyunca herhangi bir yanlış algılamaya mahal verilmemek açısından, Komisyon tarafından gerekli araştırma ve inceleme çalışmaları tamamlandıktan sonra, konuyla ilgili bilgilendirme ayrıca yapılacaktır.”



Karikatür haline getirmişler

Daşkapan: “Roma Dönemi’nin görkemli zamanlarını resmeden mozaikleri resmen karikatür haline getirmişler, hele ki bazıları orijinal halinden çok şey kaybetmiş, değerinden çok şey yitirmiş” açıklamalarını yapmıştı.

 

1700 eser sergilenecekti

Eşsiz Roma dönemi mozaiklerinin sergilendiği müze, Başbakan Davutoğlu’nın da katıldığı bir törenle açılmıştı. 55.000 metrekare alan üzerine kurulu, 52 milyon TL maliyetli müzede 1700 eserin sergileneceği bildirilmişti. Müzenin en gözde eseri olarak ise Tell Tayinat’ta bulunan Şuppiluliuma heykeli kabul ediliyor


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git